Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; murisle davalılar arasında bu taşıma ilişkisinden kaynaklanan bir uyuşmazlık ve bu uyuşmazlık nedeniyle muriste ortaya çıkan sözleşmesel bir hak dava konusu edilmemiştir. Daha açık bir ifadeyle davacılar murisin bir hakkına halef olarak eldeki davayı açmamıştır. Davacıların dava konusu ettiği manevi tazminat istemi bizzat şahıslarında ortaya çıkan ölüm sonucuna ilişkin manevi zarardır. Muristen halefiyet yoluyla geçen bir hak değildir. Bu sebeple görevsizlik kararı verilirken tüketici mahkemelerine değil ölüm sonucunu gerçekleştiren olay davacılar bakımından bir haksız fiil olduğundan bu haksız fiil nedeniyle davacılar manevi zarara uğradıklarını iddia ettiğinden TBK ' nun haksız fiil hükümleri ve HMK hükümleri uyarınca asliye hukuk mahkemeleri yargılamada görevlidir. Bu nedenle mahkememiz yargılamada görevli değildir. Bu sebeple aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

    KARŞI OY Dava, destek olan sürücünün tek yanlı yaptığı kaza neticesinde ölümü nedeniyle mirasçıları tarafından açılan tazminat davası olup davalı süresi içinde zamanaşımı def'inde bulunmuştur. Her ne kadar trafik kazası sonucu ölüme/yaralamaya sebebiyet vermek bir haksız fiil ve haksız fiil zamanaşımı da TBK'nun 72.maddesinde düzenlenmiş ise de haksız fiilin, trafik kazasından kaynaklanması nedeniyle daha özel Yasa olan 2918 sayılı KTK'nın uygulanması gerekmektedir. 2918 sayılı KTK'nın 109/1.maddesi gereğince kural olarak zamanaşımı 2-10 yıldır. Ancak 2.fıkraya göre dava cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olursa bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Bu madde uyarınca, eylemin suç teşkil etmesi yeterli olup, mahkumiyet veya takipsizlik kararı aranmaksızın ceza zamanaşımı uygulanacaktır. Eylemin suç teşkil edip etmediğini de kural olarak hukuk hakimi belirleyecektir....

      Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi fiilden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararın haksız fiili ile gerçekleştiğinin diğer söylemle zarar ile haksız fiil arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır....

        Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi fiilden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararın haksız fiili ile gerçekleştiğinin diğer söylemle zarar ile haksız fiil arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Borçlar hukukunda sorumluluk nedenleri arasında düzenlenen haksız fiil hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Borçlar hukukunda genel kural, kusura dayanan haksız fiil sorumluluktur. Kusur sorumluluğu olarak ta tanımlanan haksız eylem sorumluluğunun kurucu unsurları 1- Fiil 2- Zarar 3- İlliyet bağı 4- Kusur 5- Hukuka aykırılık olduğu tartışmasızdır. BK’nın 41. maddesi (TBK’nın 49. maddesi) uyarınca haksız fiil sorumluluğundan bahsedilebilmesi için hukuka aykırı bir fiilin bulunması, kusurun bulunması, hukuka aykırı fiille zarar verilmesi ve hukuka aykırı fiil ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Böylelikle haksız fiilin; hukuka aykırı fiil, kusur, zarar ve uygun illiyet bağından ibaret olmak üzere dört unsuru bulunduğu söylenebilir....

          Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R- Dava, haksız eylemden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın kira sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın haksız fiilden kaynaklandığı, davalılar ...ve ...’in haksız fiil eylemi, davalı İl Özel İdaresinin (halefi ... Büyükşehir Belediyesi) yapı sahibi olarak sorumlu bulunduğu belirtilerek dava açıldığı belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık davalılar İbrahim ve Metin’in davacı ile aynı binada bulunan işyerlerinde jeneratöre benzin takviyesi yaparken meydana gelen yangının davacının işyerine sirayet etmesinden kaynaklanan zararın, haksız fiil eyleminde bulunanlar ve bina maliki (aynı zamanda kiralayan) olarak sorumlu......

            Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlusundan isteyebilir. Bir başka deyişle haksız fiil ile zarar arasında illiyet bağı yoksa bu kalem zarar istenemez. Dosya kapsamına göre; davacının davalıdan istediği maddi tazminat miktarı, davacının geçici iş göremezlik nedeniyle uğradığı maddi zararın yanında, dava konusu olay nedeniyle yapılan ceza yargılamasına katılmak amacıyla yaptığı uçak ve konaklama gibi giderleri de kapsamaktadır. Mahkemece benimsenen aktüerya bilirkişisi raporunda da geçici iş göremezlik nedeniyle uğranılan zarar, tedavi masrafları ile ceza yargılamasına katılım için yapılan uçak masraflarına göre maddi tazminat kapsamı belirlenmiştir. Olay nedeniyle yapılan ceza yargılamasında davacı da katılan sanık sıfatıyla yer almış, hakkında açılan kamu davasının şikayet bulunmaması nedeniyle düşürülmesine karar verilmiştir....

              Borç ilişkilerini düzenleyen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda (ve mülga 818 sayılı Borçlar Kanununda) borcun kaynakları; sözleşme, haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme olarak gösterilmiştir. Hukuki bir işlemde açıklanan irade, ve hukuka aykırı fiil dışında borç kanundan doğmuş olabilir. Haksız fiilden doğan sorumluluk, tazminat borcunun kaynağını oluşturmakta olup, burada genel davranış kurallarına aykırılık söz konusu olmaktadır. Görülmekte olan davada, sigortalının ölümünden sonraki döneme ilişkin ölüm aylığının davalı tarafından çekilmiş olması nedeniyle haksız çekilen miktarın tahsili için açılan eldeki alacak davasında uyuşmazlık konusu edimin dayanağı “haksız fiil”dir. Zira sigortalının ölümü ile sigortalılık ilişkisi sona ermiş hak sahipleri ile de böyle bir ilişki kurulmamıştır. Başka bir ifadeyle haksız yere para çeken, sigortalılık ilişkisi yada hak sahibi olarak bunu yapmamıştır....

                Davacılar, desteğin haksız fiil mağduru olması nedeniyle tazminat talep etmektedir. Davacılar desteği aynı zamanda haksız fiilin failidir. Olayda zarar gören davacıların Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayeti halinde yapılacak soruşturma sonucunda davacıların şikayeti yönünden fail ve mağdur sıfatının aynı kişide birleşmesi nedeniyle suç oluşmayacağından, kovuşturmaya yer olmadığına karar verilecektir. Tazminat alacaklısı (davacı)nın tazminat isteminin dayanağı olan, eşinin dikkatsiz ve tedbirsizlikle kendi ölümüne sebebiyet vermesi olayında suçun mağduru ve faili sıfatı aynı kişide içtima ettiğinden ceza hukukunun genel ilkelerine göre bu eylem suç teşkil etmeyecek, dolayısıyla davacının tazminat istemi yönünden 2918 sayılı yasanın 109/2 maddesi hükümleri uygulanmayacaktır....

                  Açıklanan nedenle; mahkemece, davalı ... yönünden yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan işin esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. 2-) Davalı ...’nin temyiz itirazlarına gelince; 6098 sayılı TBK'nin 49. maddesinde (818 sayılı BK’nin 41. maddesi); “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” denilmektedir. Bir başka anlatımla, haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet (nedensellik) bağı bulunması gereklidir. Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlusundan isteyebilir....

                    UYAP Entegrasyonu