İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacıların murisinin davalı şirketten 25/01/2017 tarihinde almış olduğu kredi ile birlikte Hayat Sigortası yaptırdığı, tarafına "Böbrek yetmezliğine bağlı diyaliz tedavisi görmekte misiniz" şeklindeki soruya hayır cevabı verdiği, buna rağmen davacıların murisinin kronik böbrek yetmezliğinden kaynaklı 27.08.2017 tarihinde vefat ettiği, ayrıca davacıların murisinin kronik böbrek yetmezliğinden kaynaklı Hayat Sigortası yapılmadan önce 09/02/2016 tarihinde hemodiyalize alındığı, davacıların belirtilen gerekçelerle tazminata hak kazanamayacakları anlaşılmakla açılmış bulunan davanın reddine" karar verilmiştir....
Her ne kadar mahkemece, davacının murisi tarafından tüketici kredisi sözleşmesi imzalanırken sözleşme metninde yer alan hayat sigortası düzenlenip düzenlenmeyeceği maddesinin davalı bankanın kusuru ile müşterisini uyarma yükümlülüğüne rağmen doldurulmadığı, gerekli uyarı yapılsaydı hayat sigortasının düzenlenebileceği ve bu şekilde ölüm halinde borcun sigorta tarafından karşılanacağı, müşterinin mirasçılarının borcu ödemek zorunda kalmayacağı, bankanın hafif kusurdan bile sorumlu olacağı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; Hayat sigortası yaptırmak ihtiyaridir ve bu husus tüketicinin insiyatifine bırakılmıştır....
açısından hayat sigortası teminatından kaynaklı sorumluluğun bulunmadığını, bağlantılı kusurlu ihlal bulunduğu kanaatine varılması halinde her iki tarafın aydınlatma yükümlülüklerini yerine getirmemesinden kaynaklı olarak kusurun ağırlığına göre uygun oranda belirlenecek taktiri indirim uygulanması gerektiği sonucuna varıldığını, poliçede vefat teminatının 22.933,00 TL olup bu miktardan taktiri indirim uygulanması gerekeceğine ilişkin görüş ve kanaat bildirilmiştir....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankaya yöneltilen iddiaların haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili banka nezdinde kullandırılan kredilerde yapılması zorunlu olan sigortalar dışında hayat sigortası, konut sigortası gibi sigortaların yapılması isteğe bağlı olduğunu, yaptırılmasının zorunlu olmadığını, davacının da kredi kullandırımı sırasında ve sonrasında hayat sigortası yapma yönünden iradesini müvekkili bankaya iletmemesi sebebiyle kendisine hayat sigortası yapılmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir....
KARAR Davacı, 260.000,00 YTL değerindeki evinin 50.000,00 YTL üzerinden ipotek edilmek suretiyle davalı Bankadan 20.000,00 YTL’lik kredi kullandığını, kredinin ödenmesi sırasında ipotek gideri, hayat sigortası ve komisyon gideri olarak 3.000,00 YTL’nin kesildiğini, ayrıca üç kez bilgisi dışında emekli maaşından da 1.939,00 YTL kesildiği gibi, 2.9.2008 tarihinde üç aylık emekli maaşının tamamına da el konulduğunu, gerek kredinin ödenmesi sırasında gerekse daha sonra maaşından kesilen hayat sigortası prim miktarlarının çok fazla olduğunu ileri sürerek, davalı Bankanın fazla miktarda kesmiş olduğu hayat sigortası priminin tespit edilerek taksit borçlarından düşülmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, kullanılan krediden dolayı hayat sigortası yaptırılmasının, 22.1.2007 tarihli sözleşmenin 1V....
Mahkemece konut kredisi için hayat sigortası yaptırma şartı yada mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı ile davalı banka arasında düzenlenen kredi sözleşmesinin 9.5/2 maddesinde aynen; " müşteri açılan kredi sebebiyle Banka'nın uygun göreceği bedel ve şartlarla ferdi kaza sigortası, hayat sigortası yaptıracağını, önceden yapılmış bir ferdi kaza sigortası , hayat sigortası bulunması halinde ilgili sigorta poliçesinde bankanın dain ve mürtehin olarak gösterilmesi yönünde, gerekli değişikliğin yapılarak 2009/380-6239 poliçeyi bankaya teslim edeceğini, , bankanın bu sigortalarla ilgili prim tutarlarınıbanka nezdindeki hesaplarından tahsile yetkili olduğunu, vefat halinde mezkkur sigorta sonucu ödenecek tazminattan o tarihteki bankaya olan borcun mahsubundan sonra kalacak olan meblağın mirasçılarına ödenmesini, kabul, beyan ve taahhüt etmiştir." şeklinde düzenleme getirilmiştir....
Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 1487/1. maddesi; "hayat sigortası ile sigortacı, belli bir prim karşılığında, sigorta ettirene veya onun belirlediği kişiye, sigortalının ölümü veya hayatta kalması hâlinde, sigorta bedelini ödemeyi üstlenir...
böyle iken, davacı murisleri dava dilekçesi kapsamında;"...Müvekkiller adına tarafımızca hayat sigortası poliçesinden kaynaklı bedelin tazmin edilmesi için davalı şirkete başvuru yapılmış olup, davalı tarafça bu husus yerine getirilmemiştir....kredi hayat sigortası, nakit kredi, taşıt veya konut kredisine bağlı olarak 1 ila 10 yıl arasında değişen sürelerde sunulan sigorta çeşididir....
Davacılar, murislerinin davalı bankadan konut kredisi kullandığını, murisleri tarafından hayat sigortası talep ve beyan formu düzenlendiğini murislerinin açıkça hayat sigortası yapılması hususunda talimat verdiğini ancak davalı bankanın ayıplı hizmet ve kusurlu davranışı sonucu hayat sigortasını yaptırmadığını bu nedenle dava tarihi itibarı ile bakiye kredi borcu miktarı olan 95.163,26 TL borçlu olmadıklarının tespiti ile, murislerinin vefat tarihinden dava tarihine kadar davalı bankaya ödenmiş olan 5.143,96 TL bedelin davalı bankadan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı banka, hayat sigortası yaptırılmasının kanunen zorunlu olmadığını, isteğe bağlı olduğunu, davacılarının murisinin en az maliyetle kredi kullanmak istemesi nedeniyle hayat sigortası yaptırmadığını beyan ederek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, menfi tespit ve istirdat isteminin reddine karar verilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 29/09/2020 NUMARASI: 2018/19 (E) - 2020/520 (K) DAVANIN KONUSU: Rücuen Tazminat (Özel Sağlık Sigortası Poliçesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 13/04/2021 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemiz heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Dava ve uyuşmazlık, özel sağlık sigorta poliçesinden kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkindir.Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk ve Ceza Daireleri arasında yapılan iş bölümüne ilişkin 25/06/2020 gün ve 2020/564-586 sayılı kararı gereğince, uyuşmazlık konusu olan riziko mahalli konut ve işyeri olan mal ve sorumluluk sigortası sözleşmesi ile taşıma hukukundan doğup doğmadığına bakılmaksızın can-hayat sigortası sözleşmelerinden kaynaklanan davalar sonucu (rücu dâhil) verilen hüküm ve kararların istinaf incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. ve 45....