Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili dava dilekçesinde, husumete izin istemiştir. Mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Mahkemece 06.06.2014 tarihli dosya gönderme formunda temyiz eden davacının (kayyımın) temyiz harcından muaf olduğu işaretlenmiş olup, temyiz harç makbuzunun dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla, 3561 sayılı Kanunu'nun 2/4. maddesinde kayyımlıkla ilgili işlemler, her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır hükmü yer almakta ise de madde de yer alan harçlardan müstesna olunan haller kapsamına yargı harçlarının dahil olduğuna dair açık bir hüküm bulunmadığından (Y.H.G.K.'...

    nun kısıtlanmasına karar verilmesi halinde Türk Medeni Kanununun 462/8 maddesi uyarınca vasiye dava açma hususunda izin alınması için mehil verilmesi, husumete izin kararı verilmesi halinde Türk Medeni Kanununun 463/5 maddesi uyarınca denetim makamından da izin alınması gerekmektedir. Mahkemece bu hususun gözardı edilerek davacılardan ... yönünden mirasın hükmen reddine karar verilmesi, doğru görülmemiş bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre; Mirasçılar murislerinin vefatı nedeniyle 06.03.2007 tarihinde... Vergi Dairesi Müdürlüğüne verdikleri veraset ve intikal beyannamesinde, murislerinin... ... Bankasında 1479.24 TL parası olduğunu beyan etmişlerdir....

      tarafından düzenlenen vekâletname dosya içerisine sunulduğu halde, vesayet makamının davaya ve husumete izin verdiğine dair bir kararının dosyada bulunmadığı, yargılama sırasında davacılardan ... ile ... ’in reşit oldukları görülmekle, ... ile ... üzerindeki vesayetin ’ TMK’nun 470. maddesi gereğince kendiliğinden sona ereceği de göz önüne alınarak, vesayetleri devam eden küçükler ... ile ... bakımından dava açılmasına ve açılmış bulunan davanın sürdürülmesine izin verilmesine ilişkin olarak vesayet makamından alınan kararın, dosyaya getirtildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bahsi geçen davada iş bu davanın davacısı Ayşe Kılıç'ı temsilen vasi Fatma Kılıç'a husumete izin kararı verildiği anlaşıldığını, Samsun 2. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından verilen husumete izin karar tarihinin 04/01/2021 tarihi olarak belirtildiği açıkça yazdığını, keşif günü ise Covid-19 tedbirleri ve Samsun 2....

        Maddesi uyarınca, çekişmesiz yargıya tabi işlemlerden olup, TMK.nun 462/8 maddesi gereğince bu tür davalarda husumete izin verilmesine ilişkin bir karar aranmayacağından, ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar hatalıdır. Kaldı ki, UYAP sisteminden yapılan incelemede; mirasçılık belgesi verilmesi talebi Seydişehir Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/164 Esas sayılı dosyasında, kısıtlı adına vasisi tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasında verilen yetki belgesine istinaden açılmış ve ilgili dosyada ortaklığın giderilmesi davası açmak üzere vasiye vesayet makamından husumete izin kararı da verilmiş olduğu görülmektedir. O halde mahkemece gerekli inceleme ve araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        İlk derece mahkemesince, davacının ceza evinde bulunması nedeni ile davacıya hükümlülük nedeni ile vasi atanıp atanmadığının ceza evi müdürlüğünden sorulması, vasi atandığının tespiti halinde vasiye dava dilekçesi ile duruşma gününü bildirir davetiye çıkartılarak davayı takip edip etmeyeceğinin sorulması, vasi tarafından davanın takip edileceğinin bildirilmesi halinde vesayet makamından husumete izin kararı alınması için süre verilmesi, husumete izin verildikten sonra yargılamaya devam edilmesi, hüküm özlü olarak ceza evinde bulunan davacıya henüz vasi tayin edilmemiş ise vekili huzurunda davanın görülüp sonuçlandırılması gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır....

        Öte yandan, davacılardan ...’ın kısıtlandığı, davacı adına vasi ... tarafından vesayeten davacı vekiline vekaletname verildiği ve davanın bu şekilde açıldığı, ancak vesayet makamından alınmış husumete izin kararının dosya içerisinde bulunmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca, TMK'nın 462. maddesi uyarınca vasiye vesayet makamınca bu dava için husumete izin verilip verilmediğinin saptanması, diğer davalılar yönünden davaya devam edileceği açık olduğu gözetilerek davaya devam edilerek işin esasına girilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          kendi adına asaleten, diğer davacı ... adına vasi sıfatı ile terekeye iade istekli olarak eldeki davayı açmış, ancak husumete izin kararı alınmamış, ayrıca 27.03.2008 tarihinde de davacılar vekili davadan feragat etmiş, mahkemece feragat nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekili davacı ...’nin hataya düşürülerek feragat etmesinin sağlandığı gerekçesi ile hükmü temyiz etmiştir....

            nun, ...... sayılı Kararı ile kısıtlandığı ve kendisine oğlu ...’nun vasi atandığı, anılan kararın kesinleştiği, mahkeme kararı kısıtlananın vekiline tebliğ edilmiş ise de kısıtlama kararı ile birlikte vekilin vekalet görevinin sona erdiği, eldeki dava yönünden vasiye, husumete izin kararı verilmediği, mahkeme kararının ve temyiz dilekçelerinin de davacı ...'nun vasisine tebliğ edildiğine dair tebligat evrakının dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 448. maddesinde, vasinin, vesayet altındaki kişiyi bütün hukukî işlemlerinde temsil edeceği; 462. maddesinin 8. bendinde de, vasinin, vesayet makamından izin almak koşuluyla kısıtlı adına dava açabileceği hususları düzenlenmiştir. Dava ehliyeti, taraf sıfatı ve kanuni temsil 6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanunun 115/2. maddesi uyarınca da dava şartı eksikliğinin giderilmesi mümkündür. Bu sebeple, davacı ...'...

              (HMK 54/2- 3) Husumet bir dava şartı olduğundan ve mahkeme tarafından resen dikkat alınması gerektiğinden vesayet altında olması nedeniyle dava ehliyeti bulunmayan davacılar adına vasisi tarafından açılan iş bu davayla ilgili husumete izin belgesi ibraz edilmesi gerektiğinden HMK 54/2 maddesi uyarınca davacı vekiline husumete izin kararını alıp ibraz etmek üzere usulüne uygun süre verilerek eksikliğin giderilmesi gerekmekte olup mahkeme tarafından bu hususta davacıya süre verilmesi yerinde ise de; verilen kesin sürenin usulüne uygun olduğundan bahsetmek mümkün değildir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda (HMK) süreler 90- 94. maddelerde düzenlenmiş, kesin süreye ilişkin düzenlemeye ise 94. maddede yer verilmiştir. HMK 94/3. maddesinde kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkının ortadan kalkacağı düzenlenmiştir. Kesin sürenin bu yaptırımı karşısında hakim tarafından verilen kesin sürenin usulüne uygun olması gereklidir....

              UYAP Entegrasyonu