nın İş Bankasının hissedarı olup olmadığının tespitini, kök hissesinin bedelli-bedelsiz sermaye artırımları sonucunda bu gün kaç adet yaptığının ve değerinin kaç TL olduğunun tespitini, hisse senetlerinin müvekkillerine verilmesini, hisse senetlerinin geçmişe dönük ne kadar kâr payı getirdiğinin tespiti ile şimdilik 20.000.- TL kâr payının faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın husumet ve esas yönünden reddini savunmuştur....
Davalılar’ın paylarının TTK m. 208 kapsamında hakim şirket tarafından satın alınabilmesi için gerekli koşullardan ‘haklı sebep’ koşulunun somut uyuşmazlıkta mevcut olmadığı, ancak nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Nitekim Sayın Mahkemece aksi kanaate varılması ihtimalinde; 31/12/2022 tarihli indirgenmiş nakit akımları yöntemine göre hesaplanan davalı ... ’nın hisse değerinin 95,83 TL, ...’ın hisse değerinin 95,83 TL olduğu, 31/12/2022 tarihli kaydi bilanço verilerine göre hesaplanan davalı ... ’nın hisse değerinin 66,17 TL, ...’ın hisse değerinin 66,17 TL olduğu, Yukarıda da görüldüğü üzere tespit edilen hisse değer tutarları semboliktir. Her iki yöntemin (indirgenmiş nakit akım yöntemi ile kaydi özvarlık verileri) ortalama değeri alınarak davalı ... ’nın hisse değerinin [(95,83 TL + 66,17)/2] = 81 TL, davalı ...’ın hisse değerinin [(95,83 + 66,17)/2] = 81 TL olduğu" şeklinde görüş ve kanaatlerini bildirdikleri görülmüştür. Davacı ve davalıların dava dışı ......
Bozmaya uyan Mahkemenin 10.01.2020 tarih ve 2019/133 Esas, 2020/46 Karar sayılı kararı ile, davacının çalışarak katkısının 1/4 oranında olduğu, 40 ada 268 parsel sayılı taşınmazın 16.12.2019 tarihindeki güncel değerinin 89.600,00 TL olduğu, davacının 22.400,00 TL alacağının bulunduğu; 40 ada 100 parsel sayılı taşınmazın 10.12.2019 tarihindeki güncel değerinin 554.724,00 TL olduğu, 3/96 hisse ve 93/96 hisse yönünden davacının 138.681,00 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 40 ada 100 parsel sayılı taşınmazın 3/96 hissesi yönünden 10.000,00 TL alacağın karar tarihi olan 10.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline; 40 ada 100 parsel sayılı taşınmazın 93/96 hisse yönünde 10.000,00 TL alacağın (davacının katkısı 1/4 kabul edilerek davacının 70.000 TL katkı alacağı olduğu ve davacının talebi ile bağlı kalınarak) karar tarihi olan 10.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline ; 40 ada 268 parsel sayılı taşınmaz yönünden...
Vakfının dava konusu taşınmazda 551/1118 hisse ile malik olduğu, vakfın yanında imar uygulaması ile ... 218/1118 hisse ile, ... 25/1118 hisse ile ve davacılar murisi... Katı’nın 324/1118 hisse ile malik olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu taşınmazın üzerinde fiilen ... Cami ve avlusu bulunmakta olup; ... Cami, Kültür ve Turizm Bakanlığı ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 22.11.1993 tarih ve 1175 sayılı kararı ile ... Valiliği İl Kültür Müdürlüğü’nün talebi üzerine yapılan inceleme neticesinde dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ......
Vakfı 551/1118 hisse ile, ... 218/1118 hisse ile, ... İl Özel İdaresi 25/1118 hisse ile ve davacılar murisi ... Katı 324/1118 hisse ile malik olmuştur. Dava konusu taşınmazın üzerinde fiilen .... Cami ve avlusu bulunmakta olup, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 22.11.1993 tarih ve 1175 sayılı kararı ile .... Valiliği İl Kültür Müdürlüğü’nün talebi üzerine yapılan inceleme neticesinde dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ......
ın hisse devir tarihinde şirket ortağı olduğunu, şirketin durumunu bilmesi gerektiğini, iş yapılan şirketlerden alınacak paradan 26.000 TL'nin müvekkiline ödeneceği hususunun herhangi bir şarta, kazanç tutarına, yazılı sözleşme yapılmasına bağlanmadığı, işlerin teslimi ile müvekkilinin bu parayı almaya hak kazandığını, davacıların sözleşmeden önce şirket kayıtlarını inceleyebilecek durumda olduklarını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin kaydı öz varlığının 193.822,03 TL, devir edilen 1/2 hissenin kaydı değerinin ise 96.911,00 TL olduğu, cari hesap dökümlerine göre şirketin gerçek özvarlığının 99.586,34 TL ve hissenin gerçek değerinin 49.928,00 TL olarak tespit edildiği, davacılardan ...'in şirket ortağı olan ...'...
Dava; davalı şirket hisselerinin davalı tarafından gerçek değerinin oldukça altında bir bedelle satın alındığı, taraf edimleri arasında aşırı nispetsizlik bulunduğu iddiasına dayalı olarak açılmıştır. Davacı TBK 28.maddesine istinaden davaya konu hisse devrine ilişkin edimler arasındaki oransızlığın giderilmesi amacıyla alacak isteminde bulunmuştur. Uyuşmazlık, hisse devir sözleşmesinin müzayaka halinde yapılıp yapılmadığı, gabinin koşullarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Hisse devir tarihinde yürürlükte olan TBK.28.maddesi uyarınca gabinden söz edebilmek için objektif ve subjektif unsurların gerçekleşmiş olması gerekir. Aşırı yararlanma (gabin) yönünden objektif unsuru bir başka deyimle edimler arasındaki açık orantısızlığın varlığı, aşırı yararlanmanın subjektif unsuru yönünden ise; hisse devri (satışı) sözleşmelerinin davacı tarafından tecrübesizce ve düşüncesizce akdedildiği ve bu durumdan davalıların bilerek faydalandıkları davacı tarafça kanıtlanmalıdır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, hisse devri sözleşmesinin hile, korkutma ve gabin nedeniyle hisselerin değerinden çok düşük bedelle devredilmesi karşısında edimler arasında açık bir oransızlık bulunduğundan şirket hisselerinin gerçek değerinin tespiti ile edimler arasındaki oransızlığın giderilmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 6098 sayılı Kanun'un 28, 36 ,37, 38, 39 ve 147 inci maddeleri. 3....
Dava, şirket hisse devri işleminin iptali ile hisselerin devreden adına tescili, aksi halde ödenmeyen hisse devir bedelinin tahsili talebine ilişkindir.Davacı taraf, davalı şirkette bulunan hisselerini 2015 yılı Ağustos ayında devrettiğini ancak devir bedellerinin ödenmediğini beyan ederek şirket hisselerinin yeniden kendisi adına tescilini, aksi halde ise belirlenecek bedelin davalıdan tahsilini talep etmiş, davalı taraf hisse devrinin dava dışı kişilere yapılmış olması sebebiyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını beyan ederek davanın reddini savunmuş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosya kapsamından; davacının, davalı şirketteki 50.000 TL değerindeki 50 adet hissesinden 17 adedini 30.07.2015 tarihli ve ... yevmiye sayılı hisse devir ve temlik sözleşmesi ile dava dışı ... , 17 adedini 30.07.2015 tarihli ve ... yevmiye sayılı hisse devir ve temlik...
Bu itibarla, mahkemece taraflar arasındaki 22.07.2003 tarihli mutabakat esas alınarak yaptırılacak inceleme ile bu tarihten sonra hisse senedi alımlarına ilişkin işlemlerin kaynağı da ortaya konularak alınan hisse senetleri ile satılan hisse senetlerinden elde edilen paranın davacının hesabına mı yatırıldığı, kredi borcunun kapatılmasında mı kullanıldığı, yeni hisse senetleri mi alındığı, yoksa davacıya mı ödendiği kısacası davacı yararına ne şekilde değerlendirildiği hususları da ortaya konulmak suretiyle davalı şirketin şube kayıtları ile gerektiğinde merkez kayıtları da incelenmek suretiyle sonucuna göre davacının dava tarihi itibariyle davalı kayıtlarında olması gerektiğini iddia ettiği hisse senetlerinin mevcut olup olmadığının tespiti gerekirken, açıklanan hususlar üzerinde durulmadan, yetersiz incelemeye dayalı olarak davacının hisse senetlerine ilişkin isteminin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....