Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın takibin iptali ve taliki şeklinde incelenmesinin hatalı olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, şirketin sicilden resen terkin edildiğini, davacının şirkette ortak olması sebebiyle iade talebinde bulunamayacağını, karşı oyun isabetli olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Asıl dava senede dayalı menfi tespit ve istirdat, birleşen dava ise istirdat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72 nci maddesi. 3. Değerlendirme Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. V....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın menfi tespit davası değil fazla ödenen kısmın iadesi talepli olduğunu, ...’ün satış danışmanı olarak çalıştığını, temsil yetkisi içerdiğini, davalının bu kişinin işlemlerine muvafakat verdiğini, traktörü devredip bedelini tahsil ettiğini, davalının şikayetinin takipsizlikle sonuçlandığını, senedin malen kaydını içerdiğini, davalının başka bir mal için alındığını ispatlayamadığını, bono bedeli ile traktör bedelinin aynı olduğunu, satış günü ile aynı tarihte bononun düzenlendiğini, senedin traktör satışı dolayısıyla verildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. C....
Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (md.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu halde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder. Bu durumda İİK'nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (mesela borcu) sadece inkar etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (HMK. md. 190; TMK. md. 6)....
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın hata hile ikrah nedenine dayalı senedin geçersiz olduğundan bahisle açılan menfi tespit davası olduğu, dinlenilen tanık anlatımları ile Kandıra Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/179 E. sayılı dosyasından senet borçlusu davacı kısıtlı olduğunun anlaşıldığı, davacının okuma yazma bilmediği, senedin hile ile alınmadığının davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava ehliyetsizlik ve hile sebebiyle açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davacının senet tanzim tarihinde tam ehliyetli olup olmadığı konusunda sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır....
Menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nun 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi sayısız hukuki sakıncalara da neden olacaktır. Bu itibarla kanun hükmünde öngörülen açık ifadelere rağmen dava şartı arabuluculuğun uygulama alanının genişletilmesi doğru değildir. HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir....
MAHKEME KARARI: Mahkemece, davanın kabulü ile senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, 12.443,18 TL'nın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının davalı taraf ile anlaştığını, 2.000,00 TL ödeme yapıldığını, taraflar arasında protokol imzalandığını ve davacının davasından vazgeçtiğini, ödenen 2.000,00 TL'nın mahsubunun yapılmadığını ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE : Davada, geçersiz araç satış sözleşmesi nedeniyle düzenlenen senedin bedelsizliği iddiasıyla açılan menfi tespit ve istirdat talep edilmektedir. Ankara 6. İcra Müdürlüğünün ....../......... E.sayılı Kambiyo Senetlerine Mahsus icra takip dosyasında, alacaklı ...'...
KARŞI OY YAZISI Yerel mahkemece verilen menfi tespit kararı isabetli ise de; bir bilirkişi incelemesine dayanmayan istirdat kararı doğru olmamıştır. Yerel mahkeme kararının istirdat edilecek miktarın bilirkişiye hesaplatılması yönünden bozulması görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun onama kararına mahalifim. 14/12/2017...
Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, B: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davası devam ederken, icra takibi konusu borcun bir kısmı ödenirse, menfi tespit davası ödenen borç kesimi için (kısmi) istirdata dönüşür. Ödenmeyen borç kesimi için ise menfi tespit davası olarak kalmakta devam eder....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit- istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine senede dayalı takip başlattığını, takibe konu senetteki imzanın müvekkili şirketi temsile yetkili ...' ya ait olmadığını belirterek müvekkilinin takip dosyasında bahse konu edildiği şekliyle davalıya borçlu bulunmadığının tespitine ve takip sırasında ödenen 3.000 YTL' nin davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, esasa dair bir beyanda bulunmamıştır....