Genel Müdürlüğü aleyhine 12/01/2011 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22/05/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ... Genel Müdürlüğü tarafından inşa edilen köprünün yağmur sularının tahliyesi için yapılan büzlerinden taşınmazına akan sular nedeniyle taşınmazındaki ürünlerinin zarar gördüğünü iddia ederek maddi tazminat talep etmiştir. Davalı, iddia edilen zarar ve ziyanın oluşmasında hiçbir kusuru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Manevi tazminat, elem ve ızdırap duyulması, haysiyet ve şerefin rencide edilmesi, manevi değerlerin ve yaşama zevklerinin azalması nedeniyle uğranılan manevi zararlarla sınırlı olmayıp, hukuka aykırı herhangi bir olumsuz tavır ve eylem nedeniyle ilgilinin günlük yaşamını etkileyecek ölçüde üzüntü ve sıkıntı duyulması şeklindeki manevi zararların da giderilmesi amacını taşımaktadır. Olayda, askerlik erteleme işlemlerinin gecikmesi nedeniyle, davacının günlük yaşamını etkileyecek ölçüde üzüntü ve sıkıntı duymasına sebebiyet veren idarenin, hizmet kusuru nedeniyle uğranılan manevi zararı tazmini gerekmekte olup; manevi tazminat isteminin reddine ilişkin mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca, davacı temyiz isteminin kısmen kabulüne, ......
Bölge Adliye Mahkemesince vakıf üniversitelerinin hastanelerinin, devlet üniversiteleri hastanelerinden farkı olmayıp, sağlık hizmetinin sunulmasından kaynaklanan zararların tazmininin idari yargı yerince hizmet kusuru ilkesi kapsamında incelenerek karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davalı üniversite yönünden yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşıldığı üzere davaya konu sağlık hizmetini alan kişi tüketici sıfatına haiz olduğundan taraflar arasındaki hukuki ilişki tüketici işlemi sayılır. Tüketici işleminden kaynaklanan hukuki ihtilaflarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Bu nedenle eldeki davadan adli yargı mercileri görevlidir. Davalı doktorlar açısından ise, hastanenin kurumsal hizmet kusuru ile hekimin kişisel kusuru arasında ayrım yapılması gerekmektedir....
Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu açık olmasına rağmen, bu terör olayında idarenin hizmet kusuru/ kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Dairemizin konuyla ilgili yerleşik içtihadı da; terör eylemi sonucu bir zararın ortaya çıkması durumunda, öncelikle söz konusu olayın meydana gelmesinde idarelere atfı kabil bir hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk hallerinin bulunup bulunmadığının araştırılması, idarenin gerek hizmet kusuru gerekse kusursuz sorumluluk hallerinin olayda bulunmaması durumunda 5233 sayılı Kanun kapsamında gerekli inceleme ve araştırma yapılarak karar verileceği yönündedir. Bu nedenle öncelikle idarenin / idarelerin olay öncesi genel güvenlik hizmetlerine ilişkin kusuru / kusursuz sorumluluğunun tespiti için olay öncesinde olaya ilişkin ihbar veya istihbari bilgi ve belge olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"Hizmet kusuru nedeniyle tazminat talebine ilişkin yapılan yargılama sırasında; ... 2. Ağır Ceza Mahkemesiyle Görele 2. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi ve yargı yerinin belirlenmesi istemiyle gönderilen dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tebliğname ile daireye verilmekle incelendi; Dosyanın mahiyeti itibarıyla ön inceleme denetimine tabi olmadığı, kararların sonucunda da uyuşmazlığın doğduğu tespit edilmekle gereği düşünüldü: Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 20.06.1960 tarih ve 1960/14 ... kararıyla; "Hukuk ve ceza mahkemeleri arasında selbi vazife uyuşmazlığı çıktığı takdirde, dava konusu işin hukuka ait olması halinde hukuk dairesinin, cezaya ilişkin olduğu takdirde de ceza dairesinin mercii tayinine vazifeli olacağına" karar verilmiş olmasına, uyuşmazlık konusu olayda herhangi bir suç soruşturması bulunmaksızın hizmet kusuru nedeniyle tazminata ilişkin talepte bulunulmasına göre; Görele 2....
in yakınları tarafından manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dosyanın ve aynı olaya ilişkin temyiz dosyalarının birlikte incelenmesinden; 10/10/2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda meydana gelen patlamalar nedeniyle zarara uğrayan davacılar tarafından, olayın engellenememesi ve sonrasında zararın büyümesi, kayıpların artması sonucunu doğuracak şekilde davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru bulunduğu ileri sürülmüş, ancak İdare Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemesi tarafından olayda davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru bulunmadığı sonucuna varılmış, davacılar tarafından dosyalarda bulunan olaya ilişkin bilgi ve belgelerin değerlendirilmediği, temyiz aşamasında da hizmet kusuruna ilişkin iddiaları devam ettiğinden Dairemizce öncelikle bu hususa ilişkin ve davacıların temyiz iddiaları doğrultusunda olay öncesi, olay esnası ve olay sonrası olarak süreç değerlendirilmiştir....
İhtisas Kurulundan alınan raporda yapılan tıbbi işlemlerde davalı idareye atfedilebilecek hizmet kusuru bulunmadığı, belirtilmekte ise de, Malatya Beydağı Devlet Hastanesine müracaat eden davacının daha ileri bir merkezde doğumunun uygun olacağı düşüncesi ile Devlet Hastanesine sevk edilmesine karar verildiği halde, buradaki doğum sırasında doktor bulundurulmaması ve doğumun tamamen ebelerin kontrolüne bırakılması nedeniyle davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğuna kanaat getirilerek takdiren 24.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmiştir. Ancak meydana gelişi yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan tazminat istemine konu olayda; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda, mevcut tablonun komplikasyon olduğu anlaşıldığından, davalı idarenin hizmet kusurundan söz edilmesi mümkün değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/11/2013 gününde verilen dilekçe ile hizmet kusuru nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/04/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, hizmet kusuru nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından yapılan yolun kenarında bulunan bahçesindeki meyve ağaçlarının yoldan kallkan tozdan zarar gördüğünü belirterek uğramış olduğu maddi zararın tazminini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Dosyanın ve aynı olaya ilişkin temyiz dosyalarının birlikte incelenmesinden; 28/06/2016 tarihinde terör saldırısı nedeniyle Atatürk Havalimanında meydana gelen patlama nedeniyle zarara uğrayan davacı/davacılar tarafından, olayda davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru/kusursuz sorumluluk hali bulunduğu ileri sürülmüş, ancak İdare Mahkemeleri ve Bölge İdare Mahkemesi tarafından olayda davalı idarenin / idarelerin hizmet kusuru/kusursuz sorumluluk hali bulunmadığı sonucuna varılmış, davacı/davacılar tarafından dosyalarda bulunan olaya ilişkin bilgi ve belgelerin değerlendirilmediği, temyiz aşamasında da aynı iddiaları devam ettiğinden Dairemizce öncelikle bu hususa ilişkin olarak davacı/davacıların temyiz iddiaları doğrultusunda dava konusu olay değerlendirilmiştir. Dava konusu olayın bir terör olayı olduğu açık olmasına rağmen, bu terör olayında idarenin hizmet kusuru/ kusursuz sorumluluğunun bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir....
pirim borcunun olmaması gerektiğini, davalı tarafça borcu olmadığı halde borcu varmış gibi bilgi verilmesi nedeniyle ihalenin iptal edildiğini bu nedenle zarara uğradığını belirterek maddi tazminat talep etmiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Anayasa'nın 125/son maddesine göre; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/b maddesi ile; “İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davasının idari yargı yerinde açılacağı düzenlenmiştir.” İdarenin kusurlu sorumluluğunda yer alan hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, hizmetin geç işlemesi veya hizmetin hiç işlememesi halleridir. Hizmet kusuru, 818 sayılı BK'nın 41. maddesindeki haksız fiilden farklı olup idare hukukuna özgü olaylara göre değişebilen, esnek bir sorumluluk türüdür. Hizmet kusurunun kapsamı içtihatlarla oluşturulmuştur....