Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dairemizin 08.12.2014 tarihli ve 2014/34672 Esas, 2014/37449 Karar sayılı ilâmı ile; davacının hizmet tespiti ve alacak davasını birlikte açtığı, sonradan verdiği dilekçe ile hizmet tespiti talebini atiye terk ettiği, her iki davalı vekilinin de muvafakatlerinin olmadığını beyan etmeleri üzerine davacının hizmet tespiti talebinin dosyadan ayrılmasını talep ettiği, Mahkemece dosya tefrik edilmeden Kuruma bildirilen 08.07.2008-15.10.2010 tarihleri arasındaki hizmet süresi üzerinden hesaplanan kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı isteklerinin kabulüne, hizmet tespiti talebi hakkında ise atiye terk sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (mülga 1086 sayılı Kanun) 185 inci ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 123 üncü maddelerine göre; ancak karşı tarafın muvafakati ile dava geri alınabileceğinden, davacının hizmet tespiti talebine yönelik davasının bu davadan ayrılıp yeni esasa kaydı ile...

    Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri oluşturulup bu davalar için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir. Hizmet tespiti davaların niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği için yargılamasının özel bir duyarlılık ve itina ile yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır. İşçilik alacağı davasına gelince; bu tür davalar 4857 sayılı Yasa'dan kaynaklanmakta olup, işçilik alacağına esas alınacak hizmet saptandıktan sonra talep edilen işçilik alacağının hesaplanması gerekir. Bu açıklamalardan olarak, hizmet tespiti ve işçilik alacakları davaları için izlenecek yöntem ve esas alınacak kıstaslar tamamen birbirinden farklıdır. Bu noktada her iki davanın tefrik edilmesi yargılamanın sağlıklı yürütülmesi için gereklidir. Ayrı ayrı açılıp görülmeleri gerekli bu tür davaların birlikte görülmeleri bu nedenle doğru görülmemiştir....

      Başkanlığı vekili, hizmet tespiti talebi ile ilgili olarak davalı iş yerinin 14.12.2005 tarihinde yasa kapsamına alındığını, davacının hak düşürücü süre geçtikten sonra hizmet tespiti talep ettiğini savunarak hizmet tespiti davasının reddini talep etmiştir....

        İnceleme konusu karar, hizmet tespiti ve işçilik alacaklarına ilişkin olup davacının hizmet tespiti ile igili istemini tefrik etmesi nedeniyle mahkemenin hizmet tespiti talebi hakkında karar vermediği,davacının hizmet tespitine ilişkin davasını tefrik ederek Konya 2. İş Mahkemesinde sonuçlandırdığı,davalı kurumun ise hizmet tespiti açısından sadece vekalet ücreti yönünden temyizi bulunduğu davalı işverenin ise işçilik alacağı yönünden davanın esasına ilişkin temyizi bulunduğu ve mahkemenin davacının İşçilik alacaklarına ilişkin talebi hakkında hüküm kurduğu anlaşılmakla yukarıda belirtilen iş bölümü kararının "B) Ortak Hükümler " bölümünün (9.) bendine göre uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkinin iş akdinin sona ermesinden kaynaklanan alacak istemi olduğu anlaşılmakla temyiz incelemesini yapma görevi Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir....

          Dairemizce uyap üzerinden celp edilen İskilip Asliye Hukuk mahkemesinin 2018/249 esas sayılı dava dosyasına göre davacı tarafından davalı aleyhine hizmet tespiti davası açıldığı, bu davanın mahkemenin 2018/248 esas sayılı davası ile birleştirildiği, birleştirme kararı verilen aynı mahkemenin 2018/248 esas sayılı davada ise davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu davanın kesinleşip kesinleşmediğinin uyap kayıtlarından yapılan araştırmadan anlaşılamadığı görülmektedir. Hizmet tespiti davasında hizmet süresi yönünden verilen karar alacak davası bakımından kesin delil teşkil eder. Bu davada verilen karar, eldeki alacak davasını doğrudan etkileyeceğinden hizmet tespiti davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekmektedir. Bu nedenle mahkemece davacı tarafından açılan hizmet tespiti davası bekletici mesele yapılmalı, hizmet tespiti davasında verilen kararın kesinleşmesi beklenilmeli ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir....

          Somut olayda, Dairemizin 2010/27410 Esas sayılı bozma ilâmında, varsa davacının hizmet tespiti davasının sonucunun beklenmesi ve belirlenen hizmet süresine göre hüküm kurulması gerektiği açıklanmıştır. Mahkeme tarafından Dairemizin bozma ilâmına uyulduğu açıklanmakla birlikte, hizmet tespit davası ile belirlenen hizmet süresine riayet edilmediği görülmektedir. Şöyle ki; Davacı, hizmet tespit davasında da eldeki dosyada olduğu gibi 02/01/1986-25/05/2005 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını ileri sürmüştür. Hizmet tespiti davasında Mahkeme tarafından, davacının ileri sürdüğü tarih aralığında hizmet döküm cetvelinde eksik prim ödemesi görünen günlerin tamamını kapsayacak şekilde karar verilmemiş, hizmet tespiti kararında, açıkça, davacının 2004-2005 yılları arasındaki eksik gün bildirimi yönündeki iddiasını ispatlayamadığından buna yönelik talebin reddedildiği de belirtilmiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davacının davasını İş Mahkemesince görevsizli kararı verilmeden önce ıslah dilekçesi ile hizmet tespiti davasına dönüştürdüğü gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi K A R A R 1)İncelenmesine gerek duyulan, dosya arasında yer almayan davacının askerlik yaptığı tarihleri gösterir belgenin ilgili askerlik şubesinden celbi ile; 2)Hizmet tespiti istemine ilişkin karar verilmesine rağmen dosya arasında yer alan dava dilekçesinin işçilik alacakları için olduğu, maddi hata sonucu hizmet tespiti istemine ilişkin dava dilekçesinin dosya arasında yer almadığının anlaşılmasına göre, hakkında karar verilen hizmet tespiti davasına ilişkin dava dilekçesinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28/03/2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Gerekçe: Davacının hizmet süresi taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Davacının, sigortalı hizmet süresinin tespiti için ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/708 esas sayılı dosyası ile hizmet tespiti davası açtığı, mahkemece verilen kararın davalılardan Sosyal Güvenlik Kurumu ve ... tarafından temyiz edildiği ve Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 04.06.2015 tarihli, 2014/15491 esas ve 2015/12847 karar sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma üzerine verilen usulden ret kararının ise onandığı anlaşılmaktadır. Davanın usulden reddine dair verilen kararın Yargıtayca onanmasından sonra davacının yeniden hizmet tespiti davası açıp açmadığı denetlenememektedir. Davacının davalı işyerinde çalıştığı süre ihtilaflı olduğuna göre, davacının usulden ret kararından sonra açtığı hizmet tespiti davası varsa bu dava için bekletici mesele yapılmalı, hizmet tespiti davasının sonucuna göre davacının hizmet süresi belirlenmeli ve ardından işin esasına girilerek sonuca gidilmelidir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ Uyuşmazlık hizmet tespiti - fiili hizmet zammı ile itibari hizmet süresinden faydalanması gerektiğinin tespiti isteğine ilişkin olup kararın temyizen incelenmesi Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin görev alanı içerisine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle dosyanın Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu