Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi tespit talebi yönünden yapılan değerlendirmeye gelince, yukarıda açıklandığı üzere, davacının sözleşmeyi T4 Ltd. Şti. ile imzalamasına rağmen, menfi tespit talebine konu ettiği senetlerin lehtarının, sözleşmenin tarafı olmayan Ege Otelcilik Ltd. Şti. olduğu ve bu senetler ile, davacıyla, T4 Ltd. Şti. arasında imzalanan sözleşme arasında yazılı bir bağlantı bulunmadığı anlaşılmakla, menfi tespit talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir. Sözleşmenin feshi talebi yönünden yapılan değerlendirmeye gelince, Yargıtay'ın yerleşik uygulaması gereğince, davacı henüz tatil hakkını kullanmadığından yani henüz davacıya hizmet verilmeye başlamadığından sözleşme askıdadır ve davacının sözleşmeden cayma hakkı mevcuttur. Ayrıca taraflar arasında resmi şekilde yapılması gereken Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi, adi yazılı şekilde yapıldığından geçersizdir. Açıklanan bu nedenlerle, T4 Kaplıca Ticaret Ltd....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; 132 ada 2 parsel sayılı dava konusu taşınmazın güncel tapu kaydına göre tamamının Mahmut Akyüz adına kayıtlı olduğu, taşınmazın ilk tesis kadastrosunun 1950'li yıllarda yapılarak 12/12/1954 yılında Muş Merkez Pertak Köyaltı Mevkii 218 parsel olarak Mehmet Akyüz adına tespit gördüğü, 2014 yılında yapılan yenileme kadastrosu ile taşınmazın, 132 ada 2 parsel numarasını aldığı, davacının dayandığı harici satış sözleşmesinin tarihinin 1983 olduğu, tapulamanın daha önce yapıldığı dikkate alındığında, tapulu taşınmazın satışının resmi şekilde yapılması gerektiği, harici satışın geçersiz olduğu, davalıların davayı inkar ettiği, harici sözleşmede alıcı olarak gözüken Selahattin Durbak'ın dosyadaki veraset ilamına göre davacı dışında 16 mirasçısı daha olduğu ancak davacının taşınmazın tamamının adına tescilini istediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

harici satış sözleşmesi ile sattığını, ancak davalının aracın resmi satış işlemini talebe rağmen gerçekleştirmediğini belirterek sözleşme gereği 7.500.000.000 TL'nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davada zamanaşımının gerçekleştiğini, satış sözleşmesinin 2918 Sayılı Yasa hükümlerine uygun yapılmadığı için geçersiz olduğunu, davacının geçersiz sözleşmeye dayanarak tazminat talep etmeyeceğini, savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşmenin geçersiz olduğu geçersiz sözleşmelerde herkes karşı taraftan veridğini isteyebileceği, sözleşme gereği verilen teminat senedinin tahsili talep edilemiyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir....

    TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2020 NUMARASI : 2018/981 E - 2020/138 K DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Menfi Tespit KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, T6 18.10.2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalayarak Kentplus Kadıköy Projesi İstanbul ili, Kadıköy ilçesinde kain ve tapunun 283 pafta, 3068 ada, 27 parselinde kayıtlı C Blok , 6....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 31.12.2010 No : 16/239 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 23.10.2007 tarihli harici taşınmaz satım sözleşmesi gereğince 80.000 TL bedel karşılığında taşınmazın satışının kararlaştırıldığını ancak taşınmazın hisseli olduğundan resmi satışının yapılamadığını, bunun üzerine taraflar arasında 30.10.2007 tarihli sözleşmenin düzenlediğini, anılan sözleşme uyarınca diğer hissenin müvekkili tarafından dava yoluyla satın alındıktan sonra taşınmazın tapuda davalıya devredilmesine karar verildiğini, ayrıca kapora olarak müvekkiline 30.10.2007 tarihinde 5.000 TL ve 09.11.2007 tarihinde bakiye 15.000 TL olmak üzere toplam 20.000 TL ödendiğini, izale-i şüyu satış...

      Tapu devri yapılmadığı için harici nitelikli sözleşme henüz resmi nitelik kazanmamıştır. Dava tarihi itibariyle davalı şekle aykırı bir sözleşmeden doğan edimini tümüyle yerine getirdiğini ispatlayamamıştır. Bu nedenle taraflar arasındaki harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin hukuken geçerli olduğundan söz edilemez.Yüksek Yargıtay emsal içtihatlarında da istikrarlı olarak vurgulandığı üzere geçersiz niteyikteki harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi taraflar için resmi nitelikte kanuna uygun yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerde olduğu gibi aynı nitelikte hak ve borç doğurmayacağından,harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinde taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler. Bu nedenle harici gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart hükmünün ifasını yasal olarak davacının talep etme hakkı bulunmadığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....

      Dava eşin rızası alınmaması nedeniyle kambiyo senedine aval veren eşin yaptığı işlemin geçersizliği nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. Menfi tespit davası senette sıfatı bulunan tüm kişilere karşı açılacağı gibi takip alacaklısıyla cirantalar arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından sadece bir kısmına yönelik de açılabilir. Bu durumda mahkemece davacının dayandığı hukuki sebep yönünden deliller toplanarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        talep ettiğini, yine taşınmazın harici satım sözleşmesi ile satın alındığı Aydın 1....

        Davalı vekili, taraflar arasındaki araç satış sözleşmesinin alıcı-davacının araç bedelini ödeyememesi nedeniyle iptal edildiğini, ancak müvekkilince davacıya borç para verildiğinden takibe konu senedin iptal edilmediğini, haciz tutanaklarından anlaşılacağı üzere davacının borcu kabul edip ödeme taahhüdünde bulunduğunu belirterek davanın reddi ile % 40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, oto satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu, davalı aracın mülkiyetini davacıya devretmediği halde oto satış sözleşmesinin eki olan senedi haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine konu yaptığı gerekçeleri ile davanın kabulüne, icra takibine konu ....750.00 TL. bedelli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

          Davacının harici satış nedeniyle davalılara harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerekir. Hal böyle olunca; satış sözleşmesinde yer alan bedelin, uyarlama ve denkleştirici adalet kuralları ile 10.07.1940 tarihli ve 1939/2 C, 1940/77 ve 07.06.1939 tarihli, 1936/31 Esas, 1939/47 Karar sayılı YİBK kararlarının kapsamları ve TEFE-TÜFE endeksleri, altın-döviz kurlarındaki artışlar, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gözetilerek dava tarihine kadar ulaştığı değerin saptanması ve bu miktarın hüküm altına alınması gerekirken, taşınmazın dava tarihindeki değerinin de hesaplamaya dahil edilmesi ve bu şekilde bulunan değerin ikiye bölünmesi suretiyle, Dairenin az yukarıda açıklanan hesaplama ilkelerine aykırı şekilde tespit edilen miktarın hüküm altına alınması doğru olmamıştır....

            UYAP Entegrasyonu