Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, mirasbırakan annesinin, ... parsel sayılı taşınmazdaki 2 ve 13 nolu bağımsız bölümlerini baskı sonucu satış göstermek suretiyle davalıya temlik ettiğini davalının daha sonra dava dışı üçüncü kişilere devrettiğini, yine mirasbırakana ait aynı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümün mirasbırakanın ehliyetsiz olduğu dönemde alınan vekaletname ile dava dışı üçüncü kişilere satış suretiyle devredildiğini, vekilin satış bedelini davalıya verdiğini, temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olduğunu ve saklı payının zedelediğini ileri sürerek, tenkise karar verilmesini istemiştir. Davalı, derdestlik itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Davacı vekili dava dilekçesinde, taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece satış yoluyla ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dava konusu taşınmazın hisseli maliki davalı ...'nın yargılama sırasında 10/11/2012 tarihinde öldüğü anlaşıldığından veraset ilamının ilgililerden temin edilip, tespit edilen mirasçılarına mahkeme kararının ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin tebliğ edilerek, temyiz ve cevap sürelerinin beklenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 06.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Güveni kötüye kullanma HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması,malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehnetmesi tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir....

        KARAR Davacı, davalı şirket ile 31/08/2014 tarihinde hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşmenin 3. maddesine göre cayma hakkını kullanmasına, bu hususta noter aracılığıyla ihtarname keşide etmesine rağmen peşinat olarak kredi kartı ile ödenen 2.400,00 TL’nın ve evrakların iade edilmediğini, bu nedenlerle fazlaya dair ve başkaca hakları saklı kalmak kaydıyla 2.400,00 TL’nın sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı şirketten tazmin ve tahsiline, sözleşme ile sorumlu olmadığının tespitine, karar verilmesini istemiştir. Davalıya tebligat çıkartılmamıştır. Mahkemece, belirsiz alacak davalarında dilekçede belirtilen değer 3.000,00 TL nin altında olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

          Market isimli iş yerinden satış fiyatına göre 13,50 TL değerinde olan bir şişe şarabı çaldığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de, TCK'nın 145. maddesi gereğince verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, 2- UYAP’tan alınan güneşin doğuş-batış saatlerine ait çizelgeye göre suç tarihinde ......

            Mahallesi 519 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ise değerlendirmeye esas alınan 22.04.2011 olan satış tarihleri itibariyle imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadıklarının, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye imar ve tapu müdürlüklerinden, Sorularak alınacak cevap yazılarının dosyaya konulmasından ve istenilen hususların yerine getirildiğinin bizzat hakimlikçe denetlenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine yeniden GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Geri çevirme kararının gereği tam olarak yerine getirilmeden dosyanın gönderildiği anlaşılmaktadır. 1-Maden Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü'nün 26.05.2014 tarihli cevabında dava konusu taşınmazın 1/2000 ölçekli 25.10.1978 tarihinde plan dahiline alınmış olup uygulama imar planı içine alındığı, belediye hizmetlerinden yararlandığı belirtilmekle yetinilmiş olup geri çevirme kararındaki diğer hususlara cevap verilmediği anlaşılmaktadır....

                Belediye Başkanlığı Fen İşleri Müdürlüğü'nün 17.02.2014 tarihli cevabında dava konusu taşınmazın ortaklık olmayıp tam hisseli olduğu belirtilmekle yetinilmiş tapu müdürlüğünün 14.02.2014 tarihli yazısında somut emsalin imar işlemi görmediği bildirilmiş olduğundan, dava konusu 223 ada 1 parsel numaralı taşınmazın 27.06.2012 olan değerlendirme, somut emsal alınarak incelenen ... Mahallesi 519 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ise değerlendirmeye esas alınan 22.04.2011 olan satış tarihleri itibariyle imar düzenlemesi sonucu meydana gelen imar parselleri olup olmadıklarının, imar parseli iseler düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediğinin, düşülmüş ise oranının belediye imar ve tapu müdürlüklerinden, Sorularak alınacak cevap yazılarının dosyaya konulmasından ve istenilen hususların yerine getirildiğinin bizzat hakimlikçe denetlenmesinden sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine yeniden GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihini kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz....

                    Ancak, 492 Sayılı Harçlar Yasası’nın mükerrer 138. maddesinin sonuna eklenen fıkra gereğince 29.12.2010 günlü Resmi Gazete'de yayınlanan Harçlar Yasası’nın Genel Tebliğinin 1 sayılı tarifesinin karar ve ilam harcı bölümünde belirtildiği gibi taşınmazın satış bedeli üzerinden (binde) %09,9 harç alınması gerekeceği göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde %0,09 harç alınmasına karar verilmesi doğru değilse de, bu yanlışlığın düzeltilmesi için hükmün bozularak yeniden duruşma yapılmasında fayda görülmediğinden hüküm fıkrasından harçla ilgili kısmının kaldırılarak yerine “satış bedeli üzerinden %09,9 oranında alınacak harcın payları oranında taraflardan alınmasına” ibaresinin eklenmek sureti ile hükmün 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nun 438.maddesi uyarınca düzeltilmesine ve bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %011.38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 21.15....

                      UYAP Entegrasyonu