"İçtihat Metni"Mahkemesi:Tüketici Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesi nedeniyle eksik ve ayıplı imalâttan kaynaklanan sözleşmenin feshi, bedel iadesi, senet iptâli, manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili müvekkilinin annesine ait evde tadilatlar yapılması hususunda davalı yüklenici ile anlaştıklarını, yapılan imalâtların sözleşmeye aykırı, ayıplı ve eksik olduğunu, sözleşmenin feshine, ödenen 20.134,00...
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, dava konusu telefonun ayıplı olduğu ve davacının seçim hakkını sözleşmenin feshi doğrultusunda kullanabileceği, telefonu iade ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4.084,99 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 05.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
başından itibaren ayıplı olarak teslim edildiği ve ifanın başlamadığının tespitini, dönme hükümlerinin uygulanarak sözleşmenin sona erdirilmesini, kiralananın baştan itibaren ayıplı olduğunun ancak ifanın başladığının kabul edilmesi durumunda ise, sözleşmenin feshi ile sözleşmenin geçersizliği nedeniyle uğranılan fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL maddi ve 200.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir....
Yine 6098 Sayılı Tür Borçlar Kanunu'nun 305.maddesine göre kiralananın önemli ayıplarla teslimi halinde kiracı, borçlunun temerrüdüne veya kiraya verenin kiralananın sonradan ayıplı hale gelmesinden doğan sorumluluğuna başvurabilir. Kiralanan sonradan ayıplı duruma gelirse kiracı, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir. Önemli ayıp durumunda kiracının sözleşmeyi fesih hakkı saklıdır. Karine olarak kiraya veren kusurlu kabul edilmiş, kusursuzluğu ispat yükü ise kiraya verene yüklenmiştir. Olayımızda davacı kiracı ayıbın, kiralananın öngörülen kullanıma elverişliliğini ortadan kaldırması nedeniyle seçimlik hakkını akdin feshi yönünde kullanarak kiralananı tahliye etmiştir. Mahkemece, her ne kadar TBK 'nun 318. maddesi gereğince ayıp ihbarı yapılmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de belirtilen madde kiralananın ayıplı olması halinde uygulanacak bir maddedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi bilirkişi raporu ve ek rapora dayanarak; malların ayıplı ve kullanılamaz durumda olduğunu kabul ederek davanın kabulüne, sözleşmenin feshine ve 5.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline ve davacıya verilmesine dair karar vermiş, bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bilirkişi raporunda ve ek raporda malların ayıplı olduğu, siparişe uygun olmadığı, kullanılamaz olduğu belirtilmiştir. Davacı 21.11.2016 tarihli adi yazılı ihtarı çekmiş, 5.000,00 TL'nin iadesini 2 günlük süre içinde istemiştir, bu sözleşmenin feshedildiği anlamına gelir. Eser sözleşmesinde taraflar serbestçe sözleşmeyi feshedebilirler, bu nedenle sözleşmenin feshini talep etmekte davacının hukuki yarar yoktur. Mahkemece bu hususun dikkate alınmaması hatalı nitelikte olup davalı vekilinin istinaf isteminin bu yönden kabulü gerekir. Davada hukuki yarar bulunması resen dikkate alınması gerekli hususlardandır....
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre davaya konu aracın ayıplı olduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığı, dava devam ederken aracın davalıya satılarak devredildiği sözleşmenin feshi ve semenin iadesine ilişkin davanın konusuz kaldığı alım ile satım bedelleri arasındaki farkın BK.nun 205.maddesi uyarınca davacının araçtan faydalanmasının karşılığı kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle sözleşmenin feshi ve semen iadesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına maddi ve manevi tazminat talebinin ispat edilemediğinden reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, 08.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının sahibi olduğu aracı Noterden 18.7.2002 tarihli Kati satış sözleşmesi ile 4724 YTL satış bedeli ödeyerek satın aldığını,30.9.2002 tarihinde aracın motor ve şase numarasının değiştirildiğinin tespit edilmesi üzerine aracın zaptedildiğini,ayıplı mal satan davalının satış bedelini iade etmediğini ileri sürerek ,18.7.2002 tarihli sözleşmenin feshi ile 4724 YTL nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, yargılamaya gelmemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir....
Davalı şirket, davacıya numuneye uygun mal verildiğini, malzemedeki su geçirme ve yanmanın malzemenin ayıplı olmasından değil, uygulama hatasından kaynaklandığını, malzemenin bir kez kuruduktan sonra yeniden su geçirmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece iddia, cevap dilekçesi, teknik bilirkişiler raporu, toplanan delillere göre, malzemenin su izolasyonunu sağlamamasının gizli alıp niteliğinde olup, B.K.nun 202. maddesi uyarınca davacının seçimlik hakkını sözleşmenin feshi ve semenin iadesi yönünde kullanıp, talebinde haklı olduğu gerekçesiyle 5.904.72....
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Asıl dava, sözleşemeye aykırı hareket edilmesi nedeniyle sözleşmenin feshi ile davalı tarafından taşınmaza yönelik el atmanın önlenmesi, karşı dava alacak istemlerine ilişkindir....
Ancak, kredi verenin sorumluluğu; malın teslim veya hizmetin ifa edilmediği durumlarda satış sözleşmesinde veya bağlı kredi sözleşmesinde belirtilen malın teslim veya hizmetin ifa edilme tarihinden, malın teslim veya hizmetin ifa edildiği durumlarda malın teslim veya hizmetin ifa edildiği tarihten itibaren, kullanılan kredi miktarı ile sınırlı olmak üzere bir yıldır." düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, bağlı kredi sözleşmesinin varlığı hususunda herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmamış, bu hususta mahkemece bir tespitte henüz bulunulmamıştır. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK 391/4 maddesi 1086 sayılı HMK'nun 101 ve takip eden maddelerindeki ihtiyati tedbirle ilgili öngörülen düzenlemelerden ayrılarak değişik hükümlere yer verilmiştir....