Davacı taraf, davalının 25.08.2019 tarihli ve 1.066,75 TL bedelli faturanın 1.043,84 TL kısmını, 25.09.2019 tarihli ve 1.131,45 TL tutarlı faturayı ödemediğini, 03.10.2019 tarihinde davalının sözleşmeyi erken ve haksız feshi nedeniyle düzenlenen ve üst yapı indirim bedeli, 10 aylık internet kullanımı indirim bedeli, kurulum indirim bedeli ve aktivasyon indirim bedelini içeren 04.10.2019 tarih ve 19.651,84 TL bedelli fatura düzenlendiğini, davalı tarafın bu faturayı da ödemediğini, davalının toplam ödemediği fatura toplamının 21.737,13 TL olduğunu ileri sürmekte davalı da verilen hizmetin ayıplı olması nedeniyle borcu kabul etmemektedir. Davacı tarafın iddialarında incelenmesi gereken iki konu bulunmaktadır....
Mahkemece, davacının sözleşmenin feshine kadar ödemek zorunda olduğu ve davalıdan talep ettiği aidat miktarının, ayıplı malın neden olduğu zarar kapsamına girmediği, doğrudan konuttaki ayıptan kaynaklanan bir zarar olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmişse de, taraflar arasındaki sözleşmenin feshine ilişkin denetimden geçerek kesinleşen ... 2.Tüketici Mahkemesi'nin 2011/417 E. Sayılı ilamı ile davalının kusurunun sözleşmenin feshine neden olduğu saptandığına göre, artık davalının bu sözleşme nedeniyle davacının uğradığı zararlara katlanması gerekeceği sonucuna varılmaktadır. Davacının, sözleşmenin yapılmamış olması ya da feshedilmemiş olması durumunda iddia edilen zarara uğramayacağı açıktır. Hal böyle olunca, işin esasına girilip sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının elinde bulunan boyaların bozuk olduğu ve bozuk boya miktarının 78.724,46 TL olarak tespit edildiği, bozuk boyaların sözleşmenin feshi ile iadesinin gerektiği ve sözleşme gereğince mal bedeli olarak verilen 140.000 TL'lik senetlerden dolayı bu miktarda davacının borçlu olmadığı, B.K.nun 105 ve devamı maddeleri gereğince davacının taraflar arasındaki sözleşmenin feshini istemesi halinde müspet zararı talep edemeyeceği, BK'nun 43....
Mahkemece davanın kabulüne, taraflar arasında yapılan koltuk takımı ve yemek odası takımı alımına ilişkin sözleşmenin iptali ile edimlerin karşılıklı iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı ile yapılan satış sözleşmesi kapsamında alınan ürünlerin yanlış model ve eksik teslim edilmesi nedeniyle sözleşmenin feshi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı teslimin tam olduğunu belirtmiş davanın reddini istemiştir. Davacının dayandığı belgelerdeki teslim edilmesi gereken mallar ile teslim edilen malların aynı olup olmadığı konusunda uzman bilirkişi raporu alınması gerekip, aynı malların teslim edilmemiş olması halinde davalının haklı çıkacağı kabul edilmeli aksi halde tek bir sandalyenin ayıplı olması açısından da sözleşmenin sona erdirilip bedel iadesinin hakkaniyete uygun olmadığı hususları dikkate alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir....
Davacının ayıp iddiaları ile ilgili araştırma yapılmamıştır, zaten buna da uyuşmazlık bakımından gerek yoktur çünkü eldeki dava hizmet sözleşmesinde ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi yahut bedelde ayıp miktarınca indirim yapılması gerekçesi ile menfi tespit davası değildir. Yani davacı dava dosyamızda ayıplı ifa nedeniyle ne menfi tespit davası açmıştır ne de ödediği bedelin istirdatını istemiştir. Davacı sözleşmede kararlaştırılan bedeli ödememiş, borcu sıfırlamak için reklamasyon faturası düzenlemiştir. Bu reklamasyon faturası onu yargılamamız bakımından alacaklı konuma getirmez. Dolayısıyla davacının ayıp iddialarının araştırılması ancak bu safhadan sonra menfi tespit yargılamasının konusu olabilecektir. Eldeki dava davacı tarafça düzenlenen 07/06/2018 tarih A376543 numaralı 10.455,50 TL bedelli faturadan kaynaklandığından ve bu fatura dolayısıyla davacı davalıdan alacaklı olmadığından davanın reddine karar verilmiştir....
Cevapla birlikte açılan karşı dava ise: ayıplı imalât sebebiyle sözleşmenin feshi ve ayıplı malın yükleniciye iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kabulüne karar verilmiş, karşı dava hakkında hüküm kurulmamış, verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı iş sahibi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalı, cevap ve karşı dava dilekçesinde, sözleşme konusu eserin ayıplı yapıldığını, kullanılamaz durumda bulunduğunu, sözleşmenin feshi ile ayıplı malın yükleniciye iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Ayıp, eserde sözleşme ve eklerine, fen ve tekniği ile iş sahibinin ondan beklediği amaca uygun bazı vasıfların bulunmaması ya da olmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır....
Tüketici Mahkemesi 25/04/2018 tarih, 2017/1019 Esas, 2018/331 Karar sayılı "Açılan davanın Kabulü ile, taraflar arasında imzalanmış olan 16/06/2016 tarihli sözleşmenin iptali ile 4.550,00 tl'nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, ayıplı ürünler olan yatak odası takımı, (karyola, yaylı yatak, komidinler, ayna, gardrop) ve çocuk yatağı, bazası ve başlığının masraf davalı tarafa ait olmak üzere davacı tarafça iadesine," kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı, davalıdan 16/06/2016 tarihinde satın aldığı mobilya takımlarının ayıplı olduğundan bahisle sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin davalıdan tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Sağlayıcı, bayi, acente ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Daha uzun bir süre için garanti verilmemiş ise, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile ayıplı hizmetten dolayı yapılacak talepler hizmetin ifasından itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak, sunulan hizmetin ayıbı, tüketiciden sağlayıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz. Ayıplı hizmetin neden olduğu zararlardan sorumluluğa ilişkin hükümler dışında, ayıplı olduğu bilinerek edinilen hizmetler hakkında yukarıdaki hükümler uygulanmaz....
Turizm A.Ş tarafından ayıplı olarak yerine getirildiği anlaşılmakta olup, mahkemece ayıplı ifa nedeniyle ödenen tur bedelinin tümünün iadesine karar verilmişse de, davalı şirket tarafından sözleşme kapsamında ayıplı da olsa hizmetin bir bölümünün ifa edildiği, Dures ve Duprovnik Limanlarının davacı ve diğer yolcular tarafından gezilip görüldüğü, 7 gece 8 günlük gezinin 4.gününde sonlandırıldığı göz önüne alındığında, ödenen tur bedelinin tamamının iadesine karar verilmesi isabetli değildir. O halde mahkemece, hak ve menfaatlerin dengelenmesi açısından, ayıplı da olsa davacıya verilen hizmetin karşılığı tespit edilerek, tespit edilecek bu miktarın mahsubundan sonra kalan tur bedelinin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ödenen tüm tur bedelinin iadesine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle sözleşmenin feshi ve ödenen bedelinin iadesi istemine ilişkindir. ... 5. Asliye Hukuk Tüketici Mahkemesince, davanın ayıplı mal satışından kaynaklandığı, davacının tüketici olduğu ve ihtilafın tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ......