Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, satış vaadinde bulunan ... ve ...’nin dava tarihinde ölü olmaları, ölüm ile vekalet ilişkisinin sona ermesi anılan kişilerin mirasçılarının da sözleşmeyi kabul etmedikleri, çekişme konusu taşınmazların iştirak halinde olup bu haliyle sözleşmenin ifa olanağının da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairemizce "...satış vaadi sözleşmeleri kişilerin kendisi tarafından düzenlenebileceği gibi vekil aracılığıyla da düzenlenebilir. Vekaletnamedeki yetkinin kullanıldığında taraflar arasındaki vekalet ilişkisi sona ermemiş veya iyiniyetli üçüncü kişiler sona erdiğini bilmiyorsa vekil eden vekilin yaptığı iş ve işlemlerden sorumludur. Vekalet ilişkisi, istifa, azil ya da işin mahiyetinden anlaşılmadıkça veya vekaletnamede aksine hüküm bulunmadıkça ehliyetsizlik, iflas ve ölüm ile de sona erer. (BK’nun 396-397. madde) Somut uyuşmazlıkta, 08.01.1982 tarihli satış vaadi sözleşmesi satmayı vaat edenlerin vekili ... eliyle düzenlenmiştir....

    özel yetkiye dayalı olarak davadan feragat edildiği anlaşıldığından ve davalı vekili tarafından --- üzerinden gönderilen ----- tarihli dilekçe ile de vekaletnamedeki özel yetkiye dayalı olarak davacı tarafın davadan feragat etmesi karşısında kendilerinin de davacı taraftan yargılama gideri ve avukatlık ücreti istemedikleri belirtilmiş olduğundan sonuçta davayı sona erdiren taraf işlemi ve dosya kapsamı gözetilerek resen ele alınan bu dosya üzerinden işlem gören davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin olmak üzere aşağıdaki hüküm kurulmuş olup ------ konu arabuluculuk zorunlu gideri dışında kalan avukatlık ücreti ve yargılama gideri yönünden vekille temsil edilen tarafların söz konusu dilekçeleri de gözetilerek avukatlık ücreti takdir edilmemiş ve davalının bir gideri olmaması da dikkate alınarak yargılama gideri yönünden de yapan üzerinde bırakılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki aynen ifa ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekili ile davalı arsa sahipleri arasında 18.09.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, 1 ve 2 nolu parselleri tevhit ederek 1 adet blok yaptığını, ancak davalıların 6 nolu parseli halen inşaat yapmak üzere teslim etmediklerini, eski evlerinde de oturmaya devam ettiklerini, bu konuda çektikleri ihtarında sonuçsuz kaldığını, sözleşmenin aynen ifasını ve geç ifa sebebiyle 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini, aynen ifa mümkün olmadığı takdirle, ifa edilemeyen sözleşmeden dolayı uğradıkları 60.000,00 TL zararın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen aynen ifa ve tazminat davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 29.06.2012 gün ve 2012/2696 Esas, 2012/4456 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arsa sahipleri arasında 18.09.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, 1 ve 2 nolu parselleri tevhit ederek 1 adet blok yaptığını, ancak davalıların 6 nolu parseli halen inşaat yapmak üzere teslim etmeyerek parsel üzerindeki eski evlerinde oturmaya devam ettiklerini, bu konuda keşide edilen ihtarın sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, sözleşmenin aynen ifasını ve geç ifa sebebiyle 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini, aynen ifa mümkün olmadığı takdirde, ifa edilemeyen sözleşmeden dolayı 60.000,00 TL zararın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir....

          ın sözleşme uyarınca kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesisi yetkisi vermesi için aynen ifa kararı verilmesini, tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin eksik iş ve işlemlerini yapabilmesi, sözleşme ve sözleşme dışı üçüncü kişilere karşı edimlerini yerine getirebilmesi için davalının ifaya icbarına ve aynen ifa kararı verilmesini, aynen ifa talepleri doğrultusunda davalı namına kat irtifakı ve kat mülkiyeti tesisi hususlarında ifa yetkisinin (nama ifaya izin talebi) yahut tapuya mahkeme hükmüyle kat irtifakı tescili kararı verilmesini, talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; yargılama sırasında kat irtifakının kurularak taraflar arasında ek sözleşme yapıldığı, iki daire hariç diğer dairelerin yükleniciye devredildiği, bu nedenle davanın konusuz kaldığı, davanın açılmasına davalı ...'...

            ın, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı görevini ifa ettiğinin anlaşılması karşısında, sanığın eyleminin 5237 sayılı Kanunun 125/3-a maddesinde düzenlenen "Kamu görevlisine hakaret" suçunu oluşturduğu anlaşılmakla; sanığa 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınıp, sanığın savunması alındıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken hukuki nitelendirmede ve vasıflandırmada hataya düşülerek, eylemin anılan Kanunun 299/1 maddesine uyduğunun kabulü ile yazılı şekilde düşme kararı verilmesi, Kanuna aykırı, O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden BOZULMASINA, 01.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDI DÜZELTİLMİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 11444 parsel sayılı taşınmazı 1979 yılında vekili ... ... aracılığıyla satın aldığını, taşınmazı edindikten sonra ... vatandaşı olduğunu, nüfus kayıt bilgileri ile satışa konu vekaletnamedeki bilgilerin birbirini tutmadığından taşınmazda cins tashihi yapılması talebinin davalı ... müdürlüğünce reddedildiğini ileri sürerek, satışa konu vekaletnamedeki kimlik bilgilerinin düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacı ile tapu kaydı malikinin aynı kişi olup olmadığının araştırılması gerektiğini savunmuştur....

                - K A R A R - Dava, sahte vekaletname ile yapılan araç satışı sözleşmesinin iptali ve bu satışa dayalı olarak araç üzerine konulan rehnin kaldırılması ile aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davalı ... vekili, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, İzmir Mahkemelerinin yetkisiz olduğundan yetkisizlik kararı verilmesini istemiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve vekaletname üzerindeki imza ile ilgili bilirkişiden alınan rapor sonucu, vekaletnamedeki imzanın ve fotoğrafın davacıya ait olmadığı, sahte vekaletnameye dayalı satışın ve buna dayalı olarak yapılan tescil işleminin yolsuz olduğu, bu nedenle üçüncü kişinin iyiniyetinin korunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

                  ./.. 2- Davacı ...’ın temyiz itirazlarına gelince; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu 56/5 fıkrası avukatların vekaletnamedeki tüm yetkileri kapsayacak şekilde bir başka avukata veya avukatlık ortaklığına vekaletname yerine geçen yetki belgesi verebileceklerini ve bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu 11/1 fıkrası “… vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir...” düzenlemelerini havidir. Nitekim bu düşünce Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.11.2018 gün, 2018/13-877 Esas – 2018/1755 sayılı kararında da aynen benimsenmiştir. Somut olaya gelince; davacı ... vekili Avukat ... 11.12.2020 tarihli yetki belgesi ile Avukat ...’ü vekaletnamedeki tüm yetkileri kapsayacak şekilde yetkili kılmış, 19.01.2021 günlü gerekçeli karar yetkili kılınan Avukat ...’e 23.03.2021 tarihinde e-tebligat ile tebliğ edilmiştir....

                    Davacının sahtecilik iddiası konusunda Adli Tıp Kurumu Başkanlığı - Fizik İhtisas Dairesi - Adli Belge İnceleme Şubesi’nin 24/09/2013 tarih ve 2013/75839/7338 sayılı raporunda; 01/07/1992 tarih ve ... yevmiye nolu 2 sayfadan ibaret düzenleme şeklindeki vekaletnamedeki parmak izinin davacıya ait olmadığı bildirilmiştir. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nca davacıdan 24.06.2013 tarihinde alınan parmak izleri ile 01/07/1992 tarihli vekaletnamedeki parmak izleri mukayese edilmiş, vekaletname tarihine yakın emsal belgelerdeki parmak izleri incelenmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu