ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/178 Esas KARAR NO : 2023/447 DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) DAVA TARİHİ : 06/12/2021 KARAR TARİHİ : 31/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ....İcra Müdürlüğü’nün 2021/... E....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ...'a harici satış sözleşmesi ile sattığı aracın noter satışının teminatı olarak icra takibine konu 07.07.2008 tanzim ve 10.08.2008 vade tarihli 17.000,00 TL.meblağlı bonoyu verdiğini, adı geçen davalının da harici satış sözleşmesi ile aracı dava dışı ...'e satıp teslim ettiğini, araç bu kişinin elinde iken müvekkilinin borcundan dolayı çekilmesi nedeniyle adı geçen dava dışı 3. şahsın davalı ...'a karşı icra takibi başlatması üzerine davalı ...'...
Menfi tespit davası borcun ödenmesinden önce açılır. Borç ödendikten sonra menfi tespit davası açılmasında borçlunun hukuki yararı bulunmadığından menfi tespit davası borcun ödenmesinden sonra açılamaz. Borç ödendikten sonra açılacak dava istirdat davası olup bu davanın da İİK'nın 72/VII. maddesi uyarınca borcun ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyatı tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması sebebiyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası Yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda İİK'nın 72/VII. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz....
Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın ayıplı mal satışı sonucu verilen senede dayalı takip nedeniyle menfi tespit istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine 16/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
alacaklının bir zararı olmayacağını, ancak müvekkilden yapılan tahsilatların davada haklı çıkmaları durumunda iade alınmasının imkansız olduğundan telafisi imkansız sonuçların ortaya çıkmaya devam etmekte olduğunu, tüm bunların yanı sıra ara karar ile sahteciliğe dayalı menfi tespit davası hususuna değinilmiş de olmakla eğer menfi tespit davası sahtelik iddiasına dayalı olarak açılıyorsa, HMK m. 209’un özellikle birinci fıkrasının dikkate alınması gerektiğini, sahteliği iddia olunan senede dayanarak yürütülen işlemlerin de durması gerektiğini, dolayısı ile bu senede dayanarak başlatılan icra takibinin de duracağını, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini ancak, borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceğini bu halde icra...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, müvekkili ... ile davalı arasında yapılan harici araç satışı nedeniyle diğer davacı ...’nın keşidecisi olduğu 4.000.-TL.lik bononun bakiye borç nedeniyle ciro yoluyla davalıya devredildiğini, senet bedeli ödendiği halde davalı tarafından haksız olarak müvekkilleri aleyhine takibe geçildiğini ileri sürerek Kütahya 2.İcra Müdürlüğü’nün 2009/2646 sayılı dosyasında takibe konulan senet nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespitine ve % 40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, taraflar arasındaki araç satışı nedeniyle 16.000....
Uyuşmazlık konusu 1322 parsel sayılı taşınmaz 5.7.1989 tarihinde, 1675 parsel sayılı taşınmaz 10.07.1989 tarihinde, 740 parsel sayılı taşınmaz ise 23.06.1989 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davacı ise, bu parsellerdeki davalı paylarını 21.06.1990 tarihli harici senet ile satın aldığını ileri sürmektedir. TMK.nun 706, Tapu Kanununun 26, BK.nun 213 (6098 sayılı BK.nun 237.) maddelerine göre tapulu taşınmazların satışına ilişkin senetlerin Tapu Sicil Müdürlüğünde resmi şekilde düzenlenmesi gerekir. Davacının dayanağı olan senet resmi şekle uygun olarak düzenlenmediğinden geçersiz olup davacının adı geçen parseller yönünden bu senede dayalı olarak hak iddia etmesi olanaklı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu 925 ve 926 parsel sayılı taşınmazlar 23.08.1984 tarihinde tespit edilmiş, kadastro tespiti ise 10.04.1991 tarihinde kesinleşmiş olduğundan davacının dayanağı olan 21.06.1990 tarihli senet, tespit tarihinden sonra ki, ancak, kesinleşme tarihinden önceki döneme ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında traktör satışına ilişkin anlaşma olduğunu, bu anlaşma çerçevesinde davalıya teminat senedi verildiğini, traktör satış bedelinin ödenmesine rağmen davalının senette tahrifat yaparak takibe koyduğunu belirterek müvekkilinin takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında ödenen 41.000 TL.yönünden davayı istirdat davasına dönüştürmüştür. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Belirtilen nedenlerle, ilk derece mahkemesi tarafından davacının istirdat talebinin reddine karar verilmesi isabetlidir. Davacının menfi tespit istemi yönünden yapılan incelemede ise; sahtecilik iddiasının mutlak defi olması ve herkese karşı ileri sürülebilecek olması nedeniyle davalının iyiniyetli hamil olduğu iddiasının sonuca etkili olmadığı, çekteki imzanın davacı tarafa ait olmadığının tespiti nedeniyle menfi tespit istemi yönünden başkaca araştırılacak hususun bulunmadığı, tüm bu hususlar gözetildiğinde ilk derece mahkemesince davacının menfi tespit isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesi hatalı olduğundan; davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yapılan açıklamalar uyarınca yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir....
Davalı vekili, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2011/21361 sayılı soruşturma dosyasında dava dışı ... ile müvekkil hakkında delil yetersizliğinden dolayı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, davacının senede karşı senetle ispat yükümlülüğü olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....