WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan dava dilekçesinde açıklanan sebeplere bağlı olarak dava konusu edilen bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi talep ve dava edilmiş ise de; davacı vekili tarafından vekaletnamedeki özel yetkiye de dayalı olarak ön inceleme duruşması öncesi aşamasında ----- üzerinden gönderilen dilekçe ile HMK. Madde 123 kapsamında davayı geri aldıklarını belirtmek suretiyle buna göre karar verilmesi talep edilmiş olup, davalı vekili tarafından ------ üzerinden gönderilen ve vekaletnamedeki özel yetkiye dayalı dilekçe ile davanın geri alınmasına açık rızalarının olduğunu belirterek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi istenmiştir. Sonuç olarak davanın HMK Madde 123 kapsamında geri alınması, davalı vekilinin açık rızasına ilişkin beyanı ve HMK Madde 123 düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde HMK Madde 123 kapsamında davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olmak üzere aşağıdaki karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan ve sözleşmenin ifa edildiği iddiasına dayalı tapu iptal, tescil isteklerine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,10.5.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar, mirasbırakan ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Taraflar arasındaki, 3.kişinin İİK.nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkin olarak, mahkemece verilen 31.3.2010 tarihli karar, davacı 3.kişi vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olup, bilahare davacı vekili vekaletnamedeki yetkisine binaen 28.2.2011 tarihli dilekçesi ile temyiz talebinden feragat etmiş bulunduğundan, davacı (3.kişi) vekilinin vaki temyiz talebinin feragat nedeniyle REDDİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3. kişiye geri verilmesine 14.3.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Satış vaadi sözleşmesi geçerli olmakla birlikte davanın açıldığı tarihte davalı vaat olunan taşınmazın maliki olmadığından aynen ifa mümkün değildir. Kural olarak, borcun ifa edilmemesi borçlunun sorumluluğunu gerektirir ve borcun ifa edilmemesinde kusurlu kabul edilir. Bu durumda, vaat alacaklısı davacı aynen ifa yerine BK'nun 96. ve devamı maddeleri uyarınca tazminat talep edebilir. Buradaki tazminat, alacaklının müspet zararıdır. Müspet zarar ise, alacaklının gereği gibi ve vaktinde olan ifaya taalluk eden menfaatine tekabül eder. Yani borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne vaziyette bulunacak idi ise bu vaziyet ile mamelekin hali hazır vaziyeti arasındaki farktır. Diğer bir ifadeyle müspet zarar aktin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarardır. Somut olayda, davacı 08.05.1992 tarihli ve bu sözleşmeyi temlik aldığı 18.12.1992 tarihli satış vaadi sözleşmelerine dayanmaktadır....

            -K A R A R- Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı arasında 13.07.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince davacılara A,B,C bloklarda yapılacak 24 bağımsız bölümden 4 adedinin verileceği ve dairelerin teslimine kadarki tüm emlak vergilerinden yüklenicinin sorumlu olduğunun kararlaştırıldığı, davalının blok ve daire konumlarını değiştirdiği gibi, davacılara verilecek dairelerin de farklı metrekarede olduklarını, bu nedene dayalı olarak en başta davalıyı, verilen vekaletnamedeki satış yetkisinden azlettiklerini ileri sürerek, davacıların ödediği emlak vergisi toplamı 7.797,35 TL’nin temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

              Davacı vekilinin, vekaletnamedeki yetkisine dayalı olarak 17.03.2016 günlü dilekçe ile temyiz talebinden feragat ettiği anlaşıldığından, vaki feragat sebebiyle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 31/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Davalı vekilinin vekaletnamedeki feragat yetkisine dayalı olarak, 10.02.2016 günlü feragat dilekçesi ile iş bu temyiz hakkından feragat ettiği anlaşıldığından, vaki feragat sebebiyle temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde peşin harcın iadesine, 05/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Hüküm, davalı vekili Av. ... tarafından 18/04/2014 günlü dilekçe ile temyiz edilmiş ise de, davalı vekilinin ibraz ettiği 11/05/2016 günlü feragat dilekçesinden vekaletnamedeki feragat yetkisine dayalı olarak temyiz talebinden feragat ettiği anlaşıldığından, vaki feragat sebebiyle temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Sözleşmenin ifa olanağı bulunduğu sürece vaad borçlusu olan kişiden ifa isteminde bulunulabilir. Ancak ifanın olanaklı bulunmaması durumunda aynen ifa yerine tazminat da istenebilir. Bu tazminata doktrinde ve uygulamada akdi tazminat denilmektedir. Akdi tazminatın dayanağı ise Borçlar Kanununun 96. maddesidir. Gerçekten anılan hüküm uyarınca alacaklı hakkını kısmen veya tamamen elde edemezse borçlu kendisine hiçbir kusurun isnat edilemeyeceğini ispat etmedikçe bundan kaynaklanan alacaklı zararını tazmin ile mükelleftir. Davacı, 12.11.2006 tarihli dilekçesinde; tazminat talebinde bulunmuş ve bunun nedenlerini de açıklamıştır. Mahkemece, davacının bu istemi değerlendirilerek olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması yerine tazminat talebinin dahi reddi açıklanan nedenle doğru değildir....

                      UYAP Entegrasyonu