Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir....
Yanlar arasındaki sözleşmenin 3/k maddesi hükmü uyarınca, teslim alınan mallarla ilgili ayıp bildirimi süresinin teslim tarihinden itibaren 30 gün olduğu kararlaştırılmış ise de; davacı tarafından gönderilen fesih bildirimi ihtarının, bu süre içinde yükleniciye tebliğ edilmiş olduğu davacı yanca kanıtlanmadığı gibi; ayıplı olduğu ileri sürülen kutuların varsa ayıbın derecesinin belirlenebilmesi ve süresinde ayıp ihbarının yapılmış olması durumunda Borçlar Kanunu’nun 360.maddesi gereğince davacının kullanabileceği hakkının niteliğinin mahkemece tayini için bilirkişi incelemesine de sunulmamıştır. O halde, kutulardaki ayıpların varlığı yasal delillerle davacı tarafından kanıtlanamadığının kabulü gerekir. Bu sebeple, yazılı tutarda maddi tazminata mahkemece hükmedilmiş olması da doğru değildir....
Davacı dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde sözleşme uyarınca gecikme cezasını ve eksik ve ayıplı işler bedelini istemekte olduğundan bu durumda sözleşmenin ifasını talep etmiş sayılmaktadır. Ne var ki sözleşmenin feshini istemekle artık sözleşmede kararlaştırılan gecikme cezasını isteyebilmesi için fesih halinde de gecikme cezasının isteyebileceğine dair bir düzenleme bulunması gerekmektedir. Sözleşmenin 9. maddesinde düzenlenen cezai şart ifaya ekli cezai şart olup, bu doğrultuda bir düzenleme yoktur. Diğer bir anlatımla sözleşmenin feshi halinde dahi bu cezanın alınacağına dair bir kararlaştırma bulunmamaktadır. Öte yandan eksik ve kusurlu işlerin bedelleri de istenmiş ve mahkemece bu yönde karar verilmiştir. Sözleşmenin "......
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının talepleri arasında sözleşmenin ileriye etkili feshi talep edilmesine rağmen mahkemece bu konuda bir karar verilmediği ancak istinaf eden davalı tarafından aleyhine hükmedilen gecikme tazminatı, eksik ve ayıplı tazminat bedellerinin istinafa getirildiği, 13.01.2016 tarihinde binanın teslim edilmesi gerektiği ancak dava tarihi itibariyle iskan alınmadığı, davalının davacılara isabet eden bağımsız bölümleri fiilen teslim ettiğini ispatlayamadığını, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda sözleşmeye göre davalı tarafından yapılacağı kararlaştırılan ve yerine getirilmeyen eksik ve ayıplı işlerin dava tarihindeki piyasa rayici ile giderim bedeli ve ortak alanlardaki giderler için davacıların arsa payı oranının dikkate alındığı, davalının sözleşme gereği kendisine düşen bağımsız bölümlerden birinin davacılar tarafından kiraya verilerek tasarruf edildiğine ilişkin istinaf itirazının,...
Sözleşmenin Feshi başlıklı 8.maddesinde; "..., ... şirketi ile imzalanan sözleşme sonrasında herhangi bir sebepten dolayı servisin açılmaması durumunda İşbu sözleşmeyi tek taraflı olarak fesh etme hakkına sahiptir." hükümlerine yer verilmiştir....
Taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu işin yapımı için 13 aylık sürenin belirlendiği, davacı karşı davalının belirlenen süre içinde sözleşme konusu işi tamamlamasının mümkün olmadığı, bu bakımdan sözleşmenin feshinde davacı karşı davalı kusurlu olduğundan sözleşmenin feshi nedeniyle tazminat talebinde bulunamayacaktır. Anılan nedenle davacı karşı davalının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı karşı davacı karşı davasında 8.000,00 TL'nin istirdadını, 1.000,00 TL tazminat ile 1.000,00 TL ayıplı iş bedelinin tahsilini istemiştir. Yukarıda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere ayıplı imalat bedelinin 9.381,39 TL olduğu anlaşılmakla davalı karşı davacının ayıplı iş bedelinin tahsiline yönelik davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalı karşı davacı sözleşmenin 9. maddesi uyarınca 1.000,00 TL tazminatın tahsilini istemiştir. Sözleşmenin incelenmesinde 9. maddede yer alan bedelin ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. Yargıtay 15....
Taraflar arasında imzalanan sözleşmeye konu işin yapımı için 13 aylık sürenin belirlendiği, davacı karşı davalının belirlenen süre içinde sözleşme konusu işi tamamlamasının mümkün olmadığı, bu bakımdan sözleşmenin feshinde davacı karşı davalı kusurlu olduğundan sözleşmenin feshi nedeniyle tazminat talebinde bulunamayacaktır. Anılan nedenle davacı karşı davalının davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı karşı davacı karşı davasında 8.000,00 TL'nin istirdadını, 1.000,00 TL tazminat ile 1.000,00 TL ayıplı iş bedelinin tahsilini istemiştir. Yukarıda da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere ayıplı imalat bedelinin 9.381,39 TL olduğu anlaşılmakla davalı karşı davacının ayıplı iş bedelinin tahsiline yönelik davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalı karşı davacı sözleşmenin 9. maddesi uyarınca 1.000,00 TL tazminatın tahsilini istemiştir. Sözleşmenin incelenmesinde 9. maddede yer alan bedelin ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. Yargıtay 15....
TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 25 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "Aktin Feshi ve Menfi Tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Balıkesir 1.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.2.2005 gün ve 2004/403 E. 2005/48 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 14.3.2006 gün ve 2005/4783 E. 2006/2562 K. sayılı ilamı ile, (...Dava, taraflar arasındaki satışın ayıplı olduğu iddiasına dayalı akdin feshi ve verilmiş olan çeklerden dolayı borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalı satıcının davacı bayisine sattığı jenaratörlerin garanti belgelerinin bulunmamasının hukuki ayıp teşkil ettiği, bu bağlamda davacı alıcının sözleşmenin 17.maddesine uygun olarak sözleşmeyi feshinde haklı olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Davalı taraf da cevap dilekçesinde hizmetin verildiğini kabul edilmektedir. Ancak ayıplı olduğunu söylemektedir. Çözümlenmesi gereken sorun, davacı tarafından verilen hizmetin ayıplı olup olmadığı, diğer bir anlatımla sözleşmeye uygun verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır. Zira sözleşme bedeli 40.000,00.-TL olup, 20.000,00.-TL'sinin ödenmediği tarafların kabulündedir. Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi heyeti raporlaru ve yapılan yargılama sonunda; Taraflar arasında ... tarihli "Gayrimenkul Değerleme ve Hizmet Sözleşmesi" imzalanmıştır. Sözleşmenin birinci maddesi sözleşmenin konusuna ilişkin olup, sözleşmenin konusunun Antalya İli Aksu İlçesi’nde yer alan inşaatı devam etmekte olan Kundu Villas Konut Projesi ile ilgili değerleme çalışmasının yapılmasından ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Yine sözleşmenin ikinci maddesinde danışmanın (davacının) yükümlülükleri belirlenmiştir....
Davalı tarafça yapılan hizmetin eksik ve ayıplı olması sebebiyle davacı tarafça bu hizmete ilişkin yapılan ödemelerin iade edilmesi gerektiğinden açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçeleriyle 1-Açılan davanın KABULÜ İLE; Davalının ayıplı hizmet ifası sebebiyle davacının ödemiş olduğu bedel olan 26.969,63-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....