Noterliğinin 27/12/2016 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesinde yer alan fesih gerekçeleri dikkate alındığında, ihtilaflı olan faturalar ile ilgili hizmet almadığına -dava konusu olmayan Kasım 2016 faturası dışında- yönelik bir itirazı bulunmayan davalı, hizmetin ayıplı verildiğini ileri sürmüştür. 6102 Sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi tacirler arasındaki hizmetin ayıplı olması halinde yapılması gereken işlemleri düzenlemektedir. Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/991 Esas 2018/5119 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, davalı tacir olup, hizmetin ayıplı verildiğine ilişkin davacıya ayıp ihbarında bulunduğunu beyan etmediği gibi varsa ayıp ihbarına ilişkin delil de sunmamıştır....
Taraflar arasındaki sözleşme bir yıllık olup davalı sözleşmenin sona ermesinden 4 ay önce gönderdiği fesih ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiğini bildirmiştir. Davalı, Mahkemeye sunduğu 08.02.2016 tarihli 2.cevap dilekçesinde, sözleşmenin yürürlüğe girdiği 2015 Ocak ayından Eylül ayına kadar sözleşmeden umduğu yararı görmediğini, ancak yine de sözleşmeyi sürdürdüğünü, davacının medya satın almalarına dayanarak, sözleşmenin 7/c maddesinde belirtilen % 6 komisyona karşılık fatura düzenleyebilmek için toplam bütçe rakamını talep etmesi üzerine sözletmeyi feshetme kararı aldığını belirtmiştir. 6102 Sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi tacirler arasındaki hizmetin ayıplı olması halinde yapılması gereken işlemleri düzenlemektedir. Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır (Yargıtay 23....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SAYISI : 2013/114 Esas, 2014/317 Karar SUÇ : Edimin ifasına fesat karıştırma HÜKÜM : Beraat TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Edimin ifasına fesat karıştırma suçunun ihaleye fesat karıştırma suçundan bağımsız bir suç tipi olarak 5237 sayılı Kanun'un 236. maddesinde düzenlendiği, hile olmaksızın mal veya hizmetin ayıplı veya eksik ifasının söz konusu olduğu durumlarda, mal veya hizmetin salt ayıplı veya eksik ifa edilmiş olmasının edimin ifasına fesat karıştırma suçunu oluşturmayacağı, suçun oluşabilmesi için ayıplı veya eksik ifanın ayrıca hileli hareketlerle gizlenmeye çalışılmış olması, sözleşmenin tarafı olup da mal veya hizmetin alıcısı konumundaki tarafın da zarar görmesinin de gerektiği, maddedeki suç tanımında zarar unsur olarak açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte, 6459 sayılı Kanun'a ilişkin değişiklik...
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan tarihte davacıya ait bağımsız bölümleri iskânı alınmış şekilde teslim etmediği gibi eksik ve ayıplı olarak imal ettiğinden sözleşmenin feshi gerektiği, davacıya ait bağımsız bölümlerde eksik ve ayıplı imalat bedelinin 11.340,00 TL olduğu ve sözleşmede öngörülen teslim tarihi ile dava tarihine kadar işleyen yoksun kalınan kira bedelinin 30.750,00 TL olduğu ve bu meblağlara işleyecek en yüksek banka mevduat faizi işletilmesi gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, yüklenicinin temerrüdü nedeniyle sözleşmenin feshi, yoksun kalınan kira alacağı ile eksik ve ayıplı işler bedelinin tazmini istemlerine ilişkindir....
Davalı vekili; davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, hizmetin ayıplı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davalının sözleşmede öngörülen süreye uymaksızın ve haklı sebeplerini göstermeden fesih bildiriminde bulunduğu, feshi ihbarın haksız olduğu, yasal süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı, bilirkişi raporuna göre sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının 1.812,50 TL zarara uğradığı, alacağın likit olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1.812,50 TL asıl alacak üzerinden duran takibin devamına, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda davacı iş sahibi kooperatif vekili sözleşmenin feshi yanında, ayıplı işlerin giderilme bedelinin tahsili isteminde de bulunmuştur. Müspet zarar kapsamında olan ayıplı işlerin giderilme bedellerinin istenebilmesi için sözleşmenin feshedilmemiş, diğer bir deyimle ayakta olması zorunludur. Bedel karşılığı inşaat yapımına ilişkin 16.09.1992 tarihli sözleşme fesih beyanını içerir dava dilekçesinin yüklenicilere tebliği ile feshedilmiş sayılır. Bunun dışında mahkemece de taraflar arasındaki inşaat yapım sözleşmelerinin feshine karar verilmiştir. Bu karar davacı iş sahibi tarafından temyiz edilmemiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeler feshedildiğine göre, davacı iş sahibi kooperatif ancak menfi zararlarının tazminini isteyebilir. Dava dilekçesinde dava konusu yapılan ayıplı işlerin giderilme bedeli müspet zarar kapsamında olduğundan, sözleşmenin feshedildiği dikkate alınmaksızın bu konuda fesihle çelişir şekilde tahsil kararı verilmesi doğru olmamıştır....
a ait olan 15 numaralı daireyi yine danışıklı bir şekilde beş yıllığına kiraya verdiğini, tespit yaptırıldıktan sonra bir kısım dairelerin balkon korkulukları, pimapen pencere ve kapılarının söküldüğünü ileri sürerek, sözleşmenin ileriye etkili feshi ile yüklenicinin edimine göre devri gereken bağımsız bölümün tespiti, müdahalenin men'i, ... için 5.000,00 TL, ... için 2.000,00 TL kira bedelinin ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin feshi nedeniyle 2.000,00 TL müspet zarar ve ayıplı işler bedelinin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 658.648,75 TL'ye artırmıştır. Asli müdahil vekili, sözleşmenin süresinde bitirilmediğini, müvekkilinin sözleşmenin iptali ile doğrudan ilgisi bulunduğunu ileri sürerek, sözleşmenin iptalini talep etmiştir....
Eldeki davada davacının talebi öncelikli olarak sözleşmenin feshi ve uğradığı zararının tazmini istemine ilişkin olup, uyuşmazlığa konu makinenin %10 oranında ayıplı olması dikkate alınarak, Özel Dairece davacının sözleşmenin feshi talebi yerinde görülmemiş bu nedenle davacının sözleşmenin feshine ilişkin temyiz itirazları reddedilmiştir. Bununla birlikte ayıbın derecesi itibariyle eserin iş bedelinden indirimle kabulü mümkün olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiş olup, mahkemece eserin ayıplı olmadığı hususunun kesinleştiği yönündeki direnme gerekçesi de yerinde değildir. 34. Hâl böyle olunca tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 35. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. IV....
Ayıplı malın yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi talepli iş bu dava 13/06/2019 tarihinde açılmıştır. Yukarıda anılan yasal düzenleme kapsamında, konusu bir para alacağı ve tazminat olan davalar zorunlu arabuluculuğa tabi tutulmuştur. İş bu davada davacının ayıplı makinenin yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi talep edildiğinden bu tür davaların zorunlu arabulucuya tabi olduğu kanaatiyle; davacıya 09/12/2019 tarihli tensip tutanağının 1. maddesi ile TTK 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurup başvurulmadığına ilişkin delillerini sunması için bir haftalık kesin süre verilmiştir. Verilen sürede arabulucuya gidildiğine dair belge aslı sunulmadığından, dava şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, satışa konu halılar ayıplı olmadığından davanın reddine karar verilmiş; Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan satın aldığı halıların ayıplı olduğunu ileri sürerek sözleşmenin feshi ile ödenen satış bedelinin tahsilini istemiş, davalı halıların ayıplı olmadığını, teslim edilen halıların satılan halılar olduğunu savunmuş ve mahkemece halıların ayıplı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Satıcı davalı tarafından düzenlenerek davacı alıcıya teslim edilen 22.3.2004 ve 23.3.2004 tarihli faturalarda halıların hereke halısı olduğu belirtilmiştir. 2006/106 değişik ... tesbit dosyasında 2010/12361-2011/2269 düzenlenen birikişi raporunda ; halıların menşei Çin, imalatında kullanılan ipliklerin hammadesinin ise çin ipeği olduğu, keşif esnasında görülen halılar ile faturada belirtilen sözleşme konusu olan halıların aynı olmadığı ve iki halının değerinin satış tarihi itibariyle 7.500 EURO ( KDV dahil ) olduğu belirtilmiştir....