Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, davalının kendisi hakkında savcılığa zimmet suçunu işlediğinden bahisle şikayette bulunduğunu, hakkında şikayet nedeniyle yapılan soruşturma sonunda kamu davası açıldığını ancak yapılan yargılama sonucunda beraatine karar verildiğini, bu olaylar nedeniyle manevi olarak zarar gördüğünü belirterek haksız şikayet nedeniyle manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir....

    Mahkemece yukarıda açıklanan kanuni düzenleme gözetilmeksizin davacının manevi tazminat isteminin her iki talep nedeniyle kısmen kabulüne karar verilmiştir. Şu durumda; mahkemece, dava dilekçesinde manevi tazminatın her iki eylem nedeniyle ayrı ayrı talep edildiği halde, her bir eylem için ne kadar talepte bulunulduğu belli olmadığından öncelikle davacının manevi tazminat isteminin ne kadarını aldatılma nedeniyle, ne kadarını haksız şikayet nedeniyle talep ettiği hususu açıklattırılarak mevcut deliller de değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken eksik tahkikata dayalı hüküm kurulması doğru değildir. Kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/02/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. 3-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; a-)Davacı, davalı şirketin haksız şikayeti sonucunda hakkında ceza davası açıldığını, psikolojisinin bozulduğunu, hastaneye gidiş gelişlerinden dolayı çalıştığı iş yerinden aldığı izin ve vizite nedeniyle prim verilmediği ve alınan muayene katkı payları nedeniyle maddi zarara uğradığını, ayrıca eşinin üzüntüsünden bebeğini düşürdüğünü, bu olay nedeniyle de maddi harcamalar yaptığını belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Her ne kadar mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiş ise de, davacının kendisi için ve eşinin bebeğini düşürmüş olması nedeniyle eşi için yapmış olduğu harcama ve diğer maddi zarar kalemlerinin davaya konu şikayet sonucunda açılan ceza davası nedeniyle meydana geldiği hususu ispatlanamamıştır. İspatlanamayan maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü yerinde olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....

        Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 22/08/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/04/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayet nedeniyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalının kendisi hakkında yapmış olduğu şikayet sebebiyle görevi kötüye kullanma ve hakaret suçundan .... Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığını, yapılan yargılama sonucunda beraat ettiğini, şikayetin haksız olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

          Somut olayda, davacı taraf dava dilekçesinde sadece haksız şikayet nedeniyle uğramış olduğu manevi zararı değil aynı zamanda davalının gıyabında onur ve kişiliğini zedeleyici söylemlerde bulunduğundan bahisle manevi tazminat talep etmiş olup ilk derece mahkemesince sadece haksız şikayete ilişkin değerlendirme yapıldığı, gıyabında onur ve kişiliğini zedeleyici söylemlerde bulunup bulunmadığına ilişkin değerlendirme yapılmadığı, ayrıca dava dilekçesinde 5.000TL manevi tazminat talep edilmiş olup haksız şikayet nedeniyle ne kadar, gıyabında yapılan söylemler nedeniyle ne kadar manevi tazminat talep ettiği açıklattırılmadan karar verildiği anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 31. maddesinin başlığı "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" olup, madde metninde, "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." hükmü düzenlenmiştir...

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, açılan davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabul kısmen reddi ile; 6.500,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 05/03/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, açılan davanın maddi tazminat talebi yönünden reddine karar verilmiştir. İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı; manevi tazminat miktarının düşük olduğu, maddi tazminat yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek istinaf edilmiştir....

          nun müvekkilleri diğer davalılar adına kendilerini haksız ve yersiz olarak şikayet ettiklerini, manevi yönden de zarar gördüklerini ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere 1000 Tl maddi tazminat ile her bir davacı için 15.000 TL olmak üzere toplam 30.000 TL manevi tazminatın tahsilini istemişler, akabinde maddi tazminatın avukatlık ücretinden kaynaklandığını belirterek taleplerini 9.418.76 TL maddi tazminat olarak ıslah etmişlerdir. Davalılar, davacıların haklı olarak azledildiğini, manevi tazminat koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davacıların talep edebilecekleri vekalet ücretinden aldıklarının mahsubu sonucu kalan 4.297.92 TL maddi tazminatın davalılar... ve...'...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Asıl davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 17/02/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat, karşı davada davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 05/03/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davada davalılardan ... aleyhine açılan davanın reddine, davalılardan ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 14/05/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

              Merkez Şubesi aleyhine 02/09/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 10/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin hırsızlıkla suçlanması nedeniyle gözaltına alındığını, bir gün nezarethanede kaldığını, hakkında dava açıldığını, sonuçta beraat ettiğini ve manevi olarak zarar gördüğünü belirterek manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur....

                Davacı, avukat olarak takip başlattığı ve davalının borçlu olduğu icra takip dosyasından itiraz dilekçesini alıp yok ettiği iddiasıyla davalının haksız şikayeti sonucunda hakkında açılan ceza davasından beraat ettiğini, yine baro tarafından da yapılan soruşturma sonucunda disiplin cezası verilmediğini belirterek bu haksız şikayet ve hakaret nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının delil olmadan davacıyı şikayet etmesinin anayasal şikayet hakkı kapsamını aştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır....

                  UYAP Entegrasyonu