Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin oğlu ... tarafından davacıya beş yıllığına kiralandığını, sonra bu kulübenin yerine büfe yapıldığını, büfenin iş yapması üzerine "ileride herhangi bir şekilde tapusunu veririz" denilmesi nedeniyle davacının bu yerde alt katı lokanta üst katı mesken olan iki katlı betonarme bir bina yapıldığını, inşaatın yapımı ve kullanımı süresince davalı ve diğer paydaşların bir itirazı olmadığını, binanın sürekli ve kalıcı biçimde yapıldığını, davacının iyiniyetli olduğunu, yapı değerinin arsa değerinden fazla olduğu gibi yıkımın aşırı zarara yol açacağını belirterek, uygun bir bedel karşılığında taşınmazın yeterli bir kısmının veya davalıya ait 4572 metrekarenin tamamının tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, dava konusu taşınmazda başka maliklerin de bulunduğunu, husumetin eksik yöneltildiğini, sözkonusu büfenin 1983 yılında ...ve ... tarafından yapılıp ... tarafından işletildiğini, davacının kira borcunu ödemediği gibi ... ve diğer maliklere...

    Mahkemece, dava konusu taşkın yapı, TMK. m. 725 gereğince değerlendirilmek yerine haksız ve hukuka aykırı şekilde MK. m. 724 dikkate alınarak, sadece ve sadece, yapının değerinin arazinin değerinden fazla olması kriteri aranmış ve böyle olmadığı gerekçe gösterilerek davacının davasının kabulüne ve açmış olduğumuz karşı davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen karar çok açık bir şekilde dava konusu ile uyumsuzluk taşımakta ve haksız ve hukuka aykırı sonuç doğurmaktadır. Dava konusu talepler MK m. 724 ile uyuşmamakla, bu yönde verilen kararı kabul etmemekte ve tüm itirazları aynı zamanda bu madde yönünden de ileri sürmekteyiz....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2022 NUMARASI : 2010/290 ESAS, 2022/12 KARAR DAVA KONUSU : 1-Asıl ve Birleşen (2011/103) dava; Elatmanın Önlenmesi, Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : KARAR YAZIM TARİHİ : 10/04/2023 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, asıl ve birleşen (2011/103 Es.) dosya davacıları - birleşen dosya (2013/540 Es.) davalıları vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

    (Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise taşkın inşaat yapanın, taşınmaz malikine bu bedeli ödemesidir. d)Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, mahkemece iptal ve tescile karar verilebilmesi için taşkın yapının zeminindeki arazi parçasının ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Arsasına taşılan ve bu nedenle taşkın yapıdan zarar gören komşu, zamanında ve geçerli olarak itiraz etmişse, artık “iyi niyet” ve “halin icabı” koşullarının bulunup bulunmadığının araştırılmasına gerek yoktur. Bu durumda, taşkın yapı sahibi TMK'nun 725/2. maddesindeki talep hakkından yani temliken tescil talebinden (tapu iptal ve tescil) yoksundur. Bu halde arsasına taşılan komşu, taşkın yapının kaldırılmasını her zaman sağlayabilir. Ancak itirazın yapılmaması, taşkın yapıya rıza göstermek anlamına gelmez. Nitekim susma bir hukuki işlem de değildir. Sınır taşkınlığının bilinmemesi nedeniyle itirazda bulunmamak, hiçbir zaman komşu arsa sahibi aleyhine sonuç doğurmaz....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava el atmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleşen dava ise TMK'nun 725. maddesine dayalı taşkın yapı nedeniyle temliken tescil istemine ilişkindir. Asıl davada davacı vekili; Müvekkilinin tapuda kayden maliki olduğu Burdur İli Çavdır İlçesi Söğüt Köyü Arıkkenarı Mevkii 4399 parsel sayılı taşınmaza davalıların el atmalarının önlenmesine ve davalıların taşınmazdan tahliyesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydı ile ve ileride tespit edilen miktara artırmak üzere şimdilik 1.000,00.-TL haksız işgal tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

    Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1- 120- 96 sayılı kararı). 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yöndeki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtilmelidir ki ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve 6100 s....

    Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.05.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve yerin kendisine teslimini ve birleşen davada tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi davasının reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen 09.06.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı/birleşen davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istemlerine ilişkindir. Birleşen davada davalı ve davacı, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayanarak tapu iptali tescil isteminde bulunmuştur. Mahkemece, asıl dava reddedilmiş, birleşen dava kabul edilmiştir. Hükmü, davacı ve birleşen davanın davalısı temyiz etmiştir. Asıl davanın dayanağı, Türk Medeni Kanununun 683.maddesidir....

        Hükmü, davacı-karşı davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Öğretide ve yargısal uygulamalarda ifade edildiği gibi ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....

          UYAP Entegrasyonu