"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Hizmetin ayıplı olmasından kaynaklanan Uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklanan ödemelerin istirdadına ilişkindir. Ne varki Yargıtay 13 Hukuk Dairesince de görevsizlik kararı verildiğinden Daireler arasındaki Görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine 04.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; dosyada bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda; Faturanın kesildiği 01.03.2016 tarihinden, yasal 8 günlük süre geçmesine rağmen 43 gün sonra davalı tarafından iade faturasının düzenlendiği, düzenlenen fatura içeriğinde de ayıba ilişkin bir açıklama yer almadığından cihetle, 13.04.2016 tarihli 30.000 TL bedelli iade faturanın ayıp ihbarı yerine kaim olmayacağı, müvekkili şirketin 32.734,52 TL alacağının olduğu hesaplanmış yine yapılan inceleme sonucu davalı tarafın, hizmetin ayıplı olduğu iddiasına ilişkin yaptıklarını iddia ettikleri harcamalar ve hizmetin ayıplı olduğunu kanıtlayıcı bir belge sunulmadığı belirtilmesine rağmen davanın reddine karar verildiğini, müvekkili şirket yetkilisi Mali işler Müdürü ...'in mahkeme salonunda hazır bulunduğunu, mahkemenin hatalı değerlendirme ile HMK'nun 225....
Bunlar eserin kullanılamayacak ve kabule zorlanamayacak ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olması halinde sözleşmeden dönme, ayıp oranında bedelden indirim isteme ve aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde onarımı isteme ya da onarım bedellerini talep etme hakkıdır....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, ayıplı hizmetten kaynaklı maddi ve manevi tazminat isteminden ibarettir. İstinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'na göre; tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar. Sağlayıcı, hizmeti sözleşmeye uygun olarak ifa etmekle yükümlüdür. 6502 sayılı yasanın 15. Maddesine göre, hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....
Davalı vekili kendi defter ve kayıtlarına kayıtlı olan faturalara konu hizmetlerin ayıplı olduğunu ileri sürmüş ve davacıya gönderilen ihtarnamede ayıplı ifa yapıldığı bildirilmiş ise de hizmetin hangi sebeple ayıplı olduğu bildirilmemiş ve buna ilişkin yapılan bir tespit ve karşı tarafa bildirim dosyaya sunmamış, bilirkişiler tarafından da bu hususta tespit yapılmamıştır. Ayrıca davalı tarafça söz konusu faturala defter ve kayıtlarına ihtirazi kayıtsız işlenmiştir. Davalı tarafça bu faturalara konu hizmetin ayıplı olduğu ispatlanamadığından davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir....
ayıplı veya eksik ifasının söz konusu olduğu durumlarda, mal veya hizmetin salt ayıplı veya eksik ifa edilmiş olmasının edimin ifasına fesat karıştırma suçunu oluşturmayacağı, suçun oluşabilmesi için ayıplı veya eksik ifanın ayrıca hileli hareketlerle gizlenmeye çalışılmış olması, sözleşmenin tarafı olup da mal veya hizmetin alıcısı konumundaki tarafın da zarar görmesinin gerektiği, maddedeki suç tanımında zarar unsur olarak açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte, 6459 sayılı Yasa'ya ilişkin değişiklik önergesinin gerekçesinde de ihaleye fesat karıştırma suçunun temel şekline ilişkin ceza ile TCK’nın 236. maddesinde düzenlenen ve bir zarar suçu niteliği taşıyan edimin ifasına fesat karıştırma suçunun cezası arasındaki uyumsuzluğu gidermek amacıyla 235. maddenin birinci fıkrasındaki cezaların alt ve üst sınırlarında değişiklik yapıldığının ifade edilmesi karşısında, zararın suçun unsuru olarak kabul edilmesinin zorunlu olduğu nazara alınarak, kurum zararı meydana gelip gelmediğinin belirlenmesi...
A.Ş. hakkındaki davanın reddine, diğer davalı yönünden ise davanın kısmen kabulüne, 5.275,00 YTL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren faizi ile birlikte adı geçen davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin maddi tazminat ile manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. 2008/11919-2009/2639 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ...’ın tüm, davacıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, satılan mala bağlı olarak verilen hizmetin ayıplı olması nedeniyle doğan maddi ve manevi zararın tazminine ilişkin olup, olay ve dava tarihinde yürürlükte olan 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4/2 maddesinde; "Ayıplı maldan ve/veya ayıplı malın neden olduğu her türlü zarardan dolayı tüketiciye karşı satıcı, bayi, acenta, imalatçı-üretici...
Davaya konu somut olayda, taraflar arasında akdi ilişkinin varlığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilaflı olan hususun hizmetin verilip verilmediği, verilmiş ise ayıplı, hatalı, kusurlu veya eksik olup olmadığı ile verilen hizmete ilişkin bedelin talep edilip edilemeyeceği, edilebilecek ise miktarın ne olduğu noktalarında toplandığı, dava ve takip konusu alacağın dayanağı olan faturaların açık fatura olduğu, bu haliyle her ne kadar hizmetin verildiğini ispat külfeti davacı yanda ise de, davalı yanca sunulan cevap dilekçesinde, kendisinin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiği halde, davacı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediği, ayıplı, kusurlu, hatalı ve eksik mal ve hizmet sunduğuna ilişkin beyanı karşısında, hizmetin verildiğinin kabul edildiği, ancak hizmetin ayıplı, kusurlu, hatalı ve eksik olarak verildiğinin beyan edilerek, ispat külfetinin üzerine alındığı anlaşılmış olup; somut olayda ispat külfeti davalı/borçludadır....
Uyuşmazlık, davacının hizmeti eksik ve ayıplı ifa edip etmediği noktasında toplanmaktadır. 6102 Sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi tacirler arasındaki hizmetin ayıplı olması halinde yapılması gereken işlemleri düzenlemektedir. Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır (Yargıtay 23. HD'nin 2016/991 Esas, 2018/5119 Karar sayılı kararı). Mahkememizce 17/02/2021 tarihli 3 nolu celsede, davalı vekiline ayıp konusu malların incelenmek için nerede bulunduğu konusunda beyanda bulunmak üzere 2 haftalık süre verilmiş, aksi halde dosya kapsamına göre karar verileceği ihtar edilmiş, davalı vekili tarafından beyanda bulunulmamıştır....
Satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz." ayrıca aynı kanunun 10. maddesinin 5. fıkrasında, “Kredi verenin, tüketici kredisini, belirli marka bir mal veya hizmet satın alınması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi durumunda satılan malın veya hizmetin hiç veya zamanında teslim edilmemesi halinde kredi veren tüketiciye karşı satıcı veya sağlayıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olur." hükümleri kredi verenin sorumluluğunu düzenlemiştir....