Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

haksız fiil tarihi olan 05.04.2000 tarihinden ödeme tarihi olan 06.03.2006 tarihine kadar, 6.600,00 TL'lik kısmına haksız fiil tarihi olan 07/04/2000 tarihinden ödeme tarihi olan 06.03.2006 tarihine kadar, 13.400,00 TL'lik kısmına haksız fiil tarihi olan 10.04.2000 tarihinden ödeme tarihi olan 06.03.2006 tarihine kadar, 500,00 TL'lik kısmına haksız fiil tarihi olan 13.04.2000 tarihinden ödeme tarihi olan 06.03.2006 tarihine kadar işleyecek yasal faizin, diğer davalı şirketten tahsil edilecek yasal faiz miktarıyla tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı ...'...

    Şti. aleyhine 04/03/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 31/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir....

      nun tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince: Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından, davacının dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat talebine olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep etmesine rağmen, mahkemece hükmedilen tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Davanın dayanağı olan eylem, haksız fiil niteliğinde olduğundan ve haksız eylemlerde temerrüt olay tarihinde gerçekleştiğinden, olay tarihinden itibaren faiz talep edilebilir....

        Uyuşmazlık, haksız eylem sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olduğundan, zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Davacı bir anonim şirkettir. Şirket faaliyetinin devamlılığının sağlanması için sürekli olarak istihdam ettiği işçileri bulunmaktadır. Davacının zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler, şirketin faaliyetinin devamlılığı için yapmak zorunda olduğu genel idare giderleri kapsamındadır ve haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Somut olaya gelince, dosya içeriğinden mahkemece hüküm altına alınan asıl alacak miktarının bir bölümünün davacının kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler, bir başka deyişle genel idare giderleri olduğu anlaşılmaktadır....

          Uyuşmazlık, haksız eylem sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olduğundan, zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Davacı bir anonim şirkettir. Şirket faaliyetinin devamlılığının sağlanması için sürekli olarak istihdam ettiği işçileri bulunmaktadır. Davacının zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler, şirketin faaliyetinin devamlılığı için yapmak zorunda olduğu genel idare giderleri kapsamındadır ve haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Somut olaya gelince, dosya içeriğinden mahkemece hüküm altına alınan asıl alacak miktarının bir bölümünün davacının kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler, bir başka deyişle genel idare giderleri olduğu anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vd. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/12/2009 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 29/06/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş; karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, davalının haksız yere davacılardan küçük ...'ı cinsel istismar suçunu işlemekle itham ettiğinden manevi tazminat istemişlerdir....

              Mahkemece, davalı tarafından yapılan işlerin tümünün başlangıçtan beri geçersiz olan bir hukuki ilişkiye dayandığı, davalının haksız hareketi ve kasıtlı davranışı ile kötüniyetli olarak hareket ettiği, bu nedenle savunmasına itibar edilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışla diğer bir kimseye zarar vermesidir. Bu tanıma göre haksız fiilinin unsurları; fiil (davranış), zarar, kusur, fiil ile zarar arasında illiyet bağı ve hukuka aykırılıktır. Bir fiilin tazminat borcu doğurabilmesi için en önemli unsur zarardır. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 42. maddesi gereğince; zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın miktarının belirlenmesi ise hakime aittir....

                Küçük, BK.nun 41. maddesi uyarınca haksız fiilin faili olarak, anne ve babası ise TMK. nun 369. maddesi uyarınca ev başkanı olarak zarar görene karşı sorumludurlar. Her iki sorumluluk da birbirinden farklı hukuki nedenlere dayalı olup, zarar gören küçüğe ve ev başkanına karşı birlikte veya ayrı ayrı davalar açabilir. Aynı zarardan her ikisi de kendi malvarlıkları ile ayrı ayrı sorumlu olurlar. Bundan ayrı, davacının zarara uğramasına yol açan haksız fiilin gerçekleştiği tarihte, haksız fiili geçekleştiren davalı ...’in ergin olmadığı anlaşılmaktadır. Kural olarak her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir ise de; haksız fiil nedeniyle verilen zarar olay gününde meydana geldiğinden, hukuki sorunun da olay günündeki koşullara göre çözümlenmesi zorunludur. Haksız fiili gerçekleştiren kişi, davanın açıldığı tarihte ergin olsa bile, bu durum TMK. nun 369. maddesinde düzenlenmiş bulunan ev başkanının sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır....

                  Mahkemece, davalı tarafından keşide edilen ihtarnamenin 19/08/2010 tarihi olduğu, davacının iş mahkemesinde açtığı dava dilekçesinde bu ihtarnameden bahsettiği, bu şekilde ihtarname içeriğini en geç 04.04.2012 tarihinde öğrenmiş olacağı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60/2. maddesinde haksız fiil nedeniyle tazminat davasının zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık sürede zaman aşımına uğrayacağı düzenlenmiştir. Ancak haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu'nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda da bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının, davalının kullandığı ifadelerin şahsına karşı hakaret içerdiği iddiasıyla tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır....

                    Haksız fiil nedeniyle geçici veya sürekli iş gücü kaybı veyahut da yüzde sabit iz kalmasına ilişkin bedensel zararın haksız fiil tarihi itibariyle doğduğu ve mağdurun bu tarihten itibaren zarar görmeye başladığı kabul edilmelidir. Davanın uzamış ceza zamanaşımı süresi olan sekiz yıl geçtikten sonra açılmış olduğu anlaşılmakla zamanaşımı defi nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu