Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 11.10.2022 tarihli ve 2022/1790 Esas, 2022/1537 Karar sayılı kararıyla; dava konusu 58 parsel numaralı taşınmazın kadastro tutanağının 14.04.1974 tarihinde kesinleştiği, bu tarih ile dava tarihi olan 2021 yılı arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 üncü maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu, Hazine taşınmazın miktar fazlalığının adına özel mülk olarak tescilini talep ettiğine göre davanın hak düşürücü sürenin istisnası niteliğinde olmadığı, Mahkemenin hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden Kanun'a aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacı ile eldeki davada yargılamaya konu payın maliki olan Hazine arasında herhangi bir kiracılık ilişkisi kurulmadığı gibi davacının dava konusu taşınmazda kullandığı bir yer de bulunmamaktadır. Öte yandan, sadece ecrimisil bedeli ödemek zilyetliğin bulunduğuna kesin karine teşkil etmez. Başka bir anlatımla, somut olayda nizalı taşınmazda fiili kullanımı bulunmayan davacının, sadece dava dışı kayıt maliki olan Hazineye ecrimisil bedeli ödemesi, nizalı paya zilyet olduğunun yani fiili hakimiyetinde bulundurduğunun kabulü için yeterli değildir. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazda paylı olarak kayıt maliki olan davalıya karşı TMK.nun 974 ve devamı maddeleri uyarınca üstün ve korunmaya değer zilyetliği bulunmayan davacının açmış olduğu davanın reddine karar verilmesi gerekirken, maddi olgu ve hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....
Şöyle ki, çekişmeli taşınmazın tapu kaydındaki muhdesat bilgilerinde ..., ...’ın bina üzerindeki payı açıkça belirtilmediğinden her bir zilyetlik sahibinin 1/3 paya sahip olduğunun kabulünün gerekeceği, yine muris ...’in 09/07/1997 tarihli devir sözleşmesi ile sahip olduğu payın ½ sini davacıya devrettiği, murisin kalan ( 1/6 ) payının da mirasçılarına payları oranında geçtiği, yine mirasçılar ... ile hem mirasçı hem de tapuda paya sahip ...’nin paylarını farklı tarihlerde davacı ile davalı ...’e devrettikleri gözetilerek davacı ile davalıların çekişmeli binadaki pay oranlarının açıkça saptanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile hatalı pay tespiti yapıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 135 ada 51 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit çalışmaları sırasında iskan tapusuna dayalı olarak davalılar adına tespit ve tescil edildiğini, dayanak tapu kaydı sınırlarının gayri sabit hudutlu ve genişlemeye müsait olduğunu, tapu kaydının miktarına itibar edilmesi gerekirken davalılar adına tapu kaydından fazla miktarla tescil yapıldığını ileri sürerek miktar fazlasının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, yargılamaya katılmadıkları gibi davaya cevap da vermemişlerdir. (Dava tarihi itibariyle bir çok davalı ölüdür)....
vekillerince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalı kooperatif arasında düzenleme şeklinde 16.09.1994 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 20. maddesinde arsa içinde bulunan ve bedele dönüştürülen hazine fazlalığının kooperatif tarafından alınmasının kararlaştırıldığını, ancak bu edimin yerine getirilmediğini, davalının inşaat ruhsatı almadan inşaata başladığını, tasdikli proje ve inşaat ruhsatı olmadığı için belediye tarafından inşaatın yıkımına karar verildiğini, davalının sözleşmeye aykırı davranması sonucu müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, sözleşmenin feshine, taşınmazın tapu kaydındaki şerhin terkinine, binaların yıkılmasına ve 12.250,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif vekili, davanın reddini istemiştir....
in 120/235 payının bulunduğunu, ancak 55/120 payın yolsuz olarak davalı adına tescil edildiğini, bu pay fazlalığının 04/06/1962 ve 13/07/1962 tarihli resmi senetlerden kaynaklandığını, bu senetlerde ilk maliklerden H.. S.. N..'in taşınmazda payı bulunduğu müddetçe İmar Müdürlüğü'nün müsaadesi ile taşınmaza yapılacak ilave kat ve daireler için ayrılan 55/235 payın H.. S.. N..'e ait olacağının belirtildiğini, davalı F.. Ö..'in de taşınmazdaki payını H.. S.. N..'in mirasçısından edindiğini ve bu fazla payın adına tescil edildiğini, oysa ki anılan payın kişiye özgülendiğini, fazla katta yapılmadığını, bu durumda böyle bir payın yok hükmünde olduğunu, tapudaki açık kayda rağmen F.. Ö..'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında ... Köyü, ... Kuyular mevki 278 Ada 3 Parsel sayılı 4036.92 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine taşınmazın kesinleşen orman sınırları dışında olmakla birlikte dört yönden devlet ormanı olarak sınırlandırılan alanlara sınır orman içi açıklığı olduğundan tesbitinin iptali ve Hazine adına tescili iddiasıyla dava açmıştır....
Ancak; kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında olmakla birlikte üzerindeki bitki örtüsü itibariyle eylemli orman alanı olduğu saptanan taşınmazın, Hazinenin taşınmazın orman niteliğiyle tescili istemi de gözönünde tutularak, orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, ilerde ... alanına dönüştürülmesi olanağı bulunduğu gerekçesiyle tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasında yer alan 1 numaralı bendin tamamen hükümden çıkartılmasına, bunun yerine 1 numaralı bend olarak “DAVANIN KABULÜ İLE, dava konusu Marmaris İlçesi ... Köyü ......
Mahkemece; çekişmeli taşınmazın dayanak tapu kayıtları ve vergi kaydı kapsamında kaldığı, çekişmeli taşınmazın tapu kayıtlarında açık kalan pay dışında Hazine ile bir ilgisinin olmadığı, tapu kayıtlarında malik olan kişilerin bizzat veya kiraya vererek çekişmeli taşınmazı kullandıkları, ancak hangi ailenin çekişmeli taşınmazın ne kadarını veya hangi bölümünü kullandıklarının belirlenemediği, dava Hazine adına tespit edilen 180/360 pay ile ... oğlu ..., ... ve ... payları dışındaki tüm tespit paylarına yönelik olarak açılmış olmakla birlikte taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davanın Hazine adına tespit edilen 180/360 paya yönelik olduğunun kabulü gerektiği, tapu kayıtları ile gelen tespit paylarının korunması gerektiği kabul edilerek ve dosyaya sunulan pay raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. Çekişmeli taşınmazın yüzölçümü 52.746 metrekare olup, tespitte uygulanan tapu kayıtlarının yüzölçümü 9190 metrekaredir....
Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunarak, uyuşmazlık konusu taşınmazın Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı ...'e (ve mirasçılarına) dava dilekçesi ve duruşma günü ilan yoluyla tebliğ edilmiştir. Mahkemece, uyuşmazlık konusu taşınmazın tapu kayıt maliki "Hürmüz" ün TMK'nun 713/2. maddesi kapsamında kim olduğunun anlaşılamadığı ve davacılar yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşulları oluştuğundan, nizalı paya ilişkin tapu kaydının hukuki kıymetini yitirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne; 79 ada 13 parsel sayılı taşınmazda "Hürmüz" adına kayıtlı bulunan paya ilişkin tapu kaydının iptali ile, davacılar adına eşit paylı olarak tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsımından; dava, TMK'nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....