Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın hata hile ikrah nedenine dayalı senedin geçersiz olduğundan bahisle açılan menfi tespit davası olduğu, dinlenilen tanık anlatımları ile Kandıra Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/179 E. sayılı dosyasından senet borçlusu davacı kısıtlı olduğunun anlaşıldığı, davacının okuma yazma bilmediği, senedin hile ile alınmadığının davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava ehliyetsizlik ve hile sebebiyle açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davacının senet tanzim tarihinde tam ehliyetli olup olmadığı konusunda sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....

    Menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK’nun 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi sayısız hukuki sakıncalara da neden olacaktır. Bu itibarla kanun hükmünde öngörülen açık ifadelere rağmen dava şartı arabuluculuğun uygulama alanının genişletilmesi doğru değildir. HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir....

    Bunun dışında, icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak, borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu hâlde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Pekcanıtez, H./ Atalay, O./ Sungurtekin Özkan, M./ Özekes, M.: İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır....

      KARŞI OY YAZISI Yerel mahkemece verilen menfi tespit kararı isabetli ise de; bir bilirkişi incelemesine dayanmayan istirdat kararı doğru olmamıştır. Yerel mahkeme kararının istirdat edilecek miktarın bilirkişiye hesaplatılması yönünden bozulması görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun onama kararına mahalifim. 14/12/2017...

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit- istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine senede dayalı takip başlattığını, takibe konu senetteki imzanın müvekkili şirketi temsile yetkili ...' ya ait olmadığını belirterek müvekkilinin takip dosyasında bahse konu edildiği şekliyle davalıya borçlu bulunmadığının tespitine ve takip sırasında ödenen 3.000 YTL' nin davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, esasa dair bir beyanda bulunmamıştır....

          Timuçin Muşul, İcra ve İflas Hukukunda, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, 2014, Ankara, s.404-405) "İİK m.72, VI gereğince istirdat davasına dönüşmüş olan davanın borçlu lehine hükme bağlanması halinde de, m.72, V c.3 ve 4 hükümlerine göre, borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerekir kanısındayım. Çünkü, davanın asıl (kökeni) menfi tespit davasıdır ve menfi tespit davası borçlunun iradesi dışında (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşmüştür. Bu dönüşmenin, borçlunun menfi tespit davasında sahip olduğu tazminat alma hakkını ortadan kaldırmaması gerekir. Kaldı ki, takip konusu borcun ödenmesi (paranın alacaklı tarafından alınması) ile alacaklı kötüniyetini devam ettirmiş ve alacaklının haksız ve kötüniyetle yaptığı takip nedeniyle borçlunun zararı daha artmıştır. Yukarıdaki nedenlerle, m.72, VI gereğince istirdat davasına dönüşmüş olan davayı kazanan borçlu lehine m.72, V c.3 ve 4 hükümlerine göre tazminata da hükmedilmesi gerekir kanısındayım." (Prof. Dr....

            olan borcun devam ettiği anlaşıldığından menfi tespit ve ------ fazla ödeme nedeniyle talep ettiği istirdat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              olan borcun devam ettiği anlaşıldığından menfi tespit ve ------ fazla ödeme nedeniyle talep ettiği istirdat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                olan borcun devam ettiği anlaşıldığından menfi tespit ve ------ fazla ödeme nedeniyle talep ettiği istirdat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı menfi tespit davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, istirdat davasının reddine ilişkin verilen hükmün davacı temsilcisi tarafından süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı temsilcisi, davalı bankadan kullanılan 86.400 TL kredinin karşılığında icra tehdidi altında yapılan ödeme planları, doğrultusunda toplam olarak 163.500 TL ödeme yaptıklarını ileri sürerek, kredi nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini, ödemelerin durdurulmasını, fazla ödenen miktarların iadesini talep ve dava etmiş, davasını fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL için haçlandırmış, duruşmada sorulması üzerine davacı temsilcisi taleplerinin ......

                    UYAP Entegrasyonu