Hukuk Dairesi’nce, hizmet tespiti davaları ile işçilik alacakları davaları birlikte görülüp sonuçlandırılamayacağından davaların ayrılması ve işçilik alacakları davasının, diğer davanın sonucuna göre karara bağlanması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulması yönünde karar verilmesine rağmen, bozmadan sonra yapılan duruşmada hizmet tespiti davası ile işçilik alacakları davalarının ayrılmasına karar verilip, aynı gün her iki dava da hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, davalar ayrıldıktan sonra işbu işçilik alacakları davasında hizmet tespiti davasının bekletici mesele yapılarak kesinleşen hizmet tespiti davası sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hizmet tespiti davası sonucu beklenilmeden karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 03.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesi’nce, hizmet tespiti davaları ile işçilik alacakları davaları birlikte görülüp sonuçlandırılamayacağından davaların ayrılması ve işçilik alacakları davasının, diğer davanın sonucuna göre karara bağlanması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulması yönünde karar verilmesine rağmen, bozmadan sonra yapılan duruşmada hizmet tespiti davası ile işçilik alacakları davalarının ayrılmasına karar verilip, aynı gün her iki dava da hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, davalar ayrıldıktan sonra işbu işçilik alacakları davasında hizmet tespiti davasının bekletici mesele yapılarak kesinleşen hizmet tespiti davası sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hizmet tespiti davası sonucu beklenilmeden karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 03.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece önce hizmet tespiti davası bekletici mesele yapılmış, sonra kişinin hizmet tespiti davası açmaya zorlanamayacağı gerekçesi ile bekletici mesele yapılmasından vazgeçilerek dosya kapsamına göre hüküm kurulmuştur. Davacı tarafından açılan hizmet tespiti davasında 16/04/2015 tarihinde verilen kararın temyiz edilmesi nedeniyle Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2018/720 esasına kaydedildiği, henüz temyiz incelemesinin yapılmadığı, tespit davasında verilen kararın kesinleşmediği anlaşılmışmıştır. Kural olarak kişi hizmet tespiti davası açmaya zorlanamaz. Ancak açılmış olan bir hizmet tespiti davası olduğundan, hizmet tespitine ilişkin davanın sonucu ücret alacakları isteklerini içerir davayı etkileyeceğinden, tespit davası bekletici mesele yapılarak neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup sair yönler incelenmeksizin kararın bozulması gerekmiştir....
Dosya içeriğinden, davacının, davalılara karşı, 07/08/2017 tarihinde açtığı hizmet tespiti davasının İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2017/343 esas sayılı dosyasında derdest olduğu, söz konusu davada davacının 26/07/2005-29/09/2012 tarihleri arası için hizmet tespiti talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Hizmet tespiti davası, her ne kadar eldeki davanın karar tarihinden sonra açılmış ise de, hizmet tespiti davasında, iş bu alacak davasından farklı olarak re’sen araştırma ilkesi uygulanmaktadır. Dolayısıyla, hizmet tespiti davasında verilecek kararın kesinleşmesinin beklenilmesi zorunluluğu doğmuştur. Anılan sebeple, hizmet tespiti davası bekletici mesele yapılarak, oluşacak sonuca göre davaya devam edilmeli ve esas hakkında bir karar verilmelidir. Yukarıda yazılı sebepten, kararın sair yönleri incelenmeksizin bozulması gerekmiştir....
Bununla birlikte işçinin fiili çalışmasına rağmen SGK’ya eksik gün bildiriminde bulunulması hâlinde hizmet tespiti davası da açılabilir. Hizmet tespiti davası sonucunda verilecek karar ise işçilik alacakları istemli davada bağlayıcı niteliktedir. Bunun nedeni işçilik alacakları istemli davada taraflarca getirilme ilkesinin, sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan hizmet tespiti davasında ise resen araştırma ilkesinin uygulanmasıdır. Başka bir deyişle hizmet tespiti davası sonucunda kesinleşen çalışma süresi, işçilik alacakları davasında da dikkate alınacak olan süredir. 16. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekilince daha önce açılan hizmet tespiti davasına ilişkin dava dilekçesinde iş sözleşmesinin 27.05.2008 tarihinde sona erdiği belirtilmesine rağmen dava dilekçesi içeriği ve talep kısmında 1988-2004 yılları arasında SGK’ya eksik bildirilen günlere hasredilerek dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Gaziantep 1....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak iş akdinin işveren tarafından haksız olarak fesh edildiği, davacı vekiline verilen kesin mehil içerisinde ... kayıtlarında gözükmeyen ancak davacı tanıklarının beyanlarında belirttiği davacı çalışmasının tespiti yönünden hizmet tespiti davası açılmadığı ve bu nedenle resmi kayıtlarda görünen hizmet süresinin dikkate alındığı, buna göre davacının ihbar tazminatına hak kazandığı, hizmet süresine göre kıdem tazminatına ve yıllık izin ücretine hak kazanmadığı, fazla çalışma ile hafta tatili ücretine de hak kazanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Davacı vekili temyiz dilekçesinde resmi kayıtlarda görülmeyen hizmet süresi için hizmet tespiti davası açtıklarını beyan etmiş olup, Dairemizce yapılan geri çevirme sonrası bahsedilen hizmet tespiti davasının derdest olduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Alanya İş Mahkemesi Tarihi : 27/06/2014 Numarası : 2014/316-2014/477 Dosyanın daha önce taraflar arasında görülen hizmet tespiti dosyası ile birleştirilip ayrıldığı, dosyada sadece hizmet tespiti talebi ile ilgili dava ve cevap dilekçesinin bulunduğu, alacak davası ile ilgili dava ve cevap dilekçesi ile ıslah dilekçesinin dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca bu dosyadan ayrılan hizmet tespiti davasının da sonuçlandığı UYAP sorgusundan anlaşılmaktadır. Mahkemece alacak davası ile ilgili dosya örneğinin dava, cevap ve ıslah dilekçeleri ile varsa diğer evrakı içerir şekilde eklenmesi, hizmet tespitine ilişkin aynı mahkemenin 2014/306-2014/476 E.K. sayılı dosyasının da eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 19.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
“Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesinde; “ Bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işvereninde sorumlu olacağı ” bildirilmiştir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesi ile; asıl işveren ile alt işveren arasındaki ekonomik ve mali yönden sorumluluk hukukunun sınırlarının belirlendiği, maddede geçen “ Bu kanunun işverene yüklediği ödevler ” tanımlamasının asıl işverene, alt işverenin taraf olduğu hizmet sözleşmeleri nedeniyle açılacak hizmet tespiti davalarında pasif husumet ehliyetini amaçlamadığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde ifadesini bulan hizmet tespiti davaları kural olarak bu ödevi yerine getirmeyen işverene karşı açılmalıdır....
Gerekçe: 1-Davacının hizmet süresi ve ücretinin kesinleşen 2015/55 E. sayılı hizmet tespiti dava dosyası esas alınarak belirlendiği gözetildiğinde, karar gerekçesinde geçen 2011/55 E. sayılı dava dosya numarasının sehven yazıldığı anlaşılmakla, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. 2-Somut uyuşmazlıkta; davacının hizmet tespitinin yanında bir kısım işçilik hak alacaklarının ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/163 E. sayılı dosyası üzerinden birlikte talep edildiği ve 19.10.2011 tarihli celsede hizmet tespiti ile işçi alacakları taleplerinin tefrikine karar verilmesini müteakiben, işçi alacakları yönünden davaya 2012/32 Esas sayılı dosya üzerinden devam edilip hizmet tespiti davasının bekletici mesele yapıldığı, hizmet tespiti yönünden verilen 04.06.2014 tarihli ve 2011/163 E., 2014/186 K. sayılı kararın da Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 22.12.2014 tarihli ilamıyla bozulması üzerine yapılan yargılamada sonunda, davanın davalılar İçişleri Bakanlığı ve ... Sos....
Dairemizin 08.12.2014 tarihli ve 2014/34672 Esas, 2014/37449 Karar sayılı ilâmı ile; davacının hizmet tespiti ve alacak davasını birlikte açtığı, sonradan verdiği dilekçe ile hizmet tespiti talebini atiye terk ettiği, her iki davalı vekilinin de muvafakatlerinin olmadığını beyan etmeleri üzerine davacının hizmet tespiti talebinin dosyadan ayrılmasını talep ettiği, Mahkemece dosya tefrik edilmeden Kuruma bildirilen 08.07.2008-15.10.2010 tarihleri arasındaki hizmet süresi üzerinden hesaplanan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı isteklerinin kabulüne, hizmet tespiti talebi hakkında ise atiye terk sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (mülga 1086 sayılı Kanun) 185 inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 123 üncü maddelerine göre; ancak karşı tarafın muvafakati ile dava geri alınabileceğinden, davacının hizmet tespiti talebine yönelik davasının bu davadan ayrılıp yeni esasa kaydı ile...