İş Mahkemesi No :2018/206-2020/200 Dava, hizmet tespiti ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı ile davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine,... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin esastan reddine,davacının istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 10....
E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı işçilik alacakları ve hizmet tespiti için birlikte dava açmış olup, davacının işçilik alacakları yönündeki talebi hizmet tespiti yönünden verilen kararın sonucunun beklenilmesi amacıyla tefrik edilmiş, hizmet tespiti davasında davacının davalı işyerinde 23.05.2008-03.05.2010 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilerek, temyiz incelemesi sonucu Yargıtay tarafından onanarak kesinleşmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi ,,,,tarafından düzenlenen 15.02.2012 tarihli hesap raporunda, davacının hizmet süresi 01.05.2008-03.05.2010 tarihleri arası olarak kabul edilmiş ve buna göre hesaplama yapılmıştır....
“Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesinde; “ Bu Kanun'un işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olacağı ” bildirilmiştir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesi ile; asıl işveren ile alt işveren arasındaki ekonomik ve mali yönden sorumluluk hukukunun sınırlarının belirlendiği, maddede geçen “ bu Kanun'un işverene yüklediği ödevler ” tanımlamasının asıl işverene, alt işverenin taraf olduğu hizmet sözleşmeleri nedeniyle açılacak hizmet tespiti davalarında pasif husumet ehliyetini amaçlamadığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde ifadesini bulan hizmet tespiti davaları kural olarak bu ödevi yerine getirmeyen işverene karşı açılmalıdır....
Mahkemelerinde görülmesi gerekli olduğundan, genel mahkeme niteliğindeki Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olan bu davada, öncelikle mahkemenin davaya bakmakla görevli olup olmadığının tespiti açısından, hizmet tespiti ve kıdem tazminatına ilişkin olarak açılan Yalvaç Asliye Hukuk (...) Mahkemesine ait 1999/491 E. sayılı davanın kesinleşmesi, “bekletici sorun” yapılmak suretiyle sonucuna göre mahkemenin görevli olup olmadığının belirlenmesi zorunludur....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 23/03/2023 NUMARASI : 2022/239 2023/98 DAVA KONUSU : Spek tespiti, hizmet tespiti KARAR : Taraflar arasındaki spek tespiti, hizmet tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece verilen karara karşı fer'i müdahil Kurum vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda gereği görüşülüp düşünüldü....
Somut olayda, mahkemenin gerekçesinde dosyada alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının hizmet tespiti talebinin kısmen kabulüne karar verildiğinin belirtildiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise davacının tespit edilen hizmet sürelerinin 01/02/1997-30/06/1998, 01/05/2000-26/03/2004 ve 01/02/2006-13/10/2007 tarihlerine ilişkin olduğu anlaşıldığından yazılı şekilde karar verilmiş olası usul ve Yasa'ya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendi silinerek yerine, 1- Davacının hizmet tespiti davasının kısmen kabulü ile, davacının asıl işvereni davalı "...Anonim Şirketi" ve alt işvereni davalı "......
Dairesinin bozma kararı üzerine verilen hizmet tespiti davasının .... Hukuk Dairesi tarafından ilgili dairesine gönderilmemesi nedeniyle, bozma üzerine verilen hizmet tespiti isteğine ilişkin dosyanın ... Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 29.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dairemizce 22.10.2015 tarih ve 2015/14799 E-2015/20207 K. sayılı ilamı ile davacının hizmet tespiti davası açtığını belirtmesi karşısında hizmet tespiti davası açılıp açılmadığı açılmış ise onaylı bir örneğinin gönderilmesi için dosyanın mahalline geri çevrildiği, geri çevirme nedeninin mahkemece araştırılması neticesinde davacının 09.05.2016 havale tarihli dilekçe ile temyize konu alacak davasında iddia ettiği tüm çalışma dönemi yönünden hizmet tespiti davası açmış olduğu ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Gerçekten de davacıya ait hizmet döküm cetveli incelendiğinde en son 1979 yılında sigorta prim ödeme kaydı olduğu, davacının iddia ettiği 2002-2012 yılları asında herhangi bir prim ödeme kaydının bulunmadığı görülmüştür. Hal böyle olunca söz konusu hizmet tespit davasının, temyize konu alacak davası yönünden bekletici mesele yapılması elzemdir....
e verdiği, sanıkların bu şekilde katılana karşı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu farklı zamanlarda birden ziyade şekilde işledikleri iddia edilen olayda; aynı seferde taşınan şirket mallarını farklı seferlerde taşınmış gibi birden fazla sefer ücretini şirkete fatura ettikleri, ayrıca hizmet bedeli+KDV olarak düzenlenmesi gereken faturalara değişik rakamlar ilave etmek suretiyle haksız kazanç sağladıkları iddialarına yönelik olarak bu şekilde katılan şirketin fazladan ödediği hizmet bedeli miktarının kesin ve net olarak belirlenmemiş olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından, iddia ve savunma beyanlarının doğruluğunun tespiti açısından, katılan şirkete ait suç dönemini kapsayan defter ve belgelerin temin ile alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek fazladan yansıtılan sefer sayıları ile alıcı firmalara ait irsaleye, faturalar ve faturalara ilave edilen bedellerin sayısı ve miktarının tespiti ile sanıkların uhdelerine para geçirip geçirmedikleri...
Hizmet süresinin tespiti bakımından işçilik alacağı davaları ile Sosyal Güvenlik Kurumunun da taraf olduğu hizmet tespiti davalarına kısaca değinmek gerekmektedir. Sosyal Güvenlik Hukukunun;hem kamu hukuku,hem de özel hukuk alanında kalan özellikleri dikkate alındığında,özellikle hizmet tespiti davalarında kendiliğinden araştırma ilkesinin ağır bastığı görülür.Gerçekten hizmet tespiti davaları, taraflarca hazırlama ilkesi kapsamı dışında olup, kendiliğinden araştırma ilkesi söz konusudur. Sigortalılık başlangıç tarihi ve hizmet tespitine yönelik davaların kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin icap ettiği Yargıtay’ın yerleşmiş içtihadı olduğundan, kamu düzenini ilgilendiren hizmet tespiti davalarında, hâkimin özel bir duyarlılık göstererek delilleri kendiliğinden toplaması ve sonucuna göre karar vermesi gerekir. Kendiliğinden araştırma ilkesinin uygulandığı bu davalarda ispat yükü, bir tarafa yüklenemez....