Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YANIT: Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı iddialarını kabul etmediklerini, gerek icra müdürlüğünce gerekse kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece alınan raporlar ve emsal değerler arasında davacı yanın iddia ettiği gibi fahiş bir fark bulunmadığını, her iki raporda da taşınmazların değerlerine etki eden faktörlerin değerlendirildiğini, satışın kesinleşen kıymet takdirine göre yapıldığını, kıymet takdirinin üzerinden 2 yıl geçtiği iddiasının da doğru olmadığını, kıymet takdirine itiraz üzerine yeniden kıymet takdiri yapıldığından sürenin hesabında icra müdürlüğünce yapılan kıymet takdiri tarihinin esas alınamayacağını, kıymet takdirinin mahkemenin 27/04/2021 tarihli kararı ile kesinleştiğini, belediye ilan panosunda ilana ilişkin iddiaların da gerçeği yansıtmayıp satışın şekil şartlarını havi bir şekilde ilan edildiğini, kaldı ki bu iddianın satışa hazırlık işlemlerine ilişkin olup satış ilanı tebliğinden itibaren 7 günlük sürede ileri sürülmesi gerektiğini, vekaletname...

Davacının dava dilekçesinde süresi içinde açılmış bir kıymet takdirine itiraz davası ile ilgili bir beyanı olmayıp, Ankara Batı Hukuk Mahkemeleri Ön Bürosuna taraflar arasında açılmış bir kıymet takdirine itiraz davası olup olmadığı sorulmuş, gelen cevabi yazıya göre açılmış bir dava olmadığı anlaşılmıştır. Davacı adına çıkartılan kıymet takdiri tebligatının 17 nolu komşu isim ve imzadan imtina etti, muhatabın nereye gittiği bilmiyor beyanı ile muhtara teslim edildiği, satış ilanının ise önce TK 21. maddeye göre çıkarıldığı, iade gelmesi üzerine TK 21/2 göre tebliğ edildiği görülmüştür. Her ne kadar kıymet takdirine ilişkin tebliğ usulsüz ise de satış ilanına ilişkin tebliğ usulüne uygun olup kıymet takdirine ilişkin itiraz hakkını satış ilanının tebliği ile kullanması gerekli olan davacının bu hakkını kullanmadığı anlaşılmakla, kıymete ilişkin itirazlar bu davada dinlenemez....

Davalı T6 vekili cevap dilekçesinde özetle; 2 yıllık satış süresinin kıymet takdirinin kesinleştiği tarihten itibaren başladığını, kıymet takdirinin kesinleşme tarihinden itibaren 2 yıllık süre içinde satış işlemi yapıldığını, aksi düşüncede dahi taşınmazdaki makinelerin değer tespitinin yapıldığı keşif tarihinin süre başlangıcına esas alınması gerektiğini, kıymet takdirinin itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleştikten sonra kıymet takdirine yönelik itirazların iş bu davada dikkate alınmasının mümkün olmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda, davanın reddine, davacı taraf aleyhine %10 para cezasına hükmedilmesine karar verilmiştir....

, müvekkilinin daha fazla hak kaybına uğramaması bakımından satışın durdurulması gerektiğini ileri sürerek icra müdürlüğünün hukuka aykırı kararları kaldırılarak satışın durdurulmasını talep etmiştir....

İstinafa konu karar, şikayet olunan icra müdürünün işleminin, satışın durdurulmasına ilişkin talebin reddine dair işlem olduğu, İİK'nun 363. maddesi gereğince satışın durdurulması talebine ilişkin kararlara karşı istinaf yoluna başvuralamayacağından ve kararın kesin olması sebebiyle istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Buna göre İcra Mahkemesince 85.maddenin uygulanma biçimi, İcra Dairesi tarafından hesaplanan vekalet ücreti 103.maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet taktirine ilişkin şikayet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilanının iptali, süresinde satış istenilmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263.maddenin uygulanma biçimi, iflas idaresinin oluşturulması, İcra Mahkemesinin iflas idaresinin işlemleri hakkında şikayet üzerine verdiği kararlara karşı, iflas idare memurunun ücret ve masrafları hakkındaki hesap pusulası ve 36. maddeye göre icranın geri bırakılmasına ilişkin kararları dışındaki kararlarına karşı, ait olduğu alacak, hak ve malın değer ve miktarının 7.000 TL'yi geçmesi şartıyla istinaf yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir....

İcra Müdürlüğü'nün 2018/4436 esas sayılı dosyasında satışın durdurulması/ düşürülmesi istemine ilişkindir. 02/03/2005 Tarih 5311 Sayılı Kanunun 24 maddesi ile değişik İİK 363/1 maddesi ile icra mahkemesince verilen kararlardan hangileri için istinaf yoluna başvurulabileceği ve istinaf yoluna başvuru süresi açıkça düzenlenmiştir. 5311 sayılı Kanunun 24. maddesi ile değiştirilen 2004 sayılı İİK'nın 363/1. maddesinde "İcra mahkemesince 85 inci maddenin uygulanma biçimi, icra dairesi tarafından hesaplanan vekâlet ücreti, 103 üncü maddenin uygulanma biçimi ve bu maddede düzenlenen davetiyenin içeriği, yediemin ücreti, yediemin değiştirilmesi, hacizli taşınır malların muhafaza şekli, kıymet takdirine ilişkin şikâyet, ihaleye katılabilmek için teminat yatırılması ve teminatın miktarı, satışın durdurulması, satış ilânının iptali, süresinde satış istenmemesi nedeniyle satışın düşürülmesi, 263 üncü maddenin uygulanma biçimi, iflâs idaresinin oluşturulması, icra mahkemesinin iflâs idaresinin...

Bu hükme göre takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemez; ancak, bahsi geçen davalar ihale tarihi itibari ile derdest olup, satışın durdurulmasına yönelik bir ihtiyati tedbir ara kararı da bulunmadığından ihalenin yapılmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur....

Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, davacı tarafından, satış memurluğunca yaptırılan kıymet takdirine Gördes Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/190 Esas, 2019/364 Karar sayılı dosyasıyla itiraz edildiği ve itirazın reddedildiği, kıymet takdirinin gerçeğe aykırı olduğunun ihalenin feshi şikayetinde de fesih sebebi yapıldığı anlaşılmakla, artık kıymet takdirinin kesinleştiğinden söz edilemez....

Satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Şikayetçi, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu yasal sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla ileri sürmez ise daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler....

UYAP Entegrasyonu