WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi’nce, hizmet tespiti davaları ile işçilik alacakları davaları birlikte görülüp sonuçlandırılamayacağından davaların ayrılması ve işçilik alacakları davasının, diğer davanın sonucuna göre karara bağlanması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulması yönünde karar verilmesine rağmen, bozmadan sonra yapılan duruşmada hizmet tespiti davası ile işçilik alacakları davalarının ayrılmasına karar verilip, aynı gün her iki dava da hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, davalar ayrıldıktan sonra işbu işçilik alacakları davasında hizmet tespiti davasının bekletici mesele yapılarak kesinleşen hizmet tespiti davası sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hizmet tespiti davası sonucu beklenilmeden karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, 03.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Somut olayda, davacı 01/04/2009 tarihinde işe başladığı halde işe girişinin 24/09/2009 tarihinde yapıldığı, bu tarihler arasında maaşının ödenmediğini ileri sürmüş, dava dilekçesinde ayrıca Batman İş Mahkemesinde 2013/781 Esas sayılı dosyası ile hizmet tespiti davası açtığını beyan etmiştir. Mahkemece önce hizmet tespiti davası bekletici mesele yapılmış, sonra kişinin hizmet tespiti davası açmaya zorlanamayacağı gerekçesi ile bekletici mesele yapılmasından vazgeçilerek dosya kapsamına göre hüküm kurulmuştur. Davacı tarafından açılan hizmet tespiti davasında 16/04/2015 tarihinde verilen kararın temyiz edilmesi nedeniyle Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 2018/720 esasına kaydedildiği, henüz temyiz incelemesinin yapılmadığı, tespit davasında verilen kararın kesinleşmediği anlaşılmışmıştır. Kural olarak kişi hizmet tespiti davası açmaya zorlanamaz....

      Dosyadaki kayıt ve belgelerden 2007/76 E. Sayılı davada davacının işçilik haklarını istediği, 2010/54 E. Sayılı dosyada ise hizmet tespiti istediği, Mahkemece 15/07/2010 tarihinde birleştirme kararı verilerek davanın 2007/76 E. Sayılı dosya üzerinden yürütülmesine karar verildiği 2007/76 E. Sayılı dosya üzerinden yargılama sırasında 17/01/2008 tarihli 4. celsede ve 02/06/2011 tarihli 34. celsede davacının davaya hizmet tespiti olarak devam edeceğini, şu an tazminat istemediğini beyan ettiği görülmüştür. Mahkemece 2007/76 E. Sayılı dava dosyasının işçilik alacakları, 2010/54 E. Sayılı dava dosyasının hizmet tespiti istemine ilişkin olduğu nazara alınarak ayrı ayrı ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm kurulması gerekirken ... şekilde hüküm kurulması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

        C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak iş akdinin işveren tarafından haksız olarak fesh edildiği, davacı vekiline verilen kesin mehil içerisinde ... kayıtlarında gözükmeyen ancak davacı tanıklarının beyanlarında belirttiği davacı çalışmasının tespiti yönünden hizmet tespiti davası açılmadığı ve bu nedenle resmi kayıtlarda görünen hizmet süresinin dikkate alındığı, buna göre davacının ihbar tazminatına hak kazandığı, hizmet süresine göre kıdem tazminatına ve yıllık izin ücretine hak kazanmadığı, fazla çalışma ile hafta tatili ücretine de hak kazanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Davacı vekili temyiz dilekçesinde resmi kayıtlarda görülmeyen hizmet süresi için hizmet tespiti davası açtıklarını beyan etmiş olup, Dairemizce yapılan geri çevirme sonrası bahsedilen hizmet tespiti davasının derdest olduğu anlaşılmıştır....

          GEREKÇE : Dava, gerçek prime esas kazanç tespiti istemine ilişkindir. Prime esas kazanç tutarının tespiti davasının 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca yasal dayanağı 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 77 ve 5510 sayılı Kanunun 80. maddesidir. Bu kapsamda işin ve işyerinin kapsam ve niteliği dikkate alınarak, davacı işçinin ücretinin ve davalı T6 davalı işveren/işverenler tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur....

          Yani davalının cevap dilekçesi içeriği ve ibraz edilen devamsızlık tutanakları, SGK kayıtları ve davacıya ait hizmet döküm cetveli dikkate alındığında davacının iş sözleşmesinin 27.05.2008 tarihinde sona ermediği anlaşılmaktadır. Bu hâli ile hizmet tespiti davasında dava konusu edilmeyen, hakkında hüküm kurulmayan 27.05.2008 tarihinin iş sözleşmesinin fesih tarihi olarak kabulü mümkün değildir. 21....

            Somut olayda, davacının davalıya ait evde ev hizmetlerini yaptığını ileri süren davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL ihbar tazminatı,200,00 TL kıdem tazminatı,200,00 TL fazla mesai ücreti,100,00 TL yıılık izin ücreti,100,00 TL genel tatil ücretinden oluşan olan toplam 700,00 TL nin kendisine ödenmediği ve işten çıkarıldığı iddiasıyla, bu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.Her nekadar davacı vekili 10.06.2001 tarihli dilekçe ile davayı ıslah ettiklerini ve davaya hizmet tespiti davası olarak bakılmasını talep ettiklerini beyan etmiş ise de davacı vekili bu ıslah dilekçesindeki davanın hizmet tespiti davasına dönüştürülmesi yönündeki taleplerinin sehven gerçekleştiğini,asıl amaçlarının hizmet tespiti davası açarak sonucunun beklenmesi yönünde talepte bulunduklarını beyan etmiş olup,iş mahkemesince de davacı tarafın bu beyanına göre asıl amacın hizmet tespiti davası açmak olduğundan dosyaya sunulan ıslah talebinin usulüne uygun...

              Dairemizin 08.12.2014 tarihli ve 2014/34672 Esas, 2014/37449 Karar sayılı ilâmı ile; davacının hizmet tespiti ve alacak davasını birlikte açtığı, sonradan verdiği dilekçe ile hizmet tespiti talebini atiye terk ettiği, her iki davalı vekilinin de muvafakatlerinin olmadığını beyan etmeleri üzerine davacının hizmet tespiti talebinin dosyadan ayrılmasını talep ettiği, Mahkemece dosya tefrik edilmeden Kuruma bildirilen 08.07.2008-15.10.2010 tarihleri arasındaki hizmet süresi üzerinden hesaplanan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı isteklerinin kabulüne, hizmet tespiti talebi hakkında ise atiye terk sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (mülga 1086 sayılı Kanun) 185 inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 123 üncü maddelerine göre; ancak karşı tarafın muvafakati ile dava geri alınabileceğinden, davacının hizmet tespiti talebine yönelik davasının bu davadan ayrılıp yeni esasa kaydı ile...

                Öte yandan, yasal dayanağını 506 sayılı Yasa'nın 79/10 ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddesinden alan hizmet tespiti davalarında Kurumun yasal hasım konumunda bulunduğu açıktır. Somut olayda, davanın hizmet tespiti ile birlikte işçilik alacakları istemi ile açıldığı, işçilik alacaklarının tefrik edildiği ve bu davaya hizmet tespiti davası olarak devam edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, bu davada Kurumun yasal hasım olduğu, bu nedenle Kurum hakkında davanın husumetten reddine karar verilemeyeceği ve işverenin de gerçek hasım olup almadığı araştırılarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, gerekçe kısmında davacının davalı SSK ve davalı kişi aleyhine işçilik alacaklarını talep ettiği,işçilik alacaklarına yönelik davada davalı Kuruma husumet yöneltilemeyeceği, davacının Kuruma karşı ancak hizmet tespiti isteyebileceği, böyle bir talebinin bulunmadığı, davalı A.. A..'...

                  Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali ile hizmet tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

                    UYAP Entegrasyonu