Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin ortağı olduğu gerekçesiyle davacıyı 28.07.2012 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasa'nın 4/1- b maddesi kapsamında (Bağ-Kur) sigortalı olarak kayıt ve tescil ettiği; davalı şirket tarafından, davacıya ilişkin olarak 2012/7 ve 8. aylar ek aylık prim ve hizmet belgelerinin verilmesi üzerine Kurumca düzenlenen 28.11.2017 tarih ve 2017/MEK/146 sayılı İnceleme Raporunda "2012/7 ve 8. aylara ait Kuruma bildirilen SPEK tutarlarının yasal defter kayıtlarının ve ücret ödeme bordrolarının mutabık olduğu, davacının 2012/7. ayda 28 gün üzerinden, 2012/8. ayda 10 gün üzerinden ücret aldığının ücret bordrolarında görüldüğü belirtilerek 2012/7 ve 8. aylar için verilen ek aylık prim ve hizmet belgelerinin işleme alınmaması gerektiğinin" belirtildiği, şirketin, Kurum denetmenine sunduğu ücret bordrolarının imzalı olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda; davacının 03.06.1997 tarihinde tescil edilen T2 Şti.'...

Dosya içeriğinden, davacının, davalılara karşı, 07/08/2017 tarihinde açtığı hizmet tespiti davasının İzmir 14. İş Mahkemesi’nin 2017/343 esas sayılı dosyasında derdest olduğu, söz konusu davada davacının 26/07/2005-29/09/2012 tarihleri arası için hizmet tespiti talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Hizmet tespiti davası, her ne kadar eldeki davanın karar tarihinden sonra açılmış ise de, hizmet tespiti davasında, iş bu alacak davasından farklı olarak re’sen araştırma ilkesi uygulanmaktadır. Dolayısıyla, hizmet tespiti davasında verilecek kararın kesinleşmesinin beklenilmesi zorunluluğu doğmuştur. Anılan sebeple, hizmet tespiti davası bekletici mesele yapılarak, oluşacak sonuca göre davaya devam edilmeli ve esas hakkında bir karar verilmelidir. Yukarıda yazılı sebepten, kararın sair yönleri incelenmeksizin bozulması gerekmiştir....

    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak iş akdinin işveren tarafından haksız olarak fesh edildiği, davacı vekiline verilen kesin mehil içerisinde ... kayıtlarında gözükmeyen ancak davacı tanıklarının beyanlarında belirttiği davacı çalışmasının tespiti yönünden hizmet tespiti davası açılmadığı ve bu nedenle resmi kayıtlarda görünen hizmet süresinin dikkate alındığı, buna göre davacının ihbar tazminatına hak kazandığı, hizmet süresine göre kıdem tazminatına ve yıllık izin ücretine hak kazanmadığı, fazla çalışma ile hafta tatili ücretine de hak kazanmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Davacı vekili temyiz dilekçesinde resmi kayıtlarda görülmeyen hizmet süresi için hizmet tespiti davası açtıklarını beyan etmiş olup, Dairemizce yapılan geri çevirme sonrası bahsedilen hizmet tespiti davasının derdest olduğu anlaşılmıştır....

      Bununla birlikte işçinin fiili çalışmasına rağmen SGK’ya eksik gün bildiriminde bulunulması hâlinde hizmet tespiti davası da açılabilir. Hizmet tespiti davası sonucunda verilecek karar ise işçilik alacakları istemli davada bağlayıcı niteliktedir. Bunun nedeni işçilik alacakları istemli davada taraflarca getirilme ilkesinin, sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan hizmet tespiti davasında ise resen araştırma ilkesinin uygulanmasıdır. Başka bir deyişle hizmet tespiti davası sonucunda kesinleşen çalışma süresi, işçilik alacakları davasında da dikkate alınacak olan süredir. 16. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekilince daha önce açılan hizmet tespiti davasına ilişkin dava dilekçesinde iş sözleşmesinin 27.05.2008 tarihinde sona erdiği belirtilmesine rağmen dava dilekçesi içeriği ve talep kısmında 1988-2004 yılları arasında SGK’ya eksik bildirilen günlere hasredilerek dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Gaziantep 1....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, sigorta primine esas kazancın tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacı, davalı ... başkanlığında çalıştığı 1999-2005 döneminde eksik gösterilen prime esas kazançlarının tespitini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne, 2003/2-2005/3 dönemleri arasındaki prime esas kazancın tespitine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, daha önce karara çıkan ..... İş Mahkemesinin 2006/324 esas sayılı dosyasına atıf yapılarak dosyada mevcut TİS’ne göre SPEK belirlendiği anlaşılmaktadır. 506 sayılı kanunun 77....

          Toplu İş Sözleşmelerine tabi işyerleri işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir tarihte ödenmesi durumunda, 82 nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı alınmaz ve 102 nci madde hükümleri uygulanmaz." hükmü düzenlenmiştir....

            HUKUK DAİRESİ'NİN 30.03.2022 TARİH 2022/1413 E - 2022/4703 K SAYILI İLAMININ ÖZETİ: Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin bozma ilamında "...Bölge Adliye Mahkemesince hizmet tespiti talebine ilişkin kabul kararı yerinde ise de; prime esas kazanç yönünden yöntemince araştırma yapılarak infaza elverişli hüküm tesis edilmemesi isabetli değildir....

            “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesinde; “ Bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işvereninde sorumlu olacağı ” bildirilmiştir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesi ile; asıl işveren ile alt işveren arasındaki ekonomik ve mali yönden sorumluluk hukukunun sınırlarının belirlendiği, maddede geçen “ Bu kanunun işverene yüklediği ödevler ” tanımlamasının asıl işverene, alt işverenin taraf olduğu hizmet sözleşmeleri nedeniyle açılacak hizmet tespiti davalarında pasif husumet ehliyetini amaçlamadığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde ifadesini bulan hizmet tespiti davaları kural olarak bu ödevi yerine getirmeyen işverene karşı açılmalıdır....

            Gerekçe: 1-Davacının hizmet süresi ve ücretinin kesinleşen 2015/55 E. sayılı hizmet tespiti dava dosyası esas alınarak belirlendiği gözetildiğinde, karar gerekçesinde geçen 2011/55 E. sayılı dava dosya numarasının sehven yazıldığı anlaşılmakla, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. 2-Somut uyuşmazlıkta; davacının hizmet tespitinin yanında bir kısım işçilik hak alacaklarının ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/163 E. sayılı dosyası üzerinden birlikte talep edildiği ve 19.10.2011 tarihli celsede hizmet tespiti ile işçi alacakları taleplerinin tefrikine karar verilmesini müteakiben, işçi alacakları yönünden davaya 2012/32 Esas sayılı dosya üzerinden devam edilip hizmet tespiti davasının bekletici mesele yapıldığı, hizmet tespiti yönünden verilen 04.06.2014 tarihli ve 2011/163 E., 2014/186 K. sayılı kararın da Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 22.12.2014 tarihli ilamıyla bozulması üzerine yapılan yargılamada sonunda, davanın davalılar İçişleri Bakanlığı ve ... Sos....

              Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihi de kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır.506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir....

                UYAP Entegrasyonu