WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili tarafından icra emrine karşı açılan davanın neticesi beklenmeden ihalenin yapıldığı iddiası ile ihalenin feshi talep edilmiş ise de, davada satışın durdurulmasına yönelik tedbir kararı bulunmadığı takdirde ihale yapılmasına engel durum olmadığından bu yöndeki ihalenin feshi talebi yerinde değildir. Davacı vekili tarafından kıymet takdirinin müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediği, kıymet takdiri kesinleşmeden ihale yapıldığı, kıymet takdirine ve tebligata yönelik itiraz ve şikayette bulunulduğu derdest olan dava bulunması nedeni ile satışın yapılmasının usulsüz olduğu ileri sürülmüştür....

Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesince itirazın incelemesiz reddedilmesi halinde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet taktirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. İİK.nun 128/a-1. maddesinde kıymet takdiri raporunun tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde ilgililerin itiraz edebileceği hükmüne yer verilmiştir. Kıymet takdir raporu usulüne uygun tebliğ edilmediğinden ve daha sonra yapılan satış ilanı tebligatı da usulsüz olduğundan usulüne uygun olarak kesinleştiği kabul edilemez....

Satış ilanının tüm borçlular adına vekile ayrı ayrı yapılması gerekirken bir tebligat çıkarıldığı iddiası ile dava açılmış ve istinaf talebinde bulunulmuştur. Satış ilanı "Borçlu T1 ve diğerleri vekili " yazılarak Av. Kenan Yıldırım'a 28/11/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Satış ilanı kıymet takdirine itiraz davasında davacı Ezel vekili olarak adı yer alan vekile tebliğ edilmiş olup açılan davada adı geçen geçen vekilin davacı şirketin vekili olmadığı, azledildiği ya da istifa ettiği hususu da iddia ve ispat edilmemiştir. Bu durumda davacılar ile diğer borçluların da vekili olması karşısında satış ilanının aynı vekile tüm borçlular yönünden ayrı ayrı tebliğ edilmesi gerekmeyip borçlu T1 ve diğerleri yazılarak satış ilanı tebliğinde usulsüzlük bulunmamaktadır. Tüm ilgililere satış ve diğer tebligatların usulen yapılmadığı iddiası ile ihalenin feshi ancak kendisine tebligat yapılmayan ya da usulsüz tebligat yapılan ilgilisi tarafından istenebilir....

İlk derece Mahkemesi; kıymet takdiri raporu ve satış ilanının davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, süresi içinde kıymet takdirine itiraz davası açmadığı, bu sebeple artık icra dairesince belirlenen kıymet takdirine yönelik şikayetlerin ihalenin feshi davasında dinlenilmesinin olanağı bulunmadığı, Basın İlan Kurumu'na müzekkere yazılarak ilanın yayımlandığı gazetenin tirajının sorulduğu, gelen müzekkere cevabında 26/03/2021 tarihli ihale için satış ilanının Yeni Şafak Gazetesinde yayımlandığı ve Yeni Şafak Gazetesi'nin günlük fiili net satış ortalamasının 102.964 olduğu bilgisi verildiği, şikayet edenin bu iddiasının haklı görülmediği, Çorlu 4....

kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, ayrıca taşınmaza yapılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmaza takdir edilen değerin çok düşük olduğunu ve gerçeği yansıtmadığını, taşınmazın vasıflarının doğru olarak belirtilmediğini iddia ederek yeniden kıymet takdiri yapılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; şikayetin kısmen kabulü ile, meskeniyet iddiası yönünden şikayetin reddine, kıymet takdirine itiraz yönünden şikayetin kabulü ile; şikayetin Karacabey İcra Müdürlüğü'nün 2019/308 esas sayılı dosyasında kıymeti takdir edilen Bursa ili, Karacabey İlçesi, Abdullahpaşa mahallesi, 190 Ada, 11 Parsel k sayılı taşınmazın değerinin 434.402,00 TL olduğunun tespitine, dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacı yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....

Somut durumda dava konusu taşınmaz 378.155,05 TL muhammen bedel ile satışa çıkarılmış olup 704.000,00 TL bedel ile ihale edilmiş ise de, açılan davada fesat iddiası ile kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiği ve takdir edilen değerin düşük olduğu iddiasında da bulunulduğundan davacının bu iddialar nedeniyle dava açmakta hukuki yararı olup ileri sürülen bu iddiaların incelenmesi gerekir. Diğer bir anlatımla taşınmaz en az muhammen bedeli kadar ya da üzerinde ihale edilse bile kıymet takdir raporunun usulsüz tebliğ edildiği, takdir edilen değerin de düşük olduğu ve ihaleye fesat karıştırıldığı iddiaları mevcut ise zarar unsurunun oluşmadığından bahisle ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi olanaklı değildir. Açılan davada davacı vekilince, esas takip dosyasında davacının vekili olarak kayıtlı olmalarına rağmen kıymet takdir raporu tebliğinin usulsüz olduğu, asile yapılan tebligatların geçerli olmadığı iddiası ile takdir edilen kıymete itiraz edilmiştir....

Buna karşılık, icra dairesinin kıymet takdiri işlemine karşı yedi gün içinde şikâyet yoluna başvurulmuş ise, icra dairesinin ve icra mahkemesinin yaptırmış olduğu kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshi talep edilebilir (Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, s. 661). 19. Hukuk Genel Kurulunun 17.03.1999 tarihli ve 1999/12-161 E., 1999/148 K.; 03.07.2002 tarihli ve 2002/12-544 E., 2002/573 K. ile 16.06.2020 tarihli ve 2017/12-742 E., 2020/406 K. sayılı kararlarında da benimsendiği üzere kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber icra mahkemesi (sulh hukuk mahkemesi) kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. 20. Somut olayda Antalya 4....

    İcra Müdürlüğünün 2011/478 Talimat sayılı dosyasında kıymet takdiri raporu alındığı, kıymet takdir raporunun davacı borçluya 18/12/2014 tarihinde bizzat kendi imzasına tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bunun yanında davacı - borçlu tarafından 23/12/2014 tarihinde Büyükçekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/1127 Esas sayılı dava dosyası ile kıymet takdirine itiraz edildiği görülmektedir. Bu durumda şikayetçinin taşınmaz kaydına konulan hacizden en geç 18/12/2014 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dava dilekçesinde, kıymet takdiri raporunun tebliğinin usulsüzlüğü de ileri sürülmemiştir. Şikayete konu taşınmaz kaydına konulan hacizden 18/12/2014 öğrenme tarihi itibariyle 06/10/2017 tarihinde yapılan şikayet İİK 16.maddesi uyarınca süresinde değildir. O halde ilk derece mahkemesince, şikayetin süreden reddine dair karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da aynı doğrultudadır....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/06/2021 NUMARASI : 2021/173 ESAS - 2021/456 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ordu İcra Müdürlüğünün 2020/569 Talimat sayılı dosyasında kıymet takdirine ilişkin alınan bilirkişi raporunun 04/02/2021 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, müvekkilinin geçimini tarım ve hayvancılık yaparak sağladığını, haczedilen taşınmaz üzerindeki evin müvekkilinin ailesiyle oturduğu ev olduğunu, arazinin ise fındık tarımı yaptığı arazi olduğunu, İİK 82.madde gereğince borçlunun kendine yetecek arazi ve evinin haczedilemeyeceğini söyleyerek haczin kaldırılmasını istemiştir....

    Şikayet, kıymet takdir raporu ve 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile birlikte açılmış meskeniyet şikayetine ilişkindir. Mahkemece davacının usulsüz tebliğ iddiası incelenmeksizin davanın esasına girilerek ipotekli takipte borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının mevcut olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar vermiştir. Oysa İİK'nın 16. maddesine göre meskeniyet şikayeti süreye tabi olup, öncelikle usulsüz tebliğ iddiası incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olmadığı sonucuna varıldığı takdirde işin esası incelenerek sonuca gidilmelidir. Dosyanın incelenmesinde; davacı vekilinin ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun olduğunu beyan ettiği görülmekte olup, borçluya çıkarılan ve 08.04.2019 tarihinde TK'nın 21/1. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi ile 22.07.2019 tarihinde yapılan kıymet takdiri raporunun tebliğ işlemi arasında şekil ve içerik bakımından herhangi bir farkın bulunmadığı anlaşılmıştır....

    UYAP Entegrasyonu