Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır....

    Ve 2018/ 737 K. sayılı dosyası ile davanın kabulüne karar verildiğini, açılan menfi tespit davasının sonuçlanması üzerine istirdat davası açıldığını, hak düşürücü sürenin aşılmış olması sebebi ile davanın reddine karar verildiğini, dava dosyası incelenecek olursa dava kesinleştikten sonra süresi içerisinde istirdat davası açıldığını, menfi tespit davası ve istirdat davasının amacı aynı olduğundan, borçlu açtığı menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcu ödemek zorunda kalırsa, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşeceğini, (İİK md. 72) ayrıca menfi tespit davası kesinleşmeden borç ödenirse istirdat davası açılabileceğini, bu durumda İİK Md. 72' deki hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını, ödeme yapıldığı hususu da davacı şirketçe öğrenildiğinin akabinde hemen arabuluculuk yoluna başvurulup eldeki davanın açıldığını belirterek; istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep...

      İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle bonondan kaynaklanan menfi tespit, ardından icra tehdidi altında ödeme nedeniyle istirdat istemine ilişkindir. Davaya konu ----- bedelli bono nedeniyle takip başlatılmış, davacı tarafından bahse konu bononun yazı ve rakam kısmının boş ve imzalı bir şekilde saklandığı ve kasasında muhafaza edildiği, davalının eline geçtiği, davalıya kesinlikle borcunun olmadığı senedi kabul etmediği bildirilerek menfi tespit talep edilmiş, yargılama sırasında borcun icra tehdidi altına ödenmek zorunda kalınması nedeniyle dava istirdat davasına dönmüştür. ---- vade tarihli ---- ettiği bono nedeniyle takibe geçildiği anlaşılmıştır. Bonoda şekil şartları --- maddesinde sayılmıştır. ---- Zorunlu şartlardan biri eksik olduğu takdirde, senedin bono niteliği kaybolur. Bunlardan vade ve ödeme yeri esaslı şekil şartlarından değildir....

        Davaya konu sözleşme ile tapusuz ancak miras yoluyla davacının hissedar olduğu hissesine isabet eden yerin davalıya harici taşınmaz senedi ile satıldığı,aslında zilliyetliğin devir sözleşmesi niteliğinde satış işlemi yapıldığı,bunun için şekil şartı olmadığı,ancak bu yerin daha sonra 2B kapsamına alınarak davacı hissesinin davacı adına tapuda tescil edildiği görülmüştür. Davacının sözleşmeyi inkar etmediği, fakat içeriğini ve cezai şartı kabul etmediği,toplam 18.000 TL satış bedelini davalıdan aldığı ve iadeyi kabul ettiği,cezai şart ve temerrüt oluşmadığı için işlemiş faizi kabul etmediği hususunu davacı açıkca dava dilekçesinde bildirmiştir.Sözleşmede %300 cezai şart öngörülmüştür. Taşınmaz satışı resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz.Davada zilliyetliğe dayalı harici satış sözleşmesi gereği davacının kendisine ödenen bedel yönünden yapılan takipte 18.000 TL dışındaki cezai şart ve işlemiş faiz yönünden borçlu olmadığının tespiti talep edilmektedir....

        "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine senede dayalı takip başlattığını, takibe konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığı gibi müvekkilinin takibe konu edilen bir borcu da bulunmadığını belirterek müvekkilinin takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen 11.400 TL’nin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, senetteki imzanın davacıya ait olduğunu, istirdat talebinin yerinde olmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince her ne kadar duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, miktar itibariyle bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinden yapılmasna karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının senede dayalı başlattığı icra takibinde, müvekkilinin senetteki imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin açtığı menfi tespit davasının, kabul edildiği ve onanarak kesinleştiğini ileri sürerek davalıya ödenen bedellerin istirdadını talep etmiştir. Davalı vekili, İİK'nun 72/VII maddesindeki 1yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini davanın zamanında açılmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....

            İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara 2007, s. 803). Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 18.12.2018 tarihli ve 2017/3-1526 E., 2018/1948 K., sayılı kararında da benimsenmiştir....

              Davacı taraf, davalıya teminat maksadıyla verilen senetten dolayı menfi tespit isteminde bulunmuş ise de; söz konusu senede yapılan tüm araştırmalara rağmen ulaşılamamıştır. İddia edildiği gibi bir senedin mevcudiyeti davacı tarafından ispat edilemediğinden senede karşı menfi tespit isteminde bulunulmasında güncel bir hukuki yarar bulunmadığı kanaatine varılmış ve davanın reddine karar verilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit (istirdat) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalı alacaklının 7.878,00 TL miktarlı irsaliyeli faturaya dayanarak icra takibinde bulunduğunu, faturaya konu mamulün teslim edilmediğini, belirterek davalıya takibe konu miktarda borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilahare davacı vekili menfi tespit davasının yargılaması sırasında müvekkilinin takibe konu 9.869,00 TL’yi ödemek zorunda kaldığını, davanın istirdat davasına dönüştüğünü bildirerek 9.869,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                  Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). 16. Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....

                    UYAP Entegrasyonu