Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır....

    Davalı, bu sözleşmenin hata ve hileye dayalı imzalatıldığını savunmuş ise de, bu savunmasını kanıtlayamamıştır. Esasen mahkemece de bu olgular kabul edilmekle birlikte, sözleşmede taşınmaz değerinin belirtilmediği ve değerinde belirlenmediği sonucuna varılarak dava red edilmiştir. Böyle bir durumda taşınmaz değeri mahallinde yapılacak keşif ile belirlenebileceği gibi, somut olayda özellikle, sözleşmede imzası bulunan ve tanık olarak dinlenen ... Bulut ve Halil Adıgüzel’in beyanları değerlendirildiğinde davalının üstlendiği borcun 15.000 YTL olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka anlatım ile davacının davalıdan 15.000 YTL alacaklı olduğu kanıtlanmıştır. Böyle olunca mahkemece bu yön gözetilerek davanın bu miktar alacak yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın ispatlanamadığından reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

      Şöyle ki; 1977 yılında yapılan arazi kadastrosunda taşınmazın tesbit harici bırakıldığı tartışmasızdır. Ancak, hangi nitelikte tescil harici bırakıldığı konusunda kadastro müdürlüğünce nitelik belirtilmeden “tescil şartları oluşmadığından tesbit harici bırakılmıştır” şeklinde cevap verilmiştir. Ancak, Hazine tarafından dosyaya ibraz edilen idari tahkikat tutanağında “tescil harici-orman” şeklinde bir niteleme bulunmakta, doğudaki komşu 1713 parselin 1993/77 Esas numaralı dosyasında, çekişmeli taşınmaz yönü çalılık olarak gösterilmekte, yine batıdaki komşu 403 parsele ait Aralık 1974 tarih 8 numaralı tapu kaydı da bu yönü cebel okumaktadır. Taşınmazın eğimi % 15 iken, teraslama ile % 10'lara düşürülmüştür....

        Taşınmaz başında yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazların geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalıdır....

          Bu nedenle harici satışlara mülkiyetin devri anlamında hukuksal bir değer verilemez, ancak 10.7.1940 tarih, 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca taşınmaz harici satışa konu olmuşsa haricen satın alan ödediği bedeli geri alıncaya kadar ürün bedeli ve ecrimisil ödemekle yükümlü değildir. Somut olayda, davalı ... harici satın almaya dayalı dava konusu taşınmazları kullanmakta olup kötüniyetli olduğundan söz edilemez. Dolayısıyla davacı taraf harici satış bedelini iade edinceye kadar davalı ecrimisilden sorumlu tutulamaz. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            , kimden kime, nasıl intikal ettiği, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince zilyetliğin 20 yıla ulaşıp ulaşmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, taşınmazın kadim yol olup olmadığı, yol ile dava konusu edilen taşınmaz arasında tel veya çit çekilmiş veya başka bir şekilde yapay yollardan oluşturulmuş ayırıcı unsur varsa kim tarafından oluşturulduğu araştırılmalı, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanlarında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi bilirkişisinden, çekişmeli taşınmaz bölümünün eğimini, niteliğini, toprak yapısını ve bitki örtüsünü kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı, sınırındaki taşınmazlarla mukayeseli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, taşınmazın tüm sınırlarını gösterir ve çekişmeli taşınmaz bölümünün tespit harici bırakılan parselin hangi kısmında bulunduğuna ilişkin gerekli açıklamanın yapıldığı ve zeminde tel veya çit bulunması halinde bunları da...

              Davalı, sözleşmenin konusunun tapusuz taşınmaz zilyetliğinin devri olup sözleşmenin geçerli olduğunu, davacının başka bir taşınmaz satın aldığı için parayı geri almak istediğini, zilyetliği devrettiğini, davacının taşınmazın çevresine demir çit çektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, satışa konu taşınmaz tapuda kayıtlı olmayıp, tapusuz taşınmazların haricen satışının geçerli olduğu, taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesindeki satıcının bu yerden feragat ettiğine ilişkin beyanının zilyetliğin devri anlamına geldiği, taraflar arasındaki harici satış sözleşmesinin geçerli olduğu, bu nedenle satış bedelinin geri verilmesinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş;hüküm,,davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında taşınmaz satışı hususunda 12.4.2009 tarihinde harici sözleşme düzenlendiği çekişmesizdir....

                Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında dere yatağı vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında, adına tapuda kayıtlı bulunan 271 ada 1 parsel sayılı taşınmazın devamı olduğu iddiası ile, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir. Davacı 2011 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümleri hakkında hak kazandırıcı süreye ulaşan zilyetliği bulunduğunu ileri sürerek 2015 yılında dava açmıştır....

                  nun 1090 parsel sayılı taşınmaza zilyetliğe dayalı açtığı dava dosyası eldeki dava dosyası ile birleştirilmiştir. Mahkemece, asıl dosyada davacı ...'nin davasının reddine, birleştirilen dosyada davacı ...'in davasının kabulüne, dava konusu ... köyü 1090 sayılı parselin kadastro komisyon kararının iptaline, çekişmeli taşınmazın tarla vasfıyla ... oğlu ... ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itiraz istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 17/05/1990 tarihinde ilân edilip kesinleşen orman kadastrosu vardır. İlk arazi kadastrosu 1988 yılında yapılıp kesinleşmiş dava konusu yer tescil harici bırakılmıştır. Tescil harici bırakılan yerlerde 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi gereğince yapılan kadastro çalışmaları 15/07/2013-14/08/2013 tarihinde ilâna çıkarılmıştır....

                    Bilindiği üzere, mülga 1580 sayılı Belediye Kanununun 70 ve 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanununun 18/e maddesinde Belediye Meclisinin “…Taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine veya tahsisli bir taşınmazın kamu hizmetinde ihtiyaç duyulmaması halinde tahsisin kaldırılmasına; üç yıldan fazla kiralanmasına ve süresi otuz yılı geçmemek kaydıyla bunlar üzerinde sınırlı aynî hak tesisi…” konularında karar vereceği düzenlenmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu