Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesinin 28/09/2010 gün, 2010/2718 esas ve 2010/5273 karar sayılı ilamı ile, genel işletme giderlerinden olan işçilik ve vasıta giderlerinin davalılardan tahsili koşulları belirtilmiş ve mahkemeden bu konuda araştırma yapılması istenilerek eksik inceleme nedeniyle bozulmuştur. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi bozmasında da belirtildiği üzere; hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören, ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ve araç sürücülerine ödediği ücretler ile araç yakıt giderleri genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdendir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dâhil edilemeyecektir....

    Borç ilişkilerini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda ( ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nda ) borcun kaynakları; sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olarak gösterilmiştir. Hukuki bir işlemde açıklanan irade, ve hukuka aykırı fiil dışında borç kanundan doğmuş olabilir. Haksız fiilden doğan sorumluluk, tazminat borcunun kaynağını oluşturmakta olup burada genel davranış kurallarına aykırılık söz konusu olmaktadır. Somut olayda; davacının annesinin ölümünden sonraki döneme ilişkin yaşlılık aylığının banka kartı kullanılarak ATM'den çekilmiş olması nedeniyle sorumlu olmadığı yönünde açılan eldeki davada, uyuşmazlık konusu edimin dayanağı “haksız fiil”dir. Zira sigortalının ölümü ile sigortalılık ilişkisi sona ermiş hak sahipleri ile de böyle bir ilişki kurulmamıştır. Başka bir ifadeyle ATM'den haksız yere para çekenler, sigortalılık ilişkisi ya da hak sahibi olarak bunu yapmamıştır....

      Bir haksız fiilden bahsedilebilmesi için, zarara sebep olan fiilin öncelikle hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka aykırı fiil maddi ya da manevi bir zarara neden olmalı, zarara sebep olan kişi fiilinden dolayı kusurlu olmalı ve zararla zarara uğratan fiil arasında neden sonuç ilişkisi olarak da ifade edilebilecek bir illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, 08.12.2010 tarih, 2010/7-530 Esas-2010/636 Karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere, hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerli olup, zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir....

        Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi fiilden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararın haksız fiili ile gerçekleştiğinin diğer söylemle zarar ile haksız fiil arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır....

          Ayrıca olayın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle hükmedilen tazminata olay tarihinden itibaren yasal faiz hükmedilmesine karar verilmiştir. ... Davacı T1 manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 5.500,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ayrıca davacı vekili haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz talep ettiğinden olayın haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle haksız fiil tarihinden itibaren manevi tazminata yasal faiz hükmedilmesine karar verilmiştir. ... Davalı-karşı davacı vekili dava dilekçesinde haksız fiil nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur... davalı-karşı davacının acı ve elem duyduğu, manevi tazminat istemi olayın oluş biçimi, Tekirdağ 3....

          Öncelikle dava haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu ve bu talep için 2 yıllık bir zaman aşımı süresi bulunduğu anlaşılmakla birlikte iddia olunan haksız fiilin sonlanmadığı, devam etmekte olduğu görülmekle davalının zaman aşımı itirazına itibar edilmemiştir. Haksız haciz nedeniyle tazminat davası temelinde genel hükümlere dayalı bir haksız fiil tazminat davasıdır. Bu sebeple haksız fiilin hukuka aykırı fiil zarar ve illiyet bağı unsurlarının bu davada mevcut ve ispatlanmış olması gerekir. Somut olayda haksız fiil olarak iddia olunan eylem haksız hacizdir. Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre bir haczin haksız haciz olabilmesi için sadece haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılmış olması yetmez ayrıca bunların kötü niyetli olarak yapılmış olduğunun ispat edilmesi gerekir. Zira alacaklı için alacağını tahsil etmek maksadıyla haciz ve muhafaza işlemlerine girişilmesi alacak borç ilişkisinin olağan sonucudur....

            Bu itibarla, mahkemece, davacının açıkça haksız fiil hükümlerine dayandığı ve davalının eylemi nedeniyle konteynerleri kullanamamasından kaynaklanan yoksun kaldığı kazancı tazminat olarak talep ettiği, zararının sürekli ve belirlenebilir nitelikte olması nedeniyle her günün zararına ait haksız fiil zamanaşımı süresinin o günden itibaren işlemeye başlayacağı, davalının süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu gözetilerek, ayrıca 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5. maddesi de dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir. 26....

              Ancak, haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Uzamış (ceza) zamanaşımının başlangıcı olay tarihidir, zarar ve failin öğrenilmemesi önem taşımaz. Dosya içeriğinden, davalının eyleminin 765 sayılı TCK’nun 452/1 maddesinde düzenlenen yaralama kastının aşılması suretiyle adam öldürme suçunu oluşturduğu, haksız eylem tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 102/3. maddesi gereğince zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, dava konusu haksız eylem tarihi ile dava tarihi birlikte gözetildiğinde, eylem tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nda öngörülen 1 ve 10 yıllık ve 765 sayılı TCK’nda öngörülen 10 yıllık uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır....

                Haksız bir fiil ile başkasına zarar veren kimse ancak kusurluysa bu zararı tazmin ile yükümlüdür. Hukuka aykırı sonucu önlemek için gerekli iradeyi göstermeyen kişi ise kusurludur. Haksız fiilin tazminat borcunun doğması için hukuka aykırı fiil ile zarar arasında bir illiyet (nedensellik) bağının da bulunması gerekir. Fiil olmasaydı meydana gelen zararın doğması mümkün olmayacak idiyse fiil ile zarar arasında bir illiyet bağı var demektir. Dosya kapsamından; mahkemenin zooteknist bilirkişi tarafından düzenlenen 06/11/2014 tarihli raporu hükme esas aldığı anlaşılmaktadır. Belirtilen bilirkişi raporu içerik olarak hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; arı ölümlerinin kovanların yerinin değiştirilmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve değişimin arı yaşamına etkisi, yani zarar ile fiil arasında illiyet bağının olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı; Ayrıca zararın oluşmasında tarafların kusur durumları tam olarak tespit edilmelidir....

                  Ancak; Katılanın daha önce sanığa karşı gerçekleştirdiği iddia olunan haksız fiil nedeniyle tutuklandığı, bu fiil nedeniyle hakkında ......

                    UYAP Entegrasyonu