Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı bankanın kredi borçlusuna hayat sigortası yaptırmasındaki asıl amacının, kredi borcunu teminat altına almak olduğu ve hayat sigortası nedeni ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte, hayat sigortası kapsamına alınmasında davacı sigortalının da bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında davacıdan tahsil edilen sigorta primlerine ilişkin kayıtların haksız şart niteliğinde olduğu gerekçesiyle ödenen primlerin davalıdan tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Davalı bankanın tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de, somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masrafları tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar, murisinin 15.09 2010 tarihinde davalı bankadan konut kredisi kullandığını, tarafların kullanılan krediyi güvence altına almak maksadıyla sözleşmenin 15. maddesine göre hayat sigortası ve diğer ihtiyari sigortaların yapılması husunda anlaştıklarını, hatta murislerinden bu sigortaların yapılmasına yönelik 'talimattır' adlı belgenin alındığını, buna rağmen bankanın hayat sigortası hiç akdetmeyerek sözleşme ve yönetmelik hükümlerine aykırı davranmak suretiyle taraflarını zarara uğrattığını ileri sürerek; murisin ölüm tarihi itibariyle mirasçıların borçlu olmadıklarının tespitine ve ıslahla birlikte bankaya ödenmek zorunda kalınan 10.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir....

      Şubesi'nden 03.12.2013 tarihinde kredi kullandığını, kredinin kullanımı sırasında ...’e hayat sigortası ile birliklte aylık 227,46 TL nin 03.01.2013 tarihinden başlamak üzere 36 ay içerisinde ödenmesine yönelik ödeme planı yapıldığını, murisi ...’in 9 ay boyunca ödeme yaptıktan sonra 19.09.2013 tarihinde vefat ettiğini, davalı bankanın murisin daha önceden rahatsızlığı olduğunu ve bu yüzden yalan beyanda bulunduğunu belirterek hayat sigortasına rağmen borcun ödenmesini istediğini, okur yazar olmaması sebebiyle borcu ödemeyi kabul ettiğini ve davalı bankanın bu borcu yapılandırdığını, murisinin kullandığı kredi için hayat sigortası yapılmış olması nedeniyle kredi borcundan borçlu olmadığının tespitine ve kredi borcuna istinaden ödenen 1.137,00 TL’nin faiziyle birlikte geri ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davanın reddini dilemiştir....

        KARAR Davacılar, murisleri ... ile davalı banka arasında tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığını ve 08.07.2005 tarihinde diğer davalı şirkete de hayat sigortası yaptırıldığını, murislerinin 17.04.2007 tarihinde vefatından sonra bankaya başvurduklarında murislerinin hayat sigortasının 1 yıl süreli olduğunu ve süresinin sona erdiğini öğrendiklerini, hayat sigortasının davalı banka tarafından kredi süresi 10 yıl olmasına karşın 1 yıl süreli yaptırılıp sonrasında murislerine bilgi verilmeksizin ferdi kaza sigortasına dönüştürüldüğünü ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00-TL tazminatın müteveffanın ölümünden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, sonradan ıslah suretiyle taleplerini 140.309,48 TL'ye yükseltmişlerdir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir....

          CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; murisin 10/03/2017 tarihinde müvekkili bankanın Aliağa Şubesinden 100.000,00- TL tutarlı kredi kullandığını, murisin kredi için yapılacak hayat sigortası primlerini yüksek bulması nedeni ile sigorta talep etmediğini, Hayat Sigortası yapılmadığını, söz konusu krediye ilişkin olarak 3 adet 525,00- TL kesinti yapıldığını, ekli dekontlardan ve kredi ödeme planından da anlaşılacağı üzere murisin iş bu krediye ilişkin olarak hayat sigortasının bulunmadığını, bilirkişi incelemesi yapılığında da davacının haksızlığının ortaya çıkacağını, nitekim dava dilekçesinin ekinde ibraz edilen ihtarnameden de anlaşılacağı üzere davacıya kullandırılan 37.500,00- TL bedelli 24/03/2017 tarihli kredide hayat sigortası bulunduğundan söz konusu kredi hayat sigortasından kapatıldığını, davacıların iddia ettiği 10/03/2017 tarihli işbu davaya konu kredi kesintisine ilişkin dekontlardan da anlaşılacağı üzere murisin bu kredi için hayat sigortası yaptırmadığını, yaptırmış...

          Dava, davalının haysiyetsiz hayat sürdüğü iddiasıyla açılmıştır.Davalı kadının haysiyetsiz hayat sürdüğüne ilişkin yeterli ve inandırıcı delil getirilememiştir.Tanık beyanlarındaki olayların haysiyetsiz hayat olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Türk Medeni Kanununun 163. madde koşulları oluşmamıştır. Geçimsizlik nedenine dayalı bir davada bulunmamaktadır.Gerçekleşen bu durum karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulü bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.10.2006...

            Zira, ... konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü, bir kimsenin Türk sigortasına girmeden önce, Alman Rant Sigortasına girmiş bulunması halinde,... giriş tarihinin, Türk sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceğini belirtmekle birlikte, anılan hükmün uygulanabilirliği, her iki ülke mevzuatına göre dikkate alınabilecek bir sigortalılık süresinin bulunması halinde mümkündür. Sigortalı hizmetlerin tasfiye edilmesi halinde, tasfiyeye uğramış hizmetlerin sosyal sigorta hukuku açısından geçerliliğini yitirmiş sayılması ve artık her iki ülke mevzuatına göre nazara alınabilecek bir sigortalılık süresi kalmayacağından, ...konuya ilişkin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmü uyarınca, rant sigortasına giriş tarihinin, Türkiye’de sigorta başlangıcı olarak sayılması mümkün olmayacaktır....

              Ayrıca; davalı banka tarafından davacıların murisi hakkında bireysel kredilerle bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları yönetmeliğinin 7.maddesi gereğince bilgilendirme yapıldığını gösterir bilgi formunu sunmadığı, bu konuda davacıların murisine bilgilendirme yapıldığının ispatlanamadığı ve yine kredi sözleşmesinde davacıların murisinden 90,00 TL hayat sigortası primi alındığının yazılı olduğu ve bu konudaki banka dekontunu da "Deniz Emeklilik Hayat Sigorta tahsilatı" ibaresinin bulunduğu, davacıların murisi hakkında hayat sigortası yapıldığı izleniminin ve beklentisinin verildiği anlaşılmakla; dairemizce takdiren, davalı bankanın, poliçenin yenilenmemesinde %50 oranında kusurlu olduğu kanaati oluşmuştur....

              GEREKÇE: Dava, davacıların murisinin kullandığı kredinin teminatı olarak sigortalı muris ile davalı sigorta şirketi arsında düzenlenen hayat sigortasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Anayasanın 37. maddesine göre, "Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz". 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'unun (HMK) 1. maddesine göre, "Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir." 114/c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: DAVA; hayat sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır....

              UYAP Entegrasyonu