Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı ..., Mahallesi çalışma alanında bulunan ve 1972 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle dava açmıştır.Yargılama sırasında ... vekili davanın reddi ile taşınmaz bölümünün ... adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişinin 06.02.2015 havale tarihli raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.251,94 metrekarelik taşınmaz bölümünün davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol olarak tescil harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda mahkemenin görevsizliği ile yetkili ve görevli mahkemenin ... Kadastro Mahkemesi olduğunun kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, kadastro tespitinden önceki hukuki sebeplere dayalı tescil istemine ilişkindir. 3402 sayılı Kadastro Yasası'nın 25.maddesine göre, kadastro mahkemesinin görevi hakkında tutanak düzenlenen taşınmazlarla sınırlı olup, tutanak düzenlenmeyen yerler hakkında açılacak davalar genel mahkemelerin görevine girmektedir. Somut olayda, dava konusu taşınmaz bölümü kadastro çalışmaları sırasında paftasında “yol” olarak gösterilmiş olup, hakkında tutanak düzenlenmediğine göre, davaya kadastro mahkemesince bakılamaz....

      Dava evvel yerel mahkemece davanın tümden reddi üzerine hükmü davacı yan istinaf etmiş, Dairemizin 10.01.2023 tarih ve 2022/3123 esas 2023/68 karar sayılı ilamıyla; "Dava harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde ödenen satış bedelinin tahsili isteminden ibarettir. Davacı yanca tutunulan harici satış senedi resmi nitelikte olmadığından ve taşınmaz mülkiyetini nakil borcu doğuran sözleşmelerin geçerliliği için resmi şekilde yapılmış olmaları şart olduğundan tapu iptali ve tescil isteğinin reddedilmesinde yasaya aykırılık yoktur. Davaya konu 1339 (yenileme kadastrosu ile 188 ada 119 parsel) parsel sayılı taşınmazın 1/4 payı davalı adına kayıtlı olup davacı tarafından örneği sunulan ve davalı yanın da kabulünde olan 09.09.2008 tarihli harici satış sözleşmesi ile bu taşınmazdaki 1/4 davalı payının davacıya 6.000,00 TL bedel karşılığında satıldığı ve bedelinin alındığı kararlaştırılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında zilyetliğe dayalı tescil talebine ilişkindir. 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca temyiz incelemesi görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.11.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Asıl dava, harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil; birleşen davalar harici satışa dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa alacak istemine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Alanya Kadastro Mahkemesinin 04.01.2002 tarihinde kesinleşen 1999/53 Esas ve 2000/18 Karar sayılı ilamı sonucu 20.03.2002 tarihinde oluşan tapu kaydının, 3.088,00 m2 tarla vasfıyla, ... karısı ... ..., ... Kızı ... ..., ... kızı ..., ... Kızı ..., ... Kızı ... ..., ... Kızı ... ..., ... Oğlu ..., ... Kızı ... ..., ... Oğlu ...’in elbirliği halinde malik oldukları anlaşılmıştır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; tespit maliki ...’in evli ve çocuksuz olarak 1972 yılında öldüğü mirasçı olarak eşi ... ... ve kardeşi ... ...’in çocukları olan ... ... ve ... ...’i bıraktığı anlaşılmıştır. ...’in eşi ... ... ‘in ölüm tarihi, nüfus müdürlüğünde çıkan yangın sebebiyle nüfus kaydına ulaşılamadığından tespit edilememiş ve ölüm tarihi belirtilmeksizin mirasçılık belgesi verilmiştir....

          Hal böyle olunca, geçersiz satış işlemi nedeniyle ödenilen bedelin iadesi isteminin esasının incelenmesi, davacının ödediği miktar belirlenerek güncellenip oluşacak sonuca göre alacak davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile alacak istemi yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir." (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 2016/13225 Esas, 2019/4423 Karar sayılı, 15.05.2019 tarihli ilamı) Somut olayda; davacı tarafça harici alıma dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel talebine yönelik olarak bu davanın açıldığı, yargılama sonucunda mahkemece terditli olarak açılan her iki davanın da zamanaşımı sebebiyle usulden reddine karar verildiği, davacının istinafa başvurduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça harici alıma dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmazsa bedel talebinde bulunulmaktadır. Dava konusu taşınmaz, sözleşme tarihi itibari ile tapulu bir taşınmazdır....

          Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında ticari ilişki olduğunu, davacı her ne kadar 3 adet fatura kesildiğini belirtmiş ise de, buğday alım satımına ilişkin toplam 7 adet fatura kesildiğini, müvekkili tarafından tüm fatura bedellerinin ödendiğini, bakiye alacak kısmı için de davacıya makine verildiğini ve alacak borç ilişkisinin bu şekilde ortadan kalktığını, fatura bedellerinin davacıya ödenmesine rağmen yapılan takibin kötüniyetli olduğunu beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %40' dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

            tespit harici yer ve 126 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, batısı tespit harici yer ve 125 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, müvekkilinin taşınmaz üzerinde faaliyette bulunduğunu, 40 yılı aşkın süredir zilyetinde bulundurduğunu, dava konusu taşınmazı kadastro çalışmalarında tescil harici bırakıldığını, dava konusu taşınmazın miras yolu ile intikal ettiğini belirterek dava konusu taşınmazların müvekkili adına tapuya tescilini talep etmiştir....

            Şöyle ki bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve varsa üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olduğu halde, mahkemece hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, ehil olmayan bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmış, çekişmeli taşınmaz bölümünün hangi tarihte, hangi nedenle tescil harici bırakıldığı hususu araştırılmamış, tescili talep edilen taşınmaz bölümüne komşu parsellerin tapulama tutanakları ile tespite esas belgelerin tüm tedavülleri dosyaya getirtilerek dava konusu taşınmaz yönünü ne okudukları saptanmamış, mahallinde yapılan keşif sırasında beyanları alınan yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmaz bölümü üzerinde zilyetliğin ne suretle ve kim tarafından sürdürüldüğü hususunda görgüye dayalı beyanları tespit edilmemiş, davacılar hakkında yöntemine uygun şekilde belgesiz araştırması yapılmamış, dava konusu taşınmaz bölümü üzerinde imar ve ihyanın tamamlandığı yönünde kanaat belirten soyut ve denetimden uzak...

              Bozma üzerine mahkemece, dava konusu dairenin değerinin bozma ilamında belirtildiği gibi 37.000 TL olmadığı belirtilerek bozma ilamına kısmen direnilmiş, davacı keşfen belirlenen değer üzerinden taşınmazın bedelini yatırmadığı gerekçesi ile tapu iptali ve tescil isteminin reddine alacak istemin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Temyiz üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca; "Bu durumda, yerel mahkemece kısmen uyularak verilen ve kısmen de direnme kararı olarak adlandırılan temyize konu karar; denetimden geçmeyen hususları içeren, tamamen yeni gerekçelere dayalı yeni bir hüküm niteliğinde olduğundan; bu hükmün temyizen incelenme görevi Hukuk Genel Kuruluna değil; Özel Daireye aittir." denilmek suretiyle dosya dairemize gönderilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu