Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; dava konusu icra takip dosyasında takip dayanağı bonoların harici araç satışı sebebiyle verilmiş olduğunun yanlar arasında çekişmesiz olduğu, 2918 sayılı Kanunun 20/b maddesine göre resmi şekilde yapılmayan araç satış sözleşmeleri sonuç doğurmayacağından, tarafların harici sözleşmeyle aldıklarını karşılıklı olarak geri vermek yükümü altına girdiklerini, harici satış konusu olan aracın satıcı davalının dava dışı üçüncü kişilere olan borcu nedeniyle haczedildiği ve araç davacı alıcılarda bulunmadığından davacıların iade borçlarının kalmadığı, ancak satıcı davalının araç satışı nedeniyle elinde tuttuğu bonoları geri vermekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ... İcra Müdürlüğü'nün 2013/533 sayılı dosyasında takibe konulan bonolar sebebiyle davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Dosya içeriği itibariyle; Davacı ile davalı ... arasında araç satışına ilişkin herhangi sözleşme bulunmamaktadır.Davacı ile davalı ... arasında harici satış sözleşmesi yapılmış olup,sözleşmede davalı ...’ın davalı ...’in vekili olarak hareket ettiğine dair bir açıklama da mevcut değildir.Buna rağmen davalı ...’in,davacı ile davalı ... arasındaki araç satışından sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı ... yararına BOZULMASINA,,peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 30.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı ,25.4.2004 tarihli harici sözleşme ile davalıdan araç satın alarak bedelini ödediğini ,aracın devir işlemleri sırasında araç üzerinde haciz olduğunu öğrendiğini, araç üzerinde satış tarihinden önceki her türlü borçların satıcı davalıya ait olacağının sözleşme ile kararlaştırıldığı halde davalının edimini yerine getirmediğini,ileri sürerek satış bedeli olarak davalıya ödediği 5450 YTL nin faizi ile tahsilini istemiştir. Davalı ,yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece ,Davanın kabulüne,5450 YTL nin dava tarihinden faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasında 25.4.2005 tarihli sözleşme ile harici satıma konu edilen aracın trafikte dava dışı ....adına tescilli olduğu hususu uyuşmazlık konusu değildir. Satış sözleşmesi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 20/d madde ve fıkrası gereğince resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir....
Ne var ki, davalı(alacaklı) senedin trafiğe tescilli aracın harici satışı nedeniyle kendisine verildiğini ikrar etmiştir. Trafiğe tescilli araçların satışı 2918 sayılı yasanın 20/d maddesi gereğince resmi şekrilde yapılması zorunludur. Bu şekil şartı ispat koşulu olmayıp, geçerli koşulu olduğundan mahkemece resen gözetilmelidir. Şekil şartına uyulmadan yapılan sözleşme taraflar leh ve aleyhine sonuç doğurmaz. Taraflar ancak verdiklerinin iadesini isteyebilir. Bu bağlamda harici araç satış bedeli için verildiği davalı tarafça ikrar edilen bu senede dayalı olarak davalı talepte bulunamaz. O halde, dairemizin bozma kararının 2.sayfasındaki 22.satırında yer alan “...davalı söz konusu aracı harici (geçersiz) satışla davacıya devrettiğini, senetleri bunun yorsa bu iddiasını tanıkla değil, yazılı belge ile kanıtlamak zorundadır. Davalı iddiasını kanıtlayacak geçerli bir delil ibraz edememiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, davalıdan harici sözleşme ile trafikte başkası adına kayıtlı aracı satın aldığı ve bedeli olan 5.150,00 TL’yi de davalıya ödediği ve yine harici sözleşme ile aracı 3. cü kişiye sattığı ve bedelini de tahsil edemediği halde, araç maliki tarafından davaya konu aracın 3. cü kişi elinden alınarak başkasına satıldığını, bu nedenle geçersiz sözleşme uyarınca ödediği miktarın akidi olan davalıdan faizi ile birlikte tahsilini istemiştir....
Davalı, takibe dayanak belgenin kendilerinin ibraz ettiği aynı tarihli harici sözleşmenin eki olup araç satımı kapsamında verildiğini, ibraz ettikleri harici sözleşmede davacının imzası olmasa da yazıların davacının eli ürünü olduğunu,resmi şekilde yapılmadığından 2009/8669-9682 sözleşmenin ve eki niteliğindeki takip konusu belgenin geçersiz olduğunu savunmuştur.Mahkemece davalının savunması doğrultusunda bir araştırma yapılmadan davanın reddine karar verilmiştir.İspat yükü davalıdadır.Davalı adi sözleşmeye dayanmıştır.Hal böyle olunca mahkemece, davalının dayandığı harici sözleşmedeki yazıların davacının eli ürünü olup olmadığının gerektiğinde uzman bilirkişiden rapor da alınmak suretiyle araştırılması,eli ürünü ise yazılı delil başlangıcı sayılıp taraf delilleri toplanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine...
KARAR Davacı, Renault marka aracını galerici olan davalıya harici satım sözleşmesi ile sattığını, yerine Mazda marka bir araç ve 2.500-TL’lik senet aldığını,senet borcu ödenmeyince Mazda marka aracı davalının galerisindeki başka bir araç ile takas ettiğini, davalı ile bu şekilde defalarca satış ve takas protokolleri düzenlediğini, bu sözleşmeler nedeniyle bazen davalıdan senet aldığını, bazende davalıya senet verdiğini, en son elinde bulunan araç üzerinde de banka rehni ve vergi borcu bulunduğunu, bu senetlerin bir kısmının davalı tarafından 3. kişilere ciro edildiğini ve hakkında icra takipleri başlatıldığını ileri sürerek, icra takipleri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, devam eden takiplerin iptaline ve fazla yapılan ödemelerin istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 09.04.2008 tarihli harici araç satış sözleşmesi imzalandığını, buna göre 1998 model ticari aracın müvekkiline satıldığını, müvekkilinin araç karşılığında dava konusu yapılan 3 adet senedi verdiğini, ancak vadesinde senetlerin müvekkilince ödenmemesi üzerine aracın davalıya iade edildiğini, buna rağmen davalı yanca 09.04.2008 tarihli senet dışındaki 30.06.2008 ve 30.07.2008 vadeli senetlerin icra takibine konulduğunu, dava konusu senetlerin aracın iadesi nedeni ile bedelsiz kaldığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline ve %40 oranından aşağı olmamak kaydıyla inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı cevap dilekçesinde; araç alımından davacının caydığını beyanla sözleşmeden cayan davacının harici satım sözleşmesinin 4. maddesi uyarınca kaparodan hiç bir hak talep edemeyeceğini, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; harici taşıt alım-satım sözleşmesi gereğince belirlenen ceza-i şartın geçerli olup olmadığına ilişkindir. Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesi uyarınca; trafikte tescilli araçların mülkiyetini nakledici nitelikte sözleşmelerin noterde yapılması zorunludur. Bu hükme aykırı olarak yapılan sözleşmeler hukuken geçersizdir. Geçersiz Sözleşme ile kararlaştırılan cezai şart da geçersizdir . Geçersiz sözleşmeler taraflara hak ve borç tahmil etmeyeceği için, taraflar ancak verdiklerini karşılıklı olarak haksız iktisap hükümleri uyarınca geri alabilirler....
Şti arasında .... plakalı ticari aracın satışına ilişkin 13.06.2008 tarihli harici satış sözleşmesi akdedildiğini, dava konusu araç üzerinde davalı bankanın rehin kaydının bulunduğunu, davalı bankanın araç üzerindeki rehnini kaldırması karşılığında satım bedelinin 37.780 TL'sinin davalı bankaya yatırıldığını, ancak davalı bankaca rehnin kaldırılmadığını, aracın yasal devrinin yapılamadığını ileri sürerek 37.780,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren reeskont avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....