Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılan haksız eylem tacirin şöhret ve unvanına olumsuz tesir ettiği yani manevi zarar doğurduğu kadar, maddi anlamda zararına veya kar kaybına da neden olabilir. Her haksız rekabet bir haksız fiildir. Ancak her haksız fiil haksız rekabet olmaz. Eylemin sonuçları tacir kişinin maddi veya manevi zararına neden olsa bile özünde bir rekabet olgusu bulunmadıkça haksız rekabetten söz edilemez. Somut olaydan yola çıkarak anlatacak olursak, bir tacir hakkında basın yoluyla haksız karalama haberleri yapıldığında, mağdurun yani tacirin kar kaybına veya zararına neden olsa bile haksız rekabet olmaz. Doğan zarar için haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi tazminat davası açılabilir. Hatta devam ediyorsa bu haksız fiilin önlenmesi de istenebilir. Ancak haksız fiil sahibinin eylemi ticari anlamda rekabet değildir. Haksız rekabetten söz edilmesi için başta rekabetin varlığı gerekir. Bu sebeple aslında istisnalar olsa bile (mesela işçinin haksız rekabeti) haksız rekabetin faili de tacirdir....

    Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmakta ve unsurları; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak belirlenmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiil bir zararın doğması neden olmalı, zarara neden olan kişinin kusurlu bulunması ve zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi fiilden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişilerin maddi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararın haksız fiili ile gerçekleştiğinin diğer söylemle zarar ile haksız fiil arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır....

      Haksız fiil tarihindeki cenin sağ olarak doğmak koşuluyla haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Bunun sonucunda haksız fiil tarihinde ceninin ana rahmine düşmüş olması halinde ancak bu haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminata hak kazanacaktır. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında, 26.04.2011 tarihinde meydana gelen ölüm olayından (haksız fiilden) sonra 10.12.2012 tarihinde, dünyaya gelen davacı ...'ün tıp biliminin bilinen kurallarına göre haksız fiil doğum tarihinin 1 yıl 7 ay 20 gün öncesinde gerçekleşmiş olmakla bu tarihte ... henüz ana rahmine düşmüş olmadığından haksız fiil nedeniyle manevi tazminat talep etme şartlarını taşımadığı ortadadır. Bu nedenle davacı ... yönünden manevi tazminat talebinin tümden reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

        Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, kararı davalılar temyiz etmişlerdir. a)Dava haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup kısmen kabul kısmen reddedilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Asıl davada davacı ... vekili Avukat ..., davalı ... aleyhine 30/12/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat, birleşen davada ise davacı ... vekili Avukat ... tarafından davalılar ... ve ... aleyhine 22/07/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın ve birleşen davanın reddine dair verilen 04/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret, tehdit ve mala zarar verme HÜKÜM : - Sanıklar ... ve ... haklarında tehdit suçundan beraat, Sanık ... hakkında haksız fiil nedeniyle veya karşılıklı hakaret suçundan ceza verilmesine yer olmadığı, mala zarar verme suçundan mahkumiyet, Gereği görüşülüp düşünüldü: Katılan vekilinin temyizinin, sanıklar ... ve ... hakkındaki kurulan hükümlere yönelik olduğu anlaşılmakla, bu sanıklarla sınırlı yapılan temyiz incelemesinde; I- Sanık ... hakkında tehdit, sanık ... hakkında tehdit ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde; Sanıklara yüklenen suçların mağdurları, ... ve ... olup bu suçlardan doğrudan zarar görmeyen şikayetçi ..., açılan davaya katılma ve hükmü temyize hak ve yetkisi bulunmadığından şikayetçi adına vekilinin kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin CMUK.nun 317. maddesi gereğince REDDİNE, II- Sanık ... hakkında hakaret...

              ve diğerleri aleyhine 10/03/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29/12/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından; mahkeme kararını davalılar adına temyiz eden Avukat ...’in, davalılardan ... ve ... adına düzenlenmiş vekaletnamesinin dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu durumda, adı geçen Avukat davalılardan ... ve ...’in de vekili ise vekaletnamesinin sunulmasının istenilmesi için dosyanın geri çevrilmesi gerekmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Asıl davada davacılar ... ve ... vekilleri Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/07/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat, birleşen davada davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... ve Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 15/08/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

                  a velayeten kendi adlarına asaleten ... ve ... vekilleri Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 25/06/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 15/07/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz olunmuştur. Dosyanın incelenmesinde; temyiz incelemesi için gerekli görülen... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/37 esas ve 2015/93 karar sayılı dava dosyasının eklenmediği anlaşılmaktadır....

                    Tan tarafından, davalı ... aleyhine 17/02/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/11/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş, kararı davalı temyiz etmiştir. Her ne kadar dava kısmen kabulle sonuçlandırılmışsa da, davacı 26/04/2013 tarihinde verdiği dilekçe ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar yapılabilen ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuran taraf işlemlerindendir. Bu nedenle HMK.'nın 310-311. maddeleri gözetilerek davacı feragati hakkında bir değerlendirme yapmak üzere kararın bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu