Sayılı ilamında;fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımız saklı kalmak kaydı ile, davaya konu ipotek, davacının kefalet borçlarının da teminatını teşkil ettiğinden davacının Koden firmasına kefaletinden kaynaklanan borçları ile asalet borçları ödenmeden kaldırılmasının mümkün olmadığını , yukarıda arz ve izah edilen ve mahkemece resen araştırılacak hususlar birlikte değerlendirilerek; -hukuka ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararının onanmasına ve haksız ve hukuka aykırı istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda daha önce davacı tarafından temyize getirilmeyen ipoteğin fekki talebinin reddine dair mahkeme kararı kesinleşmekle aynı hususta yeniden değerlendirme yapılıp kabul kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 19.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İnşaat Ltd Şti.nin bankadan kredi kullandığını, davacının teminat olarak taşınmazı üzerinde banka lehine ipotek tesis ettiğini, söz konusu kredi borcunun ödenmediğini, bunun üzerine banka tarafından takip başlatıldığını, bankanın alacağının devam ettiği için ipoteğin fekkine karar verilmesinin mümkün olmadığını, haksız ve mesnetsiz olarak açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
Noterliği'nin ... yevmiye numaralı, 14.07.2020 tarihli ihtarnamesine cari hesap dökümününün ve faturaların eklenmediğini, henüz likit ve muaccel olmayan ve gönderilmeyen cari hesap ekstresinden dolayı ipoteğin paraya çevrilmesi işlemlerinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, bununla birlikte borç bulunması halinde kabul etmemekle beraber ihtarnamede belirtilen ipotek bedelini tüm hakları saklı tutarak ve ipoteği fekketme şartı ile ödemeye hazır bulunduklarını, ancak davalı tarafça gönderilmiş olan ihtarnamede hesap numarası veya IBAN bildirilmemiş olması nedeni ile bu ödemeyi yapamadıklarını, teminat ipoteklerinde borç miktarının sözleşme ile belirlenmesinin zorunlu kılındığını belirterek ipoteğin fekkini talep ve dava etmiştir. ISLAH: Davacı vekili 14.09.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava açıldıktan sonra müvekkili aleyhinde Bursa ... İcra Dairesi'nin ......
nin bankaya olan borçlarının 2015 yılında bittiğini, müvekkilinin müteaddit deftalarca ilgili banka şubesine ipoteğin fekki hususunda şifahen görüşmesine rağmen ipoteğin fek edilmediğini, bu süreçte eve ilişkin acil bir tasarrufu olmadığı için yazılı bir başvuruda bulunmadığını, 24/04/2017 tarihinde ilgili şubeye dilekçe ile başvurarak herhangi bir borç varsa bu rakamın tarafına bildirilmesi aksi takdirde ipoteğin fekki için talep bulunduğunu, ancak bugüne kadar banka şubesince herhangi bir cevap verilmediğini ve ipoteğin fek edilmediğini belirterek ...mesken üzerine konulan iptoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının bu dava ile lehine ipotek vermiş olduğu ... ....'nin müvekkili bankaya borcu bulunmaması sebebiyle adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep ettiğini, ancak davacının bu talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının asıl borçlu dava dışı ... ....'...
Belirtilmesi gereken bir konu ise, ipoteğin fekki için teminat yatırılmasının gerekip gerekmediğinin tespitinin yapılması, teminat yatırılıp yatırılmadığının sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesinin haksız olduğudur. Yerel Mahkeme, doğrudan ipoteğin fekkine karar verilemeyeceğine kanaat getirmiş olsa bile, en azından ipotek bedeline karşılık teminat depo edilip edilmeyeceğinin sorulması ve sonuca göre karar verilmesi gereklidir. Asıl sorun, ipoteğin Müvekkilin taşınmazı üzerinde olması ve bu sebeple, ortağı olmadığı veya herhangi bir bağı olmayan şirket sebebiyle taşınmazı satamıyor olmasıdır. Yerel Mahkeme kararında teminat veren acente ve yapılan acentecilik sözleşmesinin tarafı ... olmasına ve yeni ipoteğin bahsi geçen şirketçe verilecek olmasına rağmen pasif husumet nedeniyle reddine dair karar verilmesi kabul edilemez....
Oto San. ve Tic. Ltd. Şti'nin kredi borçlarının teminatını teşkil etmek üzere taşınmazını ipotek ettiğini, bu şirketin borcu kapandıktan sonra ipoteğin fekki için bankaya müracaat ettiğini, ancak davalı bankanın şirket ortaklarından ...'ın borcu olduğu gerekçesi ile ipoteğin fekkini yapmadığını, müvekkilinin ...’a ait 15.365,75 TL borcu "ipoteğin fekki için itirazı kayıt ile ödüyorum" şerhi ile ödediğini, ipoteğin teminat ipoteği olduğunu,ipoteğin fekki için itirazı kayıtla ...'ın borcunu ödeyen müvekkilinin ödediği 15.365,75TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili,müvekkili bankanın ikametgahının ... olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek yetkili ... Asliye Ticaret Mahkemesi'ne dosyanın gönderilmesini, müvekkili bankanın davacıya şirket ortaklarından...'...
Sunduğu temlik sözleşmesinde davacılar temlik eden olarak görülmekte ancak tek davacının imzası yer almaktadır, şirket adına atılmış bir kaşe ve imza olmadığı anlaşılmaktadır. ------ tarihli durulmada usulüne uygun temlik olmadığına temlik alan sıfatı verilip verilmeyeceği hususunda eksiği tamamlaması ve şirket iradesini yansıtması için süre verilmiştir. Mahkememizin ----tarihli duruşmasında; temlik aldığını ve asli müdahil olmak istediğini beyan eden -------müdahale için HMK 65. Maddesine ve usule uygun bir dilekçe sunmadığı ve mahkememizce belirtilen eksiği tamamlamadığı için ve davada asli müdahil mi, temlik alan olarak mı katılmak istediği de belirsiz olduğundan talebi reddedilmiştir. Fekki istenen ipoteğin dayanağı olan hisse devir sözleşmesinin ve cezai şartın geçerliliği, davalının kefaletinin tam ve eksiksiz kalkıp kalkmadığı, ipoteğin fekki şartlarının oluşup oluşmadığı yönünden ---------- dosyası bekletici mesele yapılmıştır....
BİLDİRİLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunu, arabulculuk başvurusu yapılmadan dava açıldığını, arabuluculuğa başvuru şartı yerine getirilmeksizin açılan iş bu davanın dava şartı yokluğu nedeni ile karar verilmesi gerektiğini, -poteğin fekki için de müşteri talebi olması gerektiğini, davacının ipoteğin fekki için davalı müvekkili bankaya başvurmaksızın davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığını, bankanın resen ipoteğin fekki işlemini yerine getirmediğini, kredinin tahsilinden itibaren 4 ay sonrasında dahi herhangi bir müşteri talebi yokken ve fek-tapu masrafları ödenmeksizin ipoteğin fekki yükümlülüğünün müvekkili bankaya yüklenmesinin hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu, -HMK nın 329 ve devamı maddeleri uyarınca, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş davalı bankanın yargılama giderlerini, harç ve vekalet ücretini ödemeye mahkûm edilmesinin hukuk ve hakkaniyete aykırı olduğunu, hatta...
İcra Müdürlüğü'nün 2014/13853 sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, davacının icra takibine konu borçlu şirket ile ilgili herhangi bir kefaletinin ve sözleşme üzerinde imzasının bulunmadığını, davacı ve eşinin birlikte yaşadığı mesken üzerine davalı banka lehine tesis edilen ipoteğin geçersiz olduğunu, davacının eşi tarafından Mersin 5 Aile Mahkemesi'nin 2014/488 Esas sayılı dosyası ile ipoteğin fekkinin talep edildiği, tüm bu hususlara rağmen davalı banka tarafından haksız ve kötüniyetli olarak eşi tarafından açılan davayı konusuz bırakma amacı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, ipotek resmi senedi ve ekte sunulan sözleşmenin kefalet sözleşmesi olarak kabul edileceği düşünülse dahi bu sözleşmenin 6098 sayılı TBK'nın 583 ve 584. maddelerine göre yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, ... , ... , ... 18.I.III. Pafta, ......