Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; arsa vasıflı davaya konu 879 ada 40 nolu parselin davacı adına, kat mülkiyeti kurulu komşu 34 nolu parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümlerin ise davalı ve birleşen davanın davalıları adına kayıtlı olduğu, mahallinde yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişilerin; her iki taşınmaz üzerindeki yapıların bitişik nizam olduğunu, taşkın kısmın yıkımı halinde davacıların binasının taşıyıcı sisteminin zarar göreceğini bildirdikleri anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki; haksız inşaattan (TMK 724) kaynaklanan temliken tescil isteklerinin müstakil davaya konu olacağı sabit iken taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteklerinin (TMK 725) savunma yoluyla da ileri sürülebileceği gerek yargısal, uygulamada gerekse öğretide benimsenen kuraldır. Öte yandan bilindiği üzere; taşkın yapılarda, sosyal ve ekonomik bir değeri yok etmemek ve yapının bütünlüğünü korumak amacıyla yasa koyucu 4721 s....
Belediye Başkanlığı tarafından 10/07/1987 tarihli inşaat istikamet rölevesine göre yapı ruhsatı verildiği ve buna göre 6907 parsele taşkınlığının olmadığının belirtildiği, bu nedenlerle bina sahibinin iyi niyetli olduğunun anlaşıldığı, bina sahiplerinin iyi niyetli olmaları nedeni ile bina bedelinin davacı tarafından yatırılması gerektiği ancak davacı vekilinin 25/11/2015 tarihli celsede bedeli yatırmayacaklarını bildirdiğinden açılan davanın reddine dair karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, taşkın yapı nedeniyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir....
nedeniyle davacının kendi taşınmazına yapabileceği binalar son derece olumsuz etkileneceğini, ayrıca taşkın yapı yapan davalının iyi niyetli olduğundan söz etmenin mümkün olmadığını, davalının bu haksız fiilleri nedeniyle davacıya ait taşınmazın değer kaybına uğraması, davacının kendi taşınmazlarına bina yapmak istemesi halinde inşaat alanı kaybına uğrayacağı ve ileride bu taşınmazların imar planlı bölge haline gelmesi durumunda davacının zararının ciddi oranda artacağını, hukuka aykırı yapılan binanın birçok hususla komşuluk hukukuna aykırılıklar teşkil ettiğini, davacının kendi taşınmazlarına bina yapması halinde bu aykırılıkların daha da çekilmez hale geleceğini belirterek, hukuka aykırı olarak inşa edilmiş olan ve davacıya ait taşınmazlara müdahale teşkil eden davalının müdahalesinin önlenmesine, bu doğrultuda müdahale teşkil eden kısımların yıkılmasına, pencerelerin kapatılmasına ve bu zamana kadarki işgalle ve devam edecek işgalle ilgili müvekkil lehine ecri misil tazminatı verilmesine...
Bu nedenle dosyada keşfe katılan fen bilirkişi ... tarafından tanzim edilen gerek 24.03.2015 havale tarihli asıl fen raporunda ve eki olan krokide ve gerekse 14.05.2015 tarihli ek fen raporunda ve eki olan krokide açıklanmış olan ve krokilerde 69 ada 60 numaralı parsel üzerinde (A) harfi ile ve yeşil boyalı olarak gösterilen 5,28 m2’lik taşkın bina kısmının kal’ine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde bu kısım yönünden kal talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuş, bozma ilamına karşı davalı ... vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda ( olumsuz zarar ) ecrimisilin kapsamını belirler . Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
dayanmadığı, hal böyle iken davalıların haksız şagil olduğu, davacı müvekkilleri, bu güne kadar davalıların haksız tutumu nedeniyle anılan taşınmazın semerelerinden yararlanamamış, bu güne değin kendilerine kullanım nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu nedenle ecrimisil istemli işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğu, izah edilen nedenlerle ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; İstanbul İli Adalar İlçesi Büyükada Maden Mah. 224 Ada 1 Nolu Parsel'de bulunan taşınmazın, haksız işgal edilen kısmına ilişkin 27.05.2016- 31.12.2016 dönemi için 2.000,00....
hal böyle iken davalıların haksız şagil olduğu, davacı müvekkilleri, bu güne kadar davalıların haksız tutumu nedeniyle anılan taşınmazın semerelerinden yararlanamamış, bu güne değin kendilerine kullanım nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu nedenle ecrimisil istemli işbu davanın açılması zorunluluğu doğduğu, izah edilen nedenlerle ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; İstanbul İli Adalar İlçesi Büyükada Maden Mah. 224 Ada 1 Nolu Parsel'de bulunan taşınmazın, haksız işgal edilen kısmına ilişkin 27.05.2016- 31.12.2016 dönemi için 2.000,00....
Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar TMK’nın 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....
Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.09.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali, tescil ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul ve kısmen reddine dair verilen 30.03.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı temliken tescil, 2. kademedeki istek ise, tazminat taleplerine ilişkindir. Mahkemece davacının tescil davası kabul edilmiş, hükmü davacı ve davalı temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 683. maddesi hükmünce bir şeye malik olan kimse o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir....