Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde, temliken tescil talep edilen 21,25 m2'lik tecavüzlü alanın Mahkemesi'nin 1989/339 Esas, 1998/409 sayılı Kararı ile kal'ine karar verildiğini, kararın 10.02.2000 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşmiş mahkeme kararı ile kal kararı verildikten sonra aynı yere ilişkin tapu iptali ve tescil davasının açılamayacağı, kesin hüküm nedeniyle davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. Mahkemece ilk olarak, kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz talebi üzerine Dairemizin, 28.03.2011 tarih,2011/2362-3897 E.K. sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı ... vekili tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 28.09.2012 gününde verilen dilekçe ile el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil, davalı-karşı davacı ... tarafından, davacı-karşı davalı ... aleyhine 11.02.2014 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne dair verilen 15.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava mülkiyet hakkında dayalı elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteğine, birleştirilen dava Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle kayden davacıya ait taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın bina yaparak ve ağaç dikerek elattığı saptandığına, öte yandan; TMK'nun 725. maddesinde düzenlenen taşkın inşaat halinde savunma yolu ile temliken tescil istenebilirse de; TMK'nun 724. maddesinde düzenlenen haksız inşaatın bulunması durumunda ancak müstakil bir dava yolu ile istekte bulunabileceği, eldeki dosyada ve bu şekilde açılmış bir karşı dava da bulunmadığından, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 29.12.2012 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 990.00....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM VE ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 2677 ada 18 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının taşkın yapılanmak ve bahçe olarak kullanmak suretiyle arsasını işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının tecavüzünün bulunduğu, binanın imar uygulamasından önce yapıldığı, binanın yıkımına karar verilebilmesi için binanın bedelinin ödenmesi gerektiği, verilen kesin süre içerisinde bina değerinin yatırılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'nın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan hak sahibinin, hak sahibi olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....
Somut olayda; davacı, 115 parsel sayılı taşınmazında davalıların murisi ile yapılan taksime uygun olarak bina yaptığını ancak davalılara ait 114 parsel sayılı taşınmaza 542 m2'lik elatmasının bulunduğu iddiasıyla aleyhine elatmanın önlenmesi davası açıldığını, kendisinin gerekli özeni gösterdiğini ve iyiniyetli olduğunu ileri sürerek temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde irtifak hakkı tesis edilmesini istemiştir. Davacının, davalının taşınmazına 54 m2'lik taşkın inşaat yaptığı konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez. Davacı binasını inşaa ederken davalıların murisince yapılan ölçüm ve taksim doğrultusunda binayı yaptığını iddia etmekte ise de davacının taşkın inşaatı yaparken gerekli özeni gösterdiği ve bu doğrultuda iyiniyetli olduğu kanıtlanamamıştır....
Somut olayda; davacı, 115 parsel sayılı taşınmazında davalıların murisi ile yapılan taksime uygun olarak bina yaptığını ancak davalılara ait 114 parsel sayılı taşınmaza 542 m2'lik elatmasının bulunduğu iddiasıyla aleyhine elatmanın önlenmesi davası açıldığını, kendisinin gerekli özeni gösterdiğini ve iyiniyetli olduğunu ileri sürerek temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde irtifak hakkı tesis edilmesini istemiştir. Davacının, davalının taşınmazına 54 m2'lik taşkın inşaat yaptığı konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Çaplı taşınmazlara taşkın inşaat yapılması halinde kural olarak iyiniyet iddiası dinlenmez. Davacı binasını inşaa ederken davalıların murisince yapılan ölçüm ve taksim doğrultusunda binayı yaptığını iddia etmekte ise de davacının taşkın inşaatı yaparken gerekli özeni gösterdiği ve bu doğrultuda iyiniyetli olduğu kanıtlanamamıştır....
Yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nun 684/1 ve 718/2. maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nun 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş, bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bunun için, tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır. Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.06.2014 gününde verilen dilekçe ile taşkın yapı nedeniyle tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava TMK'nın 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir....
Kamu düzeni yönünden re'sen yapılan incelemede; Davacılar tarafından davalı aleyhine açılan terditli davada davacıların ilk talebi tapu tahsis belgesine dayalı şuyulandırma ve ifraz işlemleri nedeniyle yolsuz tescil sebebiyle tapu iptali ve tescil, ikincil talebi taşkın inşaat nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. HMK’nın 111. maddesi gereğince davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferilik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır....