Dava, paydaşlar arasında ecrimisil alacağından kaynaklanan menfi tespit ve istirdat istemlerine ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nin 297/2. maddesine göre, Mahkeme kararında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, infaza elverişli biçimde hüküm kurulması zorunludur. Somut uyuşmazlıkta dava, İİK'nin 72. maddesi gereğince menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, bu durumda mahkemece kurulacak hükmün olumsuz, bir başka deyişle borçlu olunmayan kısmın tespiti şeklinde olması gerektiği gözetilerek, HMK’nin 27. maddesi uyarınca taleple bağlılık kuralı gereği davacıların borçluluk durumu saptanarak menfi tespit hükmü kurulması gerekmektedir....
İcra Dairesinin 2012/5594 sayılı dosyasına yönelik açtığı şikayet davasında davaya karşı çıkarak davalı bankanın alacağını haricen tahsil ettiğini belirttiği gerekçesiyle davacının menfi tespit talebi bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gereğine işaret edilerek bozulmuştur. C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayıları belirtilen kararı ile bozma gerekçesi benimsenerek menfi tespit talebinin kabulüne, istirdat talebinin reddine karar verilmiştir. IV. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki sebebiyle icra takibine maruz kalan veya kalması muhtemel olan bir kimsenin borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava menfi tespit davasıdır. Anılan Maddenin 1. fıkrasında; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Davacı taraf, davalı tarafa dava tarihinden önce, icra takip dosyasına dava konusu borcu ödemiş, davayı menfi tespit davası şeklinde nitelendirip açtıktan sonra da menfi tespit istemini istirdata dönüştürdüğünü beyan etmiştir....
Menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerinde olsa da eğer dava kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası ise, kambiyo senetlerinde mücerretlik ilkesi gereği, hukuki ilişkiye bakılmaksızın kambiyo senedinin borçlusu olan davacının kambiyo senedi alacaklısına borçlu olmadığı hususunu ispat etmesi gerekmektedir. Öte yandan, senede karşı ileri sürülen hukuki işlemlerin HMK madde 200'deki düzenleme uyarınca senetle ispatı zorunludur. HMK 201. maddesi gereği, senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı savunma olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, HMK’nın 203. maddesindeki istisna kapsamında kalmadığı sürece HMK 200. maddedeki ispat sınırının altında olsa dahi ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. İddia, savunma, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy ....İcra Müdürlüğünün ......
Davacı vekili dava dilekçesinde 4 adet senede istinaden ayrı ayrı başlatılan icra takip dosyaları için 3 icra takibi dosyası( tefrik olunan dava dosyasına koni icra takip dosyası hariç) yönünden menfi tespit, 1 icra takip dosyası yönünden de istirdat talebinde bulunmuş ise sonrasında sunmuş olduğu netice-i talep dilekçesinde menfi tespit talebine konu ettiği ....İcra Müdürlüğü'nün 2014/... esas sayılı takip dosyasından bahsetmemiş ise de; davacının talebinin karşı tarafın muvafakati olmadan daraltamayacağı, bu yönde yapılmış ıslah işleminin de bulunmadığı anlaşılmakla; davacının menfi tespit davasına konu ettiği icra takip dosyaları ....İcra Müdürlüğü'nün 2014/... esas ve 2014/... Esas sayılı takip dosyaları ile ....İcra Müdürlüğü'nün 2014/... esas sayılı icra dosyaları olduğu mahkememizce kabul edilmiş ve yine davacı vekili her ne kadar istirdat istemli davasını 41.500 TL olarak açıklamış, sonrasında ise ayrıca sunduğu beyan dilekçesi ile " ....icra dairesinin 2014/......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin çiftlik sahibi olduğunu, davalıdan tanesi 1.000,00.-TL'den yüz adet erkek buzağı alınması hususunda anlaştıklarını, davalıya 15.000,00.-TL ve 85.000,00.-TL bedelli iki adet çek verdiğini, hayvanların 34 adedinin teslim edildiğini, 66 adedinin ise teslim edilmediğini, bu nedenle bu çekler nedeniyle davalıya 66.000,00.-TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında 34 adet hayvan ile yem satışı konusunda anlaşıldığını, hayvanlar ile ürünlerin teslim edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, davacının icra hukuk mahkemesinde açmış olduğu davayı kazandığı ve bonolardaki imzaların davacıya ait olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline karar verildiği, davalının bonoların lehdarı olup, senetlerdeki sahteliği bilebilecek durumda olduğu, davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin kötü niyetle yapıldığı, istirdat talebinden yargılama sırasında feragat edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 4.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 2011/11208 E., 2012/3068 K. sayılı ve 29.02.2012 tarihli bozma ilamı ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davacı borçlunun icra hakimliğinde açtığı davada dava konusu bonolardaki imzaların borçlu eli ürünü olmadığının kesinlik kazandığı, bu nedenle menfi tespit davasına konu edilen 5 adet bonodan dolayı İİK'nun 72. maddesi gereğince davacı tarafın davalı tarafa...
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; 195.003,75 TL ödemenin cari hesaba mahsuben yapıldığını, davacıların icra takibi sonrasında yaptıkları 15.05.2015 tarihli protokol ile 122.000,00 TL borcu kabul edip anlaştıklarından istirdat talep edemeyeceklerini, takip öncesi menfi tespite konu ödeme dekontlarında senede atıf yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....
Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 02/05/2019 tarih 2017/7853 Esas- 2019/4067 Karar sayılı ilamı). Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı bu nedenle alacaklıya dava açarken arabulucuya başvurma dava şartının tabi tutulması ancak aynı konu ve alacakla ilgili borçlu tarafından açılacak menfi tespit davasının arabuluculuğa başvurma dava şartına tabi tutulmaması hak arama yönünden eşitsizliğe yol açacağından menfi tespit davasında zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunun kabulü gerekir....
GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İcra İflas Kanunu md. 72’ye göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Menfi tespit davalarında davacı borçlu, davalı alacaklı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, borcun hiç doğmadığını iddia ediyorsa ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Ancak davacı borçlu hukuki ilişkiyi ve borcu kabul etmekle beraber başka bir sebepten ötürü geçersiz olduğunu veya borcun sona erdiğini iddia ediyorsa ispat yükü davacı borçlu üzerindedir....