Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyada vesayet kararı ile vesayet makamından alınmış husumete izin kararı bulunmadığı anlaşılmıştır. Vasi tarafından, kısıtlı davacı adına dava açılabilmesi için TMK'nın 462/8. maddesi gereği, vesayet makamından husumete izin kararı alınması gerektiğinden, Mahkemece; varsa bu kararı sunmak üzere davacı vasisine/vekiline kesin süre verilmesi, vesayet makamından izin alınmadığının anlaşılması halinde, TMK’nın 462/8. maddesine göre, izin alması için vasiye yeterli süre verilip bu hususun bekletici mesele yapılması, vesayet makamınca izin verilmesi halinde, işin esası incelenerek bir karar verilmesi, vesayet makamınca izin verilmemesi halinde HMK'nın 114/1- d-e ve 115/2.maddeleri gereği davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin davanın karara bağlanması isabetsizdir. Yine, vekil varken, borçlunun vasisine gönderilen ve bila tebliğ iade edilen 103 davetiyesine sonuç bağlanarak şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi de hatalıdır....

a vesayeten vasi ... tarafından açıldığı, ancak vesayet makamından alınmış husumete izin kararının dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 462/8. Ve HMK'nin 52. maddeleri uyarınca vesayet makamından husumete izin alınarak vasi huzuruyla yargılamanın sürdürülmesi ve böylece davanın görülebilirlik koşulunun yerine getirilmesi, bundan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davalının annesi ...'ye bakma sözü verdiği halde bakmadığı, davacıların kandırılmak sureti ile temlikin yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bu kez Dairece; “Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1944 doğumlu mirasbırakan ...'ın 19.03.2011 tarihinde öldüğü ve geriye davacı eşi ... ile davacı kızları ... ve davalı oğlu ...'ın kaldığı, davacı ...'ın ... 1....

    izin talebinde bulunması ve mahkemesinin esasını bildirmesi için 1 aylık kesin süre verildiği, ara kararın davacı vekiline 01/10/2023 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin ise mahkememiz ara kararı ile alakası olmayan hali hazırda zaten dosyamız arasında bulunan ----- Sulh Hukuk Mahkemesinin -----esas numaralı vesayet dosyasının gerekçeli kararını dosyaya sunduğu, dava ve taraf ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olduğu ve mahkememizce de re’sen göz önüne alınacağı, davacı asil hakkında----- Sulh Hukuk Mahkemesinin ---- sayılı kararı ile eşi ----- vasi olarak atandığı ve vesayet altına alındığı, vesayet altındaki kişinin davada taraf olabilmesi için 4721 sayılı TMK’nun 462/8 (Yürürlükten kaldırılan 743 sayılı TMK’nun 405/8) maddesi gereğince vesayet makamından dava ve husumete izin almak zorunluluğunun bulunduğu, vesayet altındaki kişi için 4721 sayılı yasanın 462/8 maddeleri gereğince vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verildiğine ilişkin kararının eklenmesi için davacı...

      Bunun yanısıra 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 54/1. maddesine göre “ Kanuni temsilciler, davanın açılıp yürütülmesinin belli bir makamın iznine bağlı olduğu hallerde izin belgelerini, dava veya cevap dilekçesiyle mahkemeye vermek zorundadırlar; aksi taktirde dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamazlar. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre “ İzin belgesinin alınması için mahkemeye müracaat edilmesi gerekiyorsa ilgiliye, müracaatı için kesin süre verilir. Bu süre içinde mahkemeye başvurulması halinde bu konuda karar verilinceye kadar beklenir.” 3. fıkrasına göre “ Süresi içinde belgelerin ibraz edilmemesi veya mahkemeye başvurulmaması halinde, dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır.” şeklinde düzenlemelere yer verildiği de açıktır. Ne var ki somut olayda vasi, vesayet dosyasından aldığı yetki belgesiyle eldeki davayı açıp takip etmiş ise de TMK 462/8. maddesi uyarınca vesayet makamından husumete izin kararı alıp dosyaya sunmamıştır....

        Davalının yıllık izin alacağına ilişkin istinaf talebi incelendiğinde; Banka kayıtlarında ödendiği anlaşılan davacının 2014 Ağustos, Ekim, 2015 Ağustos, Eylül, 2016 Şubat ve 2017 Ocak ayı bordrolarında yer alan yıllık izin alacağı tahakkuklarında belirtilen yıllık izin gün sayısının , aylık çalışma gün sayısından düşülerek tahakkukların yapıldığı, tahakkuk tutarların normal günlük mesai ücreti kadar olduğu, dolayısıyla tahakkuklarda gösterilen yıllık izin günlerinde çalışan davacıya söz konusu çalışma karşılığında normal günlük mesai ücreti ödenmiş olduğu, yani kendisine kullandırılmayan yıllık izin karşılığında ayrıca bir ücret ödenmediği, dolayısıyla mahsubu gereken herhangi bir yıllık izin ödemesinin bulunmadığı anlaşılmakla davacının bu yöndeki istinaf talebinin de reddine karar verilmiştir Dosya kapsamı ve toplanan delillere göre İlk Derece Mahkemesi'nce delillerin değerlendirilmesi ve takdirinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun...

        a vasi tayin edildiği ve vasi tarafından verilen vekâletnameye istinaden dava vekil tarafından takip edildiği halde vasinin dava açabilmesi için yasal koşullardan olan husumete izin kararının da alınmadan karar verildiği anlaşılmıştır. Şu halde mahkemece yapılacak iş; davacı mirasçılarından ... vasisine husumete izin kararı getirmesi için önel verilmesi, kararın getirilmesinden sonra refakate uzman bir bilirkişi de alınarak mahallinde keşif yapılıp yapılan işlerin metrajının çıkartılması ve bu işler için sözleşmeyle öngörülen birim fiyatlar esas alınarak yapılan işlerin bedelinin hesaplanması, bundan da ödendiği saptanan bedelin indirilerek varsa kalan tutarın hüküm altına alınmasından ibarettir. Değinilen yönler dikkate alınmadan eksik ve hatalı incelemeyle karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

          Ne var ki ehliyetsize tayin edilen vasi bakımından vesayet makamından Türk Medeni Kanunu'nun 462/8. maddesi gereğince husumete izin olmaksızın yargılamaya devam edilmesine olanak yoktur. Bu durumda öncelikle sözü edilen yasa hükmü gereğince husumete izin belgesinin alınması, gerekmektedir. Diğer taraftan, ticari senetler bakımından ehliyet TTK.nun 582. maddesinde hükme bağlanmış olup, buna göre akit ile borçlanmaya ehil olan kimsenin poliçe, çek ve bono ile de borçlanmaya ehil olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, bononun düzenlendiği tarihte aval veren davacının hukuki tasarrufta bulunmak yönünden ehliyetsiz olduğunun belirlenmesi halinde, yapmış olduğu hukuki işlem ve dolayısıyla bonodaki aval verme işlemi geçersiz olacaktır....

            Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/759-2012/1469 sayılı kararı ile vesayet altına alınmasına karar verilen tapu maliklerinden davacı ... adına açılan davayı vasi ... ın takip edebilmesi için bu davaya ilişkin husumete izin kararının ilgili vesayet makamından temin edilmesinden, varsa vasiden alınan vekaletname ibraz ettirildikten, 2)Davacı ... nın Avukat ...'a verdiği vekaletnameye dosya arasında rastlanmadığından vekaletnamenin dosyaya konulmasına vekaletname yoksa bu kişiye Mahkeme kararı tebliğ edildikten, Sonra, birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23/09/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.12.2009 tarih, 2008/2494 Esas ve 2009/ 3100 Karar sayılı ilamı ile kısıtlanmasına karar verilen davacı ...’e vasi tayin edilen ...’e vesayet makamınca eldeki dava için husumete izin verilip verilmediği saptanarak temin edilip evraka eklenmesi, 2) Vasi tarafından davacı ...’i temsilen, davayı takip eden vekil için ... adına verilmiş bir vekaletname olup olmadığı tespit edilerek var ise evraka eklenmesi, yok ise hükmün vasiye tebliğ edilip temyiz süresi beklendikten sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/1991 Esas 2012/244 sayılı kararı ile kısıtlanmasına karar verilen ...’e kızı ... vasi tayin edilmiş olup, menfaat çatışması olduğu iddiasıyla ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/162 Esas 2013/996 Karar sayılı ilamı ile kısıtlıya ...’un kayyım olarak atanmış olduğu anlaşılmakla; davacılara vasinin değiştirilmesi için süre verilmesi vasi atandıktan sonra TMK' nın 462. maddesi uyarınca vasiye vesayet makamından husumete izin kararın alınmasının sağlanması, kararın evrakına eklenmesi ondan sonra gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 28.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu