Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü'nün 17.02.2014 tarihli cevabında dava konusu taşınmazın ortaklık olmayıp tam hisseli olduğu belirtilmekle yetinilmiş tapu müdürlüğünün 14.02.2014 tarihli yazısında somut emsalin imar işlemi görmediği bildirilmiş olduğundan, dava konusu 223 ada 1 parsel numaralı taşınmazın 27.06.2012 olan değerlendirme, somut emsal alınarak incelenen ... Mahallesi 519 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ise değerlendirmeye esas alınan 22.04.2011 olan satış tarihleri itibariyle imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadıklarının, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye imar ve tapu müdürlüklerinden, Sorularak alınacak cevap yazılarının dosyaya konulmasından ve istenilen hususların yerine getirildiğinin bizzat hakimlikçe denetlenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine yeniden GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz....
KARAR Davacı, davalı şirket ile 31/08/2014 tarihinde hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmenin 3. maddesine göre cayma hakkını kullanmasına, bu hususta noter aracılığıyla ihtarname keşide etmesine rağmen peşinat olarak kredi kartı ile ödenen 2.400,00 TL’nın ve evrakların iade edilmediğini, bu nedenlerle fazlaya dair ve başkaca hakları saklı kalmak kaydıyla 2.400,00 TL’nın sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı şirketten tazmin ve tahsiline, sözleşme ile sorumlu olmadığının tespitine, karar verilmesini istemiştir. Davalıya tebligat çıkartılmamıştır. Mahkemece, belirsiz alacak davalarında dilekçede belirtilen değer 3.000,00 TL nin altında olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava konusu taşınmazın hisseli maliki davalı ...'nın yargılama sırasında 10/11/2012 tarihinde öldüğü anlaşıldığından veraset ilamının ilgililerden temin edilip, tespit edilen mirasçılarına mahkeme kararının ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğ edilerek, temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 06.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Market isimli iş yerinden satış fiyatına göre 13,50 TL değerinde olan bir şişe şarabı çaldığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, TCK'nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, 2- UYAP’tan alınan güneşin doğuş-batış saatlerine ait çizelgeye göre suç tarihinde ......
Şöyle ki; Dosyadaki delil ve belgeler ile keşif sonrası alınan fen bilirkişi raporundan, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde fiili yapılaşmanın ve yolların oluştuğu, tapuda hisseli olarak kayıtlı bulunan taşınmazda Tapu Sicil Müdürlüğü'nün 30.05.2012 tarihli cevabi yazısından da özel parselasyon haritasının bulunmadığı, dava konusu taşınmazın 1958 tarihinde tapulama ile S.. R.. mirasçıları adına tescil edildiği, 1966 yılında intikalen mirasçılar adına tescil gördüğü, daha sonrasında hisseler halinde üçüncü şahıslara satış yapıldığı davacıların dava konusu taşınmazda 2009 yılında satış yoluyla hisseli olarak malik oldukları anlaşılmıştır....
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın maliki olduğu çekişme konusu 12 parsel sayılı taşınmazdaki 1 ve 2 no’lu mesken nitelikli bağımsız bölümlerin satış yolu ile 28/01/1994 tarihinde davalı oğlu ...’a temlik edildiği, daha sonra 1 no’lu bağımsız bölümün davalı ...’a vekaleten dava dışı ... tarafından 06/08/1998 tarihinde davalı ...’e satış yolu ile, davalı ... tarafından satış yolu ile 28/10/1999 tarihinde davalı ...’a devredildiği, yine 2 no’lu bağımsız bölümün davalı ...’a vekaleten dava dışı ... tarafından 05/12/1997 tarihinde satış yolu ile davalı ...’ya, ... tarafından 07/07/1999 tarihinde satış yolu ile davalı ...’e, ... tarafından da 11/10/1999 tarihinde davalı ...'ya satış yolu ile temlik edildiği, mirasbırakanın temlik dışı terekesinde 16 parseldeki 3 no’lu bağımsız bölüm ile 8 parseldeki 3 no’lu bağımsız bölümün yer aldığı, davacının davalı ... ve ... aleyhine açmış olduğu ... 3....
Maddesinin uygulanması gerektiğini, malın tutarının vezneye girinceye kadar değil haczedilen malın paraya çevrilmeden evvel hacze iştirak edilmesinin mümkün olduğunu, satış tarihinden önceki bir tarihte gerçekleştirilmeyen kamu haczinin hacze iştirak ettiğinin kabulünün yasaya açıkça aykırı olduğunu, iştirak haczinin muvakkaten kabulünün mümkün olmadığı gibi kesin olarak kabulünün de mümkün olmadığını bu nedenlerle haksız ve dayanaksız olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak, 492 Sayılı Harçlar Yasası’nın mükerrer 138. maddesinin sonuna eklenen fıkra gereğince 29.12.2010 günlü Resmi Gazete'de yayınlanan Harçlar Yasası’nın Genel Tebliğinin 1 sayılı tarifesinin karar ve ilam harcı bölümünde belirtildiği gibi taşınmazın satış bedeli üzerinden (binde) %09,9 harç alınması gerekeceği göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde %0,09 harç alınmasına karar verilmesi doğru değilse de, bu yanlışlığın düzeltilmesi için hükmün bozularak yeniden duruşma yapılmasında fayda görülmediğinden hüküm fıkrasından harçla ilgili kısmının kaldırılarak yerine “satış bedeli üzerinden %09,9 oranında alınacak harcın payları oranında taraflardan alınmasına” ibaresinin eklenmek sureti ile hükmün 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nun 438.maddesi uyarınca düzeltilmesine ve bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %011.38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 21.15....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Geçerli bir sözleşmenin ifa olanağının bulunmaması halinde ise 818 sayılı BK’nın 96 ve 106. maddelerinin dikkate alınması gerekmektedir. Somut olayda, her ne kadar davalıların murisi ve davalı ... tarafından satış vaadi sözleşmesi ile 604 parsel sayılı taşınmazda murislerinden intikal edecek payların davacıların murisi ...'...