Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ : 31/10/2023 KARAR TARİHİ : 01/11/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİHİ : 02/11/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ...'ın .... esas sayılı dosyasında davacı şirkete karşı 13.09.2023 tarihinde .... Sayılı ilamına dayanarak icra takibi başlatıldığını, takibin haksız, kötü niyetli ve hukuka aykırı olduğunu bu nedenlerle davacının borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafa dava dilekçesi tebliğe çıkartılmamıştır. Dava, ilama dayalı başlatılan takibe dayanak mahkeme kararına konu hukuki ilişki nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ve takibin iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili dilekçesinde, .... sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucu ilamın .......

    A.Ş. ile aralarında imzalamış oldukları harici satış sözleşmeleri ile Konya İli Meram İlçesi Kozağaç Mevkii 27108 ada 1 parselde yapılması planlanan ve Kozağaç Gedavet Konutları projesinde gösterilen taşınmazlardan gerek tapuda resmi satış suretiyle gerekse harici satış sözleşmesi ile toplam 15 adet daireyi bedellerini nakit ödeyerek satın aldığını, harici satış sözleşmesiyle..... apt. ..... 16 nolu,.....Y blok 16 nolu, ..., ... nolu, ....nolu taşınmazları aldığını, resmi satış suretiyle aldığı evlerin tapu kayıtlarının da ekte sunulduğunu, davalılardan...... İnşaat San. ve Tic. A.Ş.'nin de edimini yerine getirmesinin dava tarihi itibariyle imkânsız hale geldiğini, davalı şirket ile diğer davalı ... arasında yapılan Kat Karşılığı İnşaat Yapım İşi sözleşmesinin davalılardan Meram Belediye'si tarafından fesih edildiğini ve davalılardan...... İnşaat San. ve Tic....

      Derdestlik itirazına konu...1.Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2006/473 Esas sayılı taraflar arasındaki kambiyo senedine dayalı icra takibinden kaynaklanan menfi tespit davası niteliğindedir. Eldeki dava ise; harici satışa dayalı tapu kaydının iptali ve tescil, olmadığı takdirde satış bedelinin iadesi isteğine ilişkindir. Derdestlik itirazı ancak dava konusu, tarafları ve hukuki nedenlerinin ayın olduğu davalarda ileri sürülebilir. Aksi takdirde derdestlik ilk itirazı dinlenemez. Somut olayda; her ne kadar davalı vekili 1086 sayılı HUMK.nun 187 maddesi (6100 sayılı HMK.nun 114.m.) uyarınca süresi içerisinde derdestlik iddiasını ilk itiraz olarak ileri sürmüş ise de her iki dosyada davanın tarafları aynı ise de konusu ve dava sebepleri farklıdır. Bu bakımdan derdestlik savunmasının dinlenme imkânı ve kabiliyeti bulunmamaktadır....

        Dolayısı ile görülmekte olan menfi tespit davasının 6.950,00 TL tutarlı kısmı yönünden kısmen kabulüne fazlaya dair kısım yönünden ise reddine karar vermek gerekmiştir....

        D.İş sayılı dosyası ile tespit yapıldığını ve davalının başka bir dağıtım şirketine ait tüplerin satışını yaptığının tespit edildiğini, bu durumun Tüplü Bayilik Sözleşmesinin 3.maddesine aykırılık teşkil ettiğini ve 21.maddesi gereğince müvekkiline sözleşmeyi derhal fesih hakkı verdiğini, müvekkili şirketin 11/01/2018 tarihinde sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini bildirdiğini, müvekkilinin kendisine ait tüplerin ve davalıya ödenmiş satış teşvik primlerinin iadesi ile davalının taahhüt ettiği LPG alımından eksik kalan LPG tonajı karşılığı borcunu talep ettiğini, davalının sözleşmenin haksız olarak feshine sebebiyet vermesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğramasına sebep olduğunu, davalının 25.000,00-USD cezai şart bedelini ödeyeceğini sözleşme ile kabul ettiğini, davalının teşvik primine ilişkin müvekkiline borcunun bulunduğunu iddia ve beyan ederek şimdilik toplam 114.500,00....

          Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir....

            Davacı vekili müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan 11.11.2009 tarihli kredili satış sözleşmesi uyarınca davalı lehine 5 adet araç üzerinde menkul rehni tesis edildiğini, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucunda araçların satıldığını, satışı yapan icra müdürlüğünce davalıya fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazla ödemenin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece rehinli araçların satışından sonra öncelikle rehinli alacaklıya pay ayrıldığı, rehinli alacaklının alacağından fazla olan bedelin diğer alacaklılara ödeneceği davacının menfi tespit ve istirdat davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Rehinli malın satışından sonra satış bedelinin paylaştırılması İİK 151.maddesi uyarınca yapılır. Satış tutarının alacaklıların alacağını karşılamaması halinde sıra cetveli düzenlenerek paylaştırma yapılır....

              Tüketici Mahkemesi'nin 2015/1541 Esas 2017/826 Karar sayılı kararıyla hüküm altına alınan tutarın 74.070,00- TL olduğu, davacının talep edebileceği alacak tutarının 56.179,06- TL olarak hesaplandığı, taraflar arasında yapılan harici satış sözleşmesinin geçersiz olması ve davalı tarafça da edimin yerine getirilmemesi üzerine davacının ödenen bedelin iadesini talep edileceği anlaşılmış olup, davanın kısmen kabulü ile; 56.179,06- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının kira alacağı talebi yönünden yapılan incelemede; davacı tarafından talep edilen kira alacağı sözleşmenin kanunun aradığı şartları taşıması ve teslim olgusunun gerçekleşmesi ile doğacağı, dolayısıyla taşınmaz satımını güçlendiren cezai şart da, satış sözleşmesinin tabi olduğu resmi şekilde yapılması gerektiği, somut olayda taraflar arasında yapılan satış sözleşmesinin resmi şekil şartına uygun olarak yapılmadığı, bunun...

              Davacı ise dava taleplerinde tescil taleplerinin olmadığını, bu nedenle mahkeme kararının taleple bağlılık ilkesine aykırılık teşkil ettiğini iddia etmiştir. 6502 sayılı Kanun'un 11.maddesi gereğince tüketicinin seçimlik haklarından biri de sözleşmeden dönerek aldığı malın teslimi ile ödediği bedelin iadesi talebine ilişkindir. Tüketicinin bedel iadesi talep ettiği durumda davacı, aldığı malın iadesini talep etmemiş olsa dahi malın iadesi bu seçimlik hakkın doğal sonucu olduğundan, mahkemece yapılacak yargılama sonunda kurulan hükümde taşınmaz nitelikteki malın eski malikine iadesine de karar verilmiştir....

              Davacı taraf, tapulu taşınmazı harici sözleşme ile satın aldığını ve satış parasını ödediğini iddia ettiğine; davalı taraf da satış sözleşmesinin varlığını inkar ederek aradaki sözleşmenin kira olduğunu savunduğuna göre öncelikle davacı tarafın satış sözleşmesinin varlığını ve ödeme iddiasını yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Dosya içeriğinden; davacı tarafın iddialarını yazılı delillerle kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davacı tarafın dava dilekçesinde "...ve sair deliller" demek suretiyle yemin deliline dayandığının kabulü ile davacı tarafa, davalıya yemin yöneltme hakkı olduğu hatırlatılarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu nedenle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu