Ayrıca, dava konusu taşınmaz ve komşu parsellerin kadastro paftasındaki konumu gösterilmemiş, kadastro sırasında, taşınmazın niçin tescil harici bırakıldığı gerektiği gibi araştırılmayarak, usulünce orman ve zilyetlik araştırması yapılmamıştır....
Köyü ... mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile Doğusu: ... Dere, Batısı: Tapulama harici boşluk, Kuzeyi: ... ötesi tapulama harici boşluk devamında ... Devlet Ormanı, Güneyi: ... ile çevrili taşınmaz ile yine aynı mevkideki Doğusu: ... Dere, Batısı: ... Dere, Kuzeyi: ... devamında tapulama harici boşluk ve ötesinde ... Devlet Ormanı, Güneyi: ... ile çevrili, fen bilirkişi krokisinde sırası ile (B1) harfi ile gösterilmiş bulunan 3402m2lik taşınmaz ile (B2) harfi ile gösterilmiş bulunan 2460m2lik taşınmazın davacı gerçek kişi adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tescil harici olduğu süre içinde ... adına tapu kaydına bağlandığı tarihe kadar zilyetlikle edinme koşularının gerçekleşmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ancak, çekişmeli taşınmaz bölümünü de kapsayan taşınmaz 1950 yılında yapılan tapulama sırasında ... adına tespit edilmiş ve kesinleşerek 441 parsel numarası ile tapu kaydı oluşmuştur. 1956 yılında yapılan tevzi çalışmalarında ise çekişmeli taşınmaz bölümü "ziraate elverişli olmayan alan" niteliğinde olduğu gerekçesi ile dağıtıma tabi tutulmamıştır. ... adına tapu kaydı oluştuktan sonra ziraate elverişli olmayan arazi olarak bırakılması ve dağıtılmaması taşınmazın tescil harici bırakıldığı anlamına gelmemektedir....
Mahallinde icra edilen keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları, taşınmaz bölümlerinin ne zamandan beri, kim tarafından, hangi tasarruflarla kullanıldığı, bir diğer ifade ile davacı tarafın taşınmaz bölümleri üzerinde iktisaba elverişli bir zilyetliği bulunup bulunmadığı hususlarında son derece yetersiz olduğu gibi, taşınmazın niteliğinin belirlenmesi hususunda ziraat mühendisi bilirkişiden rapor alınmamış, inşaat bilirkişi raporuna ekli fotoğraflarda, davacı tarafın iddiasına konu taşınmaz bölümlerinin etrafının çevrelenmediği, bu kısımları komşu tescil harici bölümlerden ayıran bir unsur görünmediği halde, bu husus üzerinde durulmamış ve davacılar yararına iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenmeden karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilemez....
Köyü çalışma alanında bulunan ve 1959 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılan taşınmazın bir bölümünün, adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Mahkemece, taşınmaz bölümleri üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki, dava 2013 yılında açılmıştır....
, taşınmaz üzerinde ekonomik amaçlı zilyetliğe ne zaman başlanıldığını ve taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen bilimsel verilere dayalı, önceki ziraat bilirkişi raporunu da irdeleyen ve sınırındaki taşınmazlarla mukayese edilecek şekilde ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; taşınmaz ve çevresini tüm yönleriyle gösterecek şekilde taşınmaz ve çevresinin yakın plan fotoğrafları çektirilip fotoğraflar üzerinde çekişmeli taşınmaz kabaca işaretlettirilmeli; 3402 sayılı Kanun'un 17. maddesi göz önüne alınarak taşınmaz imar planı kapsamında ise imar planı onay tarihinden önce imar planı kapsamı dışındaysa dava tarihine kadar 3402 sayılı Yasa'nın 14 ve 17. maddesinde öngörülen koşulların davacı taraf yararına gerçekleşmiş olup olmadığı değerlendirildikten sonra, tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir....
Somut uyuşmazlıkta alıcı olan davacı, yüklenici olan davalıdan harici sözleşme ile daire satın almış, tapuda devir yapılması suretiyle harici sözleşme geçerli hale gelmiştir. Hal böyle olunca taraflar arasındaki konut satımına ilişkin hukuki ihtilafın 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak sözkonusu olmaz....
İlgili kararlar adı geçenlere tebliğ edilmiş ise, tebliğ belgelerinin eklenmesi veya kayıtlara dayanılarak tebliğ gününün açıklanması; tebliğ edilmemiş ise, kararların adı geçenlere 7201 sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilerek temyiz süresinin beklenmesi, 2- Dava konusu taşınmaz bölümlerinin tapulama sırasında tescil harici bırakılıp bırakılmadığının ve bırakılmış ise tescil harici bırakılma nedeninin Kadastro Müdürlüğünden sorularak alınacak cevabi yazının dosyaya konulması, 3- Davacı ve müdahiller adına senetsizden zilyetliğe dayalı olarak tescil edilen taşınmaz bulunup bulunmadığının Adliye Yazı İşleri Müdürlüğü, Kadastro ve Tapu Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak varsa, bu şekilde tespit edilen taşınmazların kadastro tespitlerinin kesinleşme durumlarını da gösterir biçimde tespit tutanaklarının, kesinleşmiş olanların kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının onaylı örneklerinin getirtilmesi, bundan sonra...
Mahallesi 84 ve 62 parsel sayılı taşınmazları ve komşularını bir arada gösterir onaylı pafta sureti ile bu taşınmazlara komşu tescil harici bırakılan taşınmaz var ise tescil harici bırakılma sebebi ve tarihinin ... Müdürlüğünden sorulması, 2- ......
Dava evvel yerel mahkemece davanın tümden reddi üzerine hükmü davacı yan istinaf etmiş, Dairemizin 10.01.2023 tarih ve 2022/3123 esas 2023/68 karar sayılı ilamıyla; "Dava harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ödenen satış bedelinin tahsili isteminden ibarettir. Davacı yanca tutunulan harici satış senedi resmi nitelikte olmadığından ve taşınmaz mülkiyetini nakil borcu doğuran sözleşmelerin geçerliliği için resmi şekilde yapılmış olmaları şart olduğundan tapu iptali ve tescil isteğinin reddedilmesinde yasaya aykırılık yoktur. Davaya konu 1339 (yenileme kadastrosu ile 188 ada 119 parsel) parsel sayılı taşınmazın 1/4 payı davalı adına kayıtlı olup davacı tarafından örneği sunulan ve davalı yanın da kabulünde olan 09.09.2008 tarihli harici satış sözleşmesi ile bu taşınmazdaki 1/4 davalı payının davacıya 6.000,00 TL bedel karşılığında satıldığı ve bedelinin alındığı kararlaştırılmıştır....