Mahkemenin bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin, birbirinden tamamen farklı iki davayı bir arada görmesi ayrıca hizmet tespiti davası bakımından eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş; öncelikle hizmet tespiti ile işçilik alacaklarına ilişkin davaları birbirinden tefrik ederek yargılamalarını birbirinden bağımsız olarak sonuçlandırmak, akabinde ise hizmet tespiti davası bakımından, davacı ile davalı arasında hizmet ilişkisinin varlığı kabul edilerek, 4/6/2005 tarihli apartman yönetimi tarafından hüküm altına alınan süreler yönünden çalışma süresini kabul edip, toplanan deliller doğrultusunda sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın davanın reddine şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Mahkemece; hem hizmet tespiti hem de fazla mesai alacağına ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 167. maddesi gereğince yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için aralarında bağlantı bulunsa bile davaların ayrılmasına davanın her safhasında karar verilebilir. Yine aynı yasanın 30. maddesinde mahkemenin yargılamayı mümkün olduğunca hızlı ve bir düzen içerisinde seyretmesini sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri oluşturulup bu davalar için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir. Hizmet tespiti davaların niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için yargılamasının özel bir duyarlılık ve itina ile yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Ayrıca hizmet tespiti davalarında Sosyal Güvenlik Kurumu veya ilgili şubesine husumet yöneltilmesi gerekir....
Kuruma karşı dava açılabilmesi için .. olayda; davacı, davalı işveren nezdinde 31.08.2010 – 29.08.2011 ve 13.08.2012 – 13.11.2014 tarihleri arasında geçen çalışmasının 5953 sayılı Basın İş Kanunu kapsamında olduğunun, aylık net ücretinin 2.250,00 TL olduğunun ve buna göre sigorta primlerinin yatırılması gerektiğinin tespiti istemiş, dosya içerisinde bulunan davacının hizmet döküm cetvelinde ise davalı işyerinde 20.10.2010 – 29.04.2011 ve 13.08.2012 - 13.11.2014 tarihleri arasında bildirim bulunan çalışmaları olduğu, davacının isteminde davalı işveren nezdindeki çalışmaları olarak beyan edilen 31.08.2010 – 19.10.2010 ve 30.04.2011 – 30.04.2011 tarihlerinin hizmet döküm cetvelinde görülmediği ve davacının prime esas kazanç tutarının tespiti istemi de bulunduğu gözetildiğinde, davacının istemini münhasıran itibari hizmet süresinin tespitine yöneltmediği, hizmet tespiti ve hizmet tespiti davası içerisinde değerlendirilecek prime esas kazanç tutarının tespitini de içerdiği anlaşılmakla, davacının...
a ait deri atölyesinde 2004 yılı Mart ayında deri ustası olarak çalışmaya başladığını, daha sonra işyerinin davalılardan Niyazi'nin ortağı olduğu davalı şirkete devredildiğini,davacının 30.10.2012 tarihine kadar aralıksız deri atölyesinde çalıştığını, her iki davalı yanında sigorta primlerinin eksik yatırıldığını,en son net 1.400,00 TL maaş aldığını, davacının 30.10.2012 tarihine haksız olarak işten çıkarıldığını, davacının sabah 09:00 dan akşam 21:00 e kadar çalıştığını,resmi tatillerde izin kullanmadığını, dini bayramların ilk 2 günü izin kullandığını, yıllık izinlerinin hiç kullandırılmadığını iddia ederek; davacının kuruma bildirim yapılmayan hizmetlerinin tespiti ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla mesai ücreti alacaklarının faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir B) Davalı Cevabının Özeti; Davalı ... vekili özetle; hizmet tespiti ve alacak davalarının ayrı ayrı yürütülmesi gerektiğini,hizmet tespiti davası yönünden hak düşürücü...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Asıl dava hizmet tespiti, birleşen dava ise iş kazası tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin (kapatılan) bozma kararına uyma kararı vermek suretiyle yapılan yargılama neticesinde asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün asıl ve birleşen davada davacılar ve dahili davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava, 506 sayılı Kanunun 79/10. (5510 sayılı Kanun’un m. 86/9.) maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/708 esas sayılı dosyası ile hizmet tespiti davası açtığı, mahkemece verilen kararın davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu ve ... tarafından temyiz edildiği ve Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 04.06.2015 tarihli, 2014/15491 esas ve 2015/12847 karar sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma üzerine verilen usulden ret kararının ise onandığı anlaşılmaktadır. Davanın usulden reddine dair verilen kararın Yargıtayca onanmasından sonra davacının yeniden hizmet tespiti davası açıp açmadığı denetlenememektedir. Davacının davalı işyerinde çalıştığı süre ihtilaflı olduğuna göre, davacının usulden ret kararından sonra açtığı hizmet tespiti davası varsa bu dava için bekletici mesele yapılmalı, hizmet tespiti davasının sonucuna göre davacının hizmet süresi belirlenmeli ve ardından işin esasına girilerek sonuca gidilmelidir. Bu yön gözetilmeden karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak iş akdinin işveren tarafından haksız olarak fesh edildiği, davacı vekiline verilen kesin mehil içerisinde .. kayıtlarında gözükmeyen ancak davacı tanıklarının beyanlarında belirttiği davacı çalışmasının tespiti yönünden hizmet tespiti davası açılmadığı ve bu nedenle resmi kayıtlarda görünen hizmet süresinin dikkate alındığı, buna göre davacının ihbar tazminatına hak kazandığı, hizmet süresine göre kıdem tazminatına ve yıllık izin ücretine hak kazanmadığı, fazla çalışma ile hafta tatili ücretine de hak kazanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Davacı vekili temyiz dilekçesinde resmi kayıtlarda görülmeyen hizmet süresi için hizmet tespiti davası açtıklarını beyan etmiş olup, Dairemizce yapılan geri çevirme sonrası bahsedilen hizmet tespiti davasının derdest olduğu anlaşılmıştır....
G) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “ Ön İncelemenin Kapsamı ” başlıklı 137. maddesinde; “ Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır....
Mahkemece, kabulüne karar verilmemiş olan 16.09.1994-30.09.1996 tarihleri arasında Kuruma eksik bildirilen hizmet sürelerinin tespitine ve eksik bildirilen sürelerde hükümde belirtilen miktarda brüt ücretlerle çalıştığının tespitine karar verilmişse de; 1-Kuruma eksik bildirilen hizmet sürelerinin başlangıcının davalı şirket tarafından davacıya verildiği ve davalı şirket kaşe ve yetkilisinin imzasının olduğu anlaşılan “işyeri ve çalışma kimlik karnesinde” davacının işe başlama tarihi olarak yer alan 01.10.1994 tarihinin bu işyerinde tespiti yapılan hizmet süresinin başlangıç tarihi olarak tespiti gerekmektedir. 2- Ayrıca hükümde ,davacının davalı işyerinden eksik bildirilen hizmet sürelerinde asgari ücretle çalıştığının tespiti gerekirken, yazılı şekilde 16.09.1994-30.09.1996 arasında belirlenen brüt ücret miktarlarıyla çalışmasının tespiti şeklinde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Yine aynı yasanın 30. maddesinde Mahkemenin yargılamayı, mümkün olduğunca hızlı ve bir düzen içerisinde seyretmesini sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri oluşturulup bu davalar için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir. Hizmet tespiti davaların niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için yargılamasının özel bir duyarlılık ve itina ile yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. Ayrıca hizmet tespiti davalarında Sosyal Güvenlik Kurumu veya ilgili şubesine husumet yöneltilmesi gerekir. İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa'dan kaynaklanmakta olup, işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının hesaplanması gerekir....