MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen menfi tespit ve alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava, yol olarak tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, tespit öncesi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, harici satın almaya ve tapu kaydına dayalı olarak açılan tescil istemine ilişkin olup, mahkemece önceden verilen davanın kabulüne ilişkin hükmün, Yargıtay .... Hukuk Dairesi’nin 06.02.2010 tarih ve 2463-5890 sayılı ilamıyla “…çekişmeli taşınmazın paftasında yol olarak gösterildiği 1990 yılından davanın açıldığı 2005 yılına kadar kazanmayı sağlayan ... yıllık süre dolmadığından zilyetliğe dayalı tescil davasının bu sebep yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Ne var ki, ........2006 tarihinde yapılan keşifte dinlenen davacı tapu kaydının olduğunu, daha önce geçirilen yol nedeniyle Asliye Hukuk ve İdare Mahkemelerinde dava konusu yapıldığını belirttiğine göre tapu kaydına da dayandığının kabulü gerekir....
Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; harici satım sözleşmelerine değer verilemeyeceğini, temliken tescil şartlarının da oluşmadığını, zilyetliğin iade edilmemesi nedeniyle davacı tarafın tazminat talep etme hakkının da bulunmadığını, ayrıca davacılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek hükmün bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, harici satıma ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 724 üncü maddesine dayalı temliken tescil, bu da olmadığı taktirde tazminat istemine ilişkin olup uyuşmazlık, kararın eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....
Dava konusu taşınmaz ve komşu parseller, yörede 1959 yılında yapılan kadastro çalışmalarında taşlık ve çalılık niteliği ile tapulama harici bırakılmış, 2008 yılında Hazinece idari yoldan tapuya tescil edilmiştir. Davacı, zilyetlik iddiasıyla dava açtığına göre, taşınmazın zilyetlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığının belirlenmesi zorunludur. Taşınmaz taşlık ve çalılık olarak tapulama harici bırakıldığına göre, öncesinin orman olup olmadığının araştırılması gerekir. Ne var ki, bu yönde bir araştırma yapılmamıştır....
HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına dair verilen karara, bölge adliye mahkemesince uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacılar; murisleri ile davalıların murisi olan ... ... arasında 27/04/1991 tarihli taşınmaz satımına ilişkin sözleşme imzalandığını, haricen satıma olan güvenle taşınmaz üzerinde çeşitli yapılar inşa ederek kullandıklarını, taşınmazın tescilinin sağlanamadığını, imar uygulaması ile satışa konu taşınmaz karşılığında davalılara başka bir taşınmaz verildiğini, arsa bedeline yönelik başka bir dava açıldığını, bu davada ise...
Sıfatı İle) DAVA TÜRÜ : Alacak Uyuşmazlık, harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, hüküm Tüketici Mahkemesi sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiştir. Bu durumda hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi’ne ait bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay (13.) Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine, 20.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmaz bölümünün öncesinde kime ait olduğu, kimden kime ne şekilde intikal ettiği, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise zilyetliğin ne şekilde sürdürüldüğü, taşınmaz bölümünün imar ve ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın ne zaman başlayıp hangi tarihte tamamlandığı, taşınmaz bölümündeki ağaçların bakımının ne zamandan beri yapılmadığı, bu sürenin zilyetliği terk anlamına gelip gelmeyeceği, ceviz ağaçlarının cevizlerinin toplanıp toplanmadığı, toplanıyorsa kim tarafından toplandığı hususları sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazlara ait kayıt ve belgeler zemine uygulanmalı ve dava konusu taşınmaz yönünü ne gösterdikleri üzerinde durulmalı; ziraat bilirkişisi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğinin ne olduğu, tarım arazisi vasfında olup olmadığı, üzerinde sürdürülen ekonomik amaca uygun zilyetliğin bulunup bulunmadığı...
Hal böyle olunca, geçersiz satış işlemi nedeniyle ödenilen bedelin iadesi isteminin esasının incelenmesi, davacının ödediği miktar belirlenerek güncellenip oluşacak sonuca göre alacak davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile alacak istemi yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir." (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/13225 Esas, 2019/4423 Karar sayılı, 15.05.2019 tarihli ilamı) Somut olayda; davacı tarafça harici alıma dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel talebine yönelik olarak bu davanın açıldığı, yargılama sonucunda mahkemece terditli olarak açılan her iki davanın da zamanaşımı sebebiyle usulden reddine karar verildiği, davacının istinafa başvurduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça harici alıma dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel talebinde bulunulmaktadır. Dava konusu taşınmaz, sözleşme tarihi itibari ile tapulu bir taşınmazdır....
Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilemez....
Encümeninin tahsisine dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle açılmıştır. Mahkemece davacı kooperatife yapılan tahsis yine Belediye Encümen kararı ile iptal edildiğinden dava reddedilmiş, Hükmü davacı kooperatif temyiz etmiştir. Davacı kooperatifin tahsis tarihi olarak bildirdiği tarihlerde 1580 sayılı Belediye Kanunu yürürlüktedir. Anılan Yasanın 70/11.maddesine göre belediyeye ait bir taşınmaz malı tahsisinde tahsisin değiştirilmesinde karar verecek olan Belediye Meclisidir. Benzeri hüküm halen yürürlükte olan 5393 sayılı Belediye Kanununun 18/e maddesinde de yer almış, “taşınmaz mal alımına, satımına, takasına, tahsisine, tahsis şeklinin değiştirilmesine ve herhangi bir nedenle kaldırılmasında” belediye organlarından olan Belediye Meclisi görevlendirilmiştir. Açıkçası davacı kooperatifin tahsise ilişkin encümen kararına dayalı olarak tescil istemesi olanaklı değildir....