Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi ve kal, birleştirilen davada temliken tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 08.07.2020 gün ve 2016/16153 Esas, 2020/4521 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde bir kısım davalılar-birleştirilen davada davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava elatmanın önlenmesi ve kal; birleştirilen dava taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteğine ilişkindir. Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin 396 ada 36 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, 396 ada 27 parsel sayılı taşınmazın maliki olan davalı ...'...

    Somut uyuşmazlıkta; davacı 1582 sayılı parsel malikleri, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayanarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Birleştirilen dosyada davacı 1835 sayılı parsel maliki, aynı iddialarla tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Mahkemece, asıl dava kabul edilmiş, bilirkişilerin 26.06.2009 tarihli krokisinde 1835 parsel sayılı taşınmazda (A), (B) ve (C) harfleriyle gösterilen bölümlerine isabet eden 649.13 m2 kısmın tapu kaydının iptali ile bu kısımların 1582 parsel sayılı taşınmaza ilave edilmek suretiyle asıl davacılar adına tesciline, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir....

      Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. İyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan taşkın inşaat sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir.İyiniyet koşulunun gerçekleşmediği durumlarda diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılmasına gerek bulunmamaktadır....

      Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....

        Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir. Eldeki davada davalı karşı davacı da temliken tescil isteğinde bulunmuştur. TMK’nın 725. maddesine dayanılarak tescil talebinde bulunulabilmesi bazı şartların gerçekleşmesine bağlıdır; a) Birinci şart, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. TMK’nın 725. maddesi hükmünden açıkça anlaşılacağı üzere, taşkın yapının bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, taşkın inşaatı yapan kimsenin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da taşkın inşaat yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder....

        mahkemece re'sen araştırılması gerektiğini, merdivenin yapıdan ayrılmasının mümkün olduğunu, davacının iyi niyetli olduğunun kabul edilemeyeceğini, zamanaşımı ve görev ve husumet itirazları dikkate alınarak davanın usulden reddine, esasa yönünden ise haksız ve dayanaksız davanın esastan reddine, taşkın yapının yıkılarak oluşan ecrimisilin tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....

        Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, Bilindiği ve gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine asıl davada 03.10.2007 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil olmazsa irtifak hakkı kurulması, birleştirilen davada 26.01.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilendavanın reddine dair verilen 19.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve birleştirilen davada davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir. Davacı, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın davalı parseline taşan kısmı ile ilgili olarak temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde taşkın kısma yönelik olarak irtifak hakkı tesis edilmesini talep etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25/09/2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24/10/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Asıl dava temliken tescil, karşı dava elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir....

              KARAR Dava, elatmanın önlenmesi ve kal; savunma yoluyla da TMK’nın 725. maddesine dayanan taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil, istemlerine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 2220 parsel sayılı taşınmazına, komşu 2219 parsel sayılı taşınmazın maliki ve kullanıcısı olan davalıların, tuğla ve taş duvarla çeşitli ebatlarda kömürlük ve depo şeklinde binalar yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek davalıların taşınmaza elatmalarının önlenmesine ve tecavüzlü yapıların yıkımına karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, ... ve Mevlüt Uzun yönünden malik olmamaları nedeniyle davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, komşu taşınmazın ve üzerindeki her türlü yapı ve müştemilatın davalı ...’a ait olduğunu, davalı ...'...

                UYAP Entegrasyonu