Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu olayda, davacının taraflar arasındaki harici taşınmaz satış sözleşmesindeki düzenlemeye dayalı olarak davalı aleyhine icra takibi yapmasında kötüniyetli olduğunun kabulü doğru değildir. Mahkemece davacının icra takibinde kötüniyetli olduğunun ispat edilemediği gözardı edilerek davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olması usül ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....

    harici bırakılan yerden ifrazı ile yeni bir parsel numarası verilerek davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar .......

      Davalı taşınmaz, arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılan yerlerden olduğu halde, arazi kadastrosunun ne zaman yapıldığı ve niçin kadastro harici bırakıldığı sorulmamış, kadastro paftası getirtilerek kadastro parsellerine göre konumu gösterilmemiştir. Hükme esas alınan orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritasında, taşınmaz elle işaretlenmek suretiyle gösterilmiş olup, memleket haritası kadastro paftası ile çakıştırılmadığı için denetime elverişli değildir. Diğer taraftan, taşınmazın hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğu belirtilmiş ise de, hava fotoğraflarındaki konumu gösterilmediği için bu yönden de rapor denetlenememektedir. Denetime elverişli olmayan ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınamaz....

        Davalı taşınmaz, arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılan yerlerden olduğu halde, arazi kadastrosunun ne zaman yapıldığı ve niçin kadastro harici bırakıldığı sorulmamış, kadastro paftası getirtilerek kadastro parsellerine göre konumu gösterilmemiştir. Hükme esas alınan orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritasında, taşınmaz elle işaretlenmek suretiyle gösterilmiş olup, memleket haritası kadastro paftası ile çakıştırılmadığı için denetime elverişli değildir. Diğer taraftan, taşınmazın hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğu belirtilmiş ise de, hava fotoğraflarındaki konumu gösterilmediği için bu yönden de rapor denetlenememektedir. Denetime elverişli olmayan ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınamaz....

          Davalı taşınmaz, arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılan yerlerden olduğu halde, arazi kadastrosunun ne zaman yapıldığı ve niçin kadastro harici bırakıldığı sorulmamış, kadastro paftası getirtilerek kadastro parsellerine göre konumu gösterilmemiştir. Hükme esas alınan orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritasında, taşınmaz elle işaretlenmek suretiyle gösterilmiş olup, memleket haritası kadastro paftası ile çakıştırılmadığı için denetime elverişli değildir. Diğer taraftan, taşınmazın hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğu belirtilmiş ise de, hava fotoğraflarındaki konumu gösterilmediği için bu yönden de rapor denetlenememektedir. Denetime elverişli olmayan ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınamaz....

            Davalı taşınmaz, arazi kadastrosunda tapulama harici bırakılan yerlerden olduğu halde, arazi kadastrosunun ne zaman yapıldığı ve niçin kadastro harici bırakıldığı sorulmamış, kadastro paftası getirtilerek kadastro parsellerine göre konumu gösterilmemiştir. Hükme esas alınan orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritasında, taşınmaz elle işaretlenmek suretiyle gösterilmiş olup, memleket haritası kadastro paftası ile çakıştırılmadığı için denetime elverişli değildir. Diğer taraftan, taşınmazın hava fotoğraflarında orman sayılan yerlerden olduğu belirtilmiş ise de, hava fotoğraflarındaki konumu gösterilmediği için bu yönden de rapor denetlenememektedir. Denetime elverişli olmayan ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınamaz....

              İlk Derece Mahkemesince, davalıların harici satın almaya dayalı olarak açtıkları tapu iptal ve tescil davasının kesinleşmesine kadar iyiniyetli olarak kabul edilecekleri, iyiniyetin varlığı halinde ecrimisil talep edilemeyeceği, eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle davalılar tarafından harici satın almaya dayalı olarak Karacasu Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2013-112 Esas sayılı tapu iptal ve tescil davasının henüz kesinleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davalıcılar vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, davalı tarafın harici satın almaya dayalı olarak dava konusu taşınmazı kullandıkları, bu durumda kötü niyetli kabul edilemeyecekleri, davacı tarafça harici satış bedeli iade edilinceye kadar davalıların ecrimisilden sorumlu tutulamayacağı gerekçesi ile istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava ecrimisil istemine ilişkindir....

                Hukuk Dairesinin 21.01.2016 tarihli ve 2015/38078 E., 2016/1141 K. sayılı kararı ile; “…Borçlar Kanunu m. 237, Medeni Kanun m. 706/1, Tapu Kanunu m. 26 ve Noterlik Kanunu m. 60/3,89. maddelerindeki açık düzenlemeler ile taşınmaz satışının geçerli olması sözleşmenin resmi şekilde yapılması şartına bağlanmıştır. Bu mevzuat hükümleri gereğince kural olarak tapulu taşınmazlara ilişkin harici satış sözleşmeleri geçerli olmayacaktır. Ne var ki, harici sözleşmeye ek olarak resmi devrin gerçekleşmesi halinde sözleşmenin de artık geçerlilik kazanacağı yerleşik Yargıtay uygulamaları ile sabittir. Somut olayda davacı tapudan devrin yanı sıra davalı ile aralarındaki 15.7.2008 tarihli adi yazılı sözleşmeye de dayanmış olup, bu belgede davalının davaya konu taşınmaz üzerindeki miras hissesini 35.000,00TL bedelle sattığı açıkça yazılıdır....

                  Dava, harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil; olmadığı takdirde bedel isteğine ilişkindir. Dosya arasında bulunan tarihsiz harici satış sözleşmesi, davacı ile davalı Adnan arasında düzenlenmiştir. Belirtilen sözleşmede imzası bulunmayan davalı Gülseren; dava konusu taşınmazın tapu kayıt maliki değildir. Bu bakımdan mahkemece davalı Gülseren yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir. Dosya arasında bulunan kayıt ve belgelere göre; dava konusu 1637 ada 3 parsel sayılı taşınmaz, davanın dayanağını oluşturan satışın yapıldığı iddia olunan tarihte, davalı Adnan adına kayıtlı bulunmaktadır....

                    Dava konusu taşınmaz ve komşu parseller, yörede 1959 yılında yapılan kadastro çalışmalarında taşlık ve çalılık niteliği ile tapulama harici bırakılmış, 2008 yılında ... idari yoldan tapuya tescil edilmiştir. Davacı, zilyetlik iddiasıyla dava açtığına göre, taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığının belirlenmesi zorunludur. Taşınmaz taşlık ve çalılık olarak tapulama harici bırakıldığına göre, öncesinin orman olup olmadığının araştırılması gerekir. Ne var ki, bu yönde bir araştırma yapılmamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu