, davalı ile müvekkil aynı işyerinde çalıştıklarından müvekkilinin davalının vaatlerine inandığı ve onu dava tarihine kadar beklediği, ardında davalı satıştan vazgeçtiğini, satışı yapamayacağını müvekkile bildirdiği, müvekkil bu durumun sebebini sorduğunda ise davalı, satıştan neden vazgeçtiği ile ilgili hiçbir sebep sunmadığı, müvekkil kaparo bedelini geri istemiş olsa dahi davalı kaparo bedelini her nedense iade etmediği, müvekkili oyaladığı, bu nedenle davanın kabulüne geri iade edilmeyen 31.000,00 TL peşinatın havale tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir....
a ait dairenin satımı konusunda diğer davalı emlakçı ile anlaştıklarını ve bu anlaşma uyarınca davalı emlakçıya ileride iade edilmesi şartıyla verdiği kaparo bedelinin iadesi için başlattığı takibe itirazın iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, 23.02.2010 tarihli emlak alım satım sözleşmesinin 4. maddesine atıf yapılarak, alınan kaparo bedelinin BK 156. maddesi anlamında cayma akçesi olduğu, tapu kayıtlarının herkese açık olması nedeni ile davacının tapu kaydına bakmamasının kendi kusuru olduğu, bu nedenle sözleşmenin alıcı tarafından feshedildiğinin kabulü gerektiği, sözleşmenin tarafları bağlayıcı olması nedeni ile verilen bu paranın istenemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; dava, geçersiz bağımsız bölüm satışı nedeniyle ödenen kaparo bedelinin iadesine ilişkindir. Davacı ile davalı ... arasında 23.02.2010 tarihinde düzenlenen adi yazılı sözleşme ile .....lu bağımsız bölümün satışı konusunda anlaşmışlar, anlaşma gereğince davacı alıcının, davalı ...'...
a satılarak tapuda devredildiği, bu tarih itibariyle harici satışın resmi olarak ifasının fiilen imkansız hale geldiği, yeni kayıt maliki Serpil'in 08.04.2010 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameyle 5 nolu meskeni boşatılmasını istendiği saptanmıştır. .../.... Eldeki elatmanın önlenmesi davası kayıt maliki ... tarafından açılmış olup davalı ...'ın bu davada faydalı ve zorunlu masraflar ile harici satış bedeli üzerinden alıkoyma (hapis ) hakkı tanınması konusunda açık bir talebi bulunmamaktadır. Öte yandan, harici satın alan bu hakkını bayiinden talep edebilir. Nitekim, harici satın alan ..., harici satışsözleşmesinin tarafı ve satış bedelini ödediği ... ve... aleyhine asıl davasıyla alacak talebinde bulunmuştur. Bu durumda, 08.04.2010 tarihinde tebliğ aldığı ihtarnemeyle davalı ...'ın taşınmazın yeni malikini ögrendiği, bu tarihten sonraki kullanımının haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığı anlaşıldığına göre, davacı ...'...
Bu husus 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237. maddesinde “Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmesi şarttır” şeklinde açıklanmıştır. Geçersiz sözleşmeye göre bir bedel ödenmiş ise, Yargıtay'ın 10.07.1940 tarih ve 2/77 Sayılı İBK'na göre, taraflar satışın kanıtlanması durumunda verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca isteyebilirler. Bu sözleşmeler geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz.Herkes aldığını iade etmekle yükümlüdür. 6098 sayılı TBK'nun 177/1. fıkrasına göre; sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para cayma parası olarak değil, sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. 2. fıkraya göre; aksine sözleşme veya yerel adet olmadıkça bağlanma parası (kapora) esas alacaktan düşülür. Harici satış sözleşmesi geçersiz olduğundan kaporanın da iadesi gerekir. Satış harici olduğundan taşınmaz satışının hangi gerekçelerle gerçekleşmediğini bir önemi yoktur....
Davalı, 26.04.2010 tarihinde noterde düzenlenen taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz hissesini davacıya 50.000.00.TL bedelle satmış ve bedelini de almıştır. Bu taşınmaz hisse satışından dolayı davacının davalıya bir borcu kalmamıştır. Kaldı ki geçerli sözleşmeden önce tapulu taşınmazın haricen satışını düzenleyen ve geçersiz olan 15.04.2010 tarihli satış akdi sözleşmesini taraflar vekaleten imzalamıştır ve vekaleten imzalayan taraflara yükümlülük yüklenemez. Ayrıca bu geçersiz sözleşmeye dayalı olarak kaparo olarak ödenen 10.000.00.TL' nın satış bedelinden mahsubu gerekir. Böylece taşınmazın 60.000.00.TL' ya satıldığı iddiasında dahi 10.000.00.TL kaparo ve noterde düzenlenen gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi sırasında ödenen 50.000.00.TL ile satış bedelinin tamamının ödendiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davacı tarafından davalı İ.....
K A R A R Davacı, davalı ...’in ev sahibi,...’ın ise Komisyoncu olduğunu, bir adet daire alımı hususunda harici sözleşme yaptıklarını, 1.400,00 YTl kaparo verdiğini, kredi başvurusu yaptığını kredisinin çıktığını bu aşamada davalıların taşınmazın satışından vazgeçtiklerini, kaporayı iade etmediklerini ileri sürerek kaparo, cezai şart ve yaptığı masraflar toplamı 3.206,00 YTLnin tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davaya konu taşınmazı 21.04.2015 tarihli harici yazılı sözleşme ile davalıdan satın aldığını, 4000 TL kaparo verdiğini, ...bankasından 48.750 TL konut kredisi çektiğini ancak tapuda taşınmaz üzerinde şerh olduğunun görülmesi üzerine satışın gerçekleşmediğini, davalının şerhi kaldıracağını söyleyerek davacıyı oyaladığını, bu arada kendisinin konut kredisi nedeni ile ......
suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanığın katılandan taşınmaz satışı için katılandan farklı zamanlarda ve değişik miktarlarda para aldığı, ancak taşınmaz satışının gerçekleşmemesi nedeniyle almış olduğu paraları teslim etmediği, sanığın hukuki ilişkinin kurulması sırasında katılana yönelik hileli bir hareketinin bulunmadığı dikkate alınarak, eylemin 24/10/2019 tarih ve 30928 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma kapsamında kalan ve 5237 sayılı TCK'nın 155/2 maddesinde öngörülen zincirleme şekilde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde beraat hükmünün tesisi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 10/09/2020 tarihinde oybirliğiyle...
58,82 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı, ifraz, taksim, harici pay satışı, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına; ... ada ... parsel sayılı 2.044,39 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ... ve ... adına; ... ada ... parsel sayılı 107,37 metrekare, ... ada ... parsel sayılı 524,7 metrekare, ... ada ... parsel sayılı 252,15 metrekare ve ... ada ... parsel sayılı 1.187,22 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar ..., ... ve davacı ... adına; ... ada ... parsel sayılı 70,67 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydı, ifraz, taksim, harici pay satışı, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle; ... ada ... parsel sayılı 25,97 metrekare ve ... ada ... parsel sayılı 918,71 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle; ... ada ... parsel sayılı 2.200,93 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz hibe ve kazandırıcı...
-TL kaparo bedeli ödenmesi, takip eden 1 hafta ila 10 gün içerisinde 1.000.000 TL'lik ödeme yapılması ve geriye kalan tutarın da Temmuz ve Ağustos aylarında ödenmesi şeklinde anlaşmaya varıldığını, davacı, üzerinde anlaşılan 40.000.-TL tutarındaki kaparo ücretini iki 25.000.-TL ve 15.000.-TL olmak üzere iki seferde müvekkilinin banka hesabına gönderildiğini ve müvekkiline gönderilen kaparo bedellerini vakit geçirmeksizin dava dışı emlakçıya gönderildiğini, ancak daha sonra davacı taraf üzerinde anlaşan şartları yerine getirememiş ve kaparo bedellerini geri istediğini, dava dışı emlakçı Özkan Avcı nın ise kaparo ücretini iade etmediğini, açıkça anlaşıldığı üzere dava konusu icra takibi ile talep edilen kaparo ücretini alan kişinin müvekkili olmadığını, dolayısıyla müvekkilinin davacıya borcu olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....