Dosyanın incelenmesinde; davacılardan ...’ın kısıtlı olması nedeniyle vesayeten vasi ... tarafından verilen vekaletname gereğince vekaleten Av. ... tarafından açılmış olduğu, ancak dosya kapsamında vasilik kararı bulunmakta ise de TMK'nın 462/8. maddesi gereğince vasiye vesayet makamı tarafından dava açma izni verilmiş husumete izin belgesine rastlanılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacı ...’ın vasisi ...’a eldeki davada husumete izin verildiğini gösteren Sulh Hukuk Mahkemesi kararı varsa dosyaya sunulması için davacılar vekiline süre verilerek anılan eksikliğin giderilmesini takiben, diğer davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olduğundan her halükarda yeniden gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 07/02/2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi. Başkan Üye Üye Katip * Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır....
ya vesayeten vasisi olduğunu bildiren ... tarafından açılmış olduğu ancak dosya kapsamında vasilik kararının ve husumete izin belgesinin yer almadığı anlaşılmıştır. Davacı vasisi olduğu bildirilen ...'in davacı ...'ya vasi olarak atandığını gösteren Sulh Hukuk Mahkemesi kararı ile eldeki davada husumete izin verildiğini gösteren Sulh Hukuk Mahkemesi kararının dosyaya sunulması için davacı vekiline süre verilerek anılan eksikliğin giderilmesine takiben davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olduğundan her halükarda yeniden gönderilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu oy birliği ile karar verildi.22/02/2023 Başkan Üye Üye Katip * Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 04.02.2015 tarih 2012/1809 esas 2013/108 karar sayılı ek kararı ile de önceki vasinin görevinin sonlandırılarak ...’nın vasi olarak atanmasına karar verildiği, eldeki davanın 12.07.2013 tarihinde davacıya vesayeten açıldığı anlaşılmakla TMK'nın 462. maddesi uyarınca vesayet makamınca bu dava yönünden vasiye husumete izin kararı verilip verilmediğinin saptanması, verilmediyse husumete izin hususunda gereğinin yapılması ve sonucunda alınacak olumlu veya olumsuz kararın evrakına eklenmesi, değinilen eksikliğin giderilip giderilmediğinin Mahkeme Hakimince bizzat denetlenerek ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 19.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesince 22.02.2021 tarihinde davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmünü temyiz eden davalılar vekilinin nispi temyiz karar harcı yerine maktu temyiz harcı yatırdığı, nispi harca tabi davalarda hükmü temyiz eden tarafın, Mahkemece, hüküm altına alınan karar ve ilam harcının dörtte birini peşin olarak yatırması gerektiği ve yine davanın-kısıtlı ... adına vasisi ... tarafından 27.07.2015 tarihinde açıldığı, ancak eldeki dava bakımından vasiye verilmiş bir husumete izin kararının dosyada bulunmadığı gerekçeleriyle dosya mahaline iade edilmiş olup; davalılar vekilinin nispi harca yönelik geri çevirme hususunun yerine getirilip getirilmediği hususunda bilgi için ve davacı ...’in 26.07.2016 tarihinde ölmüş olduğu tespit edilmiş olduğundan, mirasçılık belgesi ilgilisinden temin edilip, gerekçeli karar tebliğ edilmeyen mirasçılarına gerekçeli kararın tebliğinin sağlanması ve kanuni temyiz süresinin beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE...
Somut olayda davanın doğrudan doğruya kısıtlı olduğu anlaşılan davacı tarafından açıldığı, dosya kapsamında vasinin davaya dahlinin sağlanmadığı gibi husumete izin kararı bulunup bulunmadığının da araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, açılan davaya vasinin dahlinin yapılması sonrasında TMK'nun 462/8. maddesi uyarınca eldeki dava için vesayet makamından "husumete izin" kararı alınması ve anılan usuli işlem tamamlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, bahsedilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu durum karşısında mahkemece verilen kararın HMK'nun 355 ve 353/(1)-a-4. maddeleri uyarınca re'sen kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebep ve şekli gözetilerek davacının sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir....
Bozma sonrası yapı kayıt belgesi alındığından yapı kullanma izin belgesi alınması hususundaki izin verilmesi talebi konusuz kalmakla bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının masraf talebinin kabulü ile fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile 20.000,00- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiştir. Yüklenicinin yaptığı bağımsız bölümlerin yapı kayıt belgesi alındığı ve davacı arsa sahibinin kendisine düşen bağımsız bölümleri sattığı da sabittir, 7143 Sayılı Kanunla Değişik 3194 Sayılı imar Kanunu’nun Geçici 16. maddesine göre de ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için yapı kayıt belgesi verileceği düzenlenmiştir....
in davayı kısıtlı adına takip edebilmesi için vesayet makamından husumete izin kararı alınması zorunlu olup, dosya kapsamında böyle bir belgeye rastlanmadığından ilgilisinden temin edilerek dosya içine konulması, 2-Davalı ... yaş küçüklüğü nedeniyle davada annesi ...'in velayeti ile atanan avukat tarafından temsil edilmiş ise de, davalının yargılama sonrasında 18 yaşını tamamlayarak reşit hale geldiği görülmüştür. Adı geçen davalının ilgili avukata kendi adına vekaletname vermesi halinde söz konusu vekaletnamenin dosya içine konulması, aksi durumda hükmün davalıya tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenilmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İPTAl-TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 151 ada, 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payını davalı kızına, ölünceye kadar bakma akdi ile temlik ettiğini ancak bakım borçlusunun yükümlülüklerini yerine getirmediğini ileri sürerek temlike konu tapu kaydının iptali ile adına tescil isteğinde bulunmuş, aşamalarda vesayet altına alınması üzerine husumete izin yetkisi alarak yargılamaya katılan vasi ..., davacı asilin ölümü karşısında da miras payı oranında tescil talebini bildirmiştir. Davalı, bakım akdinin gereğini yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; subut bulan davanın kabulüne, temlike konu payın iptali ile davacının miras payı oranında adına tesciline karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- İş bu davanın açılabilmesi için kısıtlı ... vasisi tarafından 4721 sayılı TMK’nın 462/8 maddesi gereğince vesayet makamından alınmış husumete izin kararı bulunup bulunmadığı araştırılarak, alınmış ise kararın onaylı suretinin, alınmamışsa durumu bildirir yazı cevabının dosya içerisine alınması, 2- Dava konusu 1516 parsel sayılı taşınmazın toplulaştırma nedeniyle Hazine adına tescil edildiği 23.10.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunda belirtilmiş olup, taşınmazın tapu kaydının ve oluşumuna esas tüm bilgi ve belgelerin, 3- Hükme esas alınan 23.10.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporunun bir örneği Kadastro Müdürlüğüne gönderilerek çekişmeli taşınmaz bölümünün tespit harici bırakılma tarih ve nedeni sorularak alınacak cevabi yazının, 4- Çekişmeli taşınmaza...
Bakanlığının web sitesinde yer alan ve tüm Valiliklere bildirilen, Çevre Kanununca Alınması Gereken İzin ve Lisanslar Hakkında Yönetmeliğin Ek-1 ve Ek-2 listelerinde yer alan işletmelere, çevre izni belgesi almaları için süre veren ve geçici faaliyet izin belgesi veya çevre izin belgesi olmadığı tespit edilen işletmelere 31/12/2013 tarihine kadar 2872 sayılı Kanun'un 20. maddesi uyarınca idari yaptırım kararı uygulanmayacağını belirten 31/07/2013 tarihli "Geçici Faaliyet Belgesi ve Çevre İzni İle İlgili Duyuru" ile yapılan düzenlemenin; 2872 sayılı Kanun'da geçici faaliyet izin belgesi veya çevre izin belgesi olmadığı tespit edilen işletmelere ceza uygulanmasına muafiyet getiren veya kaldıran bir düzenleme olmadığı, bu yöndeki işlemin üst hukuk normu olan 2872 sayılı Kanun'a aykırı olduğu ve Kanun'la düzenlenen hükmün bu şekilde değiştirilemeyeceği, Bu itibarla, dava konusu işlemin iptaline ve kabule ilişkin temyize konu kararda hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılarak ......