Ancak, haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylem ise ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüşse haksız fiil sorumluluğunda bu (uzamış) ceza zamanaşımı süreleri uygulanır. Uzamış (ceza) zamanaşımının başlangıcı olay tarihidir, zarar ve failin öğrenilmemesi önem taşımaz. Dosya içeriğinden, davalının eyleminin 765 sayılı TCK’nun 452/1 maddesinde düzenlenen yaralama kastının aşılması suretiyle adam öldürme suçunu oluşturduğu, haksız eylem tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 102/3. maddesi gereğince zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, dava konusu haksız eylem tarihi ile dava tarihi birlikte gözetildiğinde, eylem tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nda öngörülen 1 ve 10 yıllık ve 765 sayılı TCK’nda öngörülen 10 yıllık uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır....
Haksız bir fiil ile başkasına zarar veren kimse ancak kusurluysa bu zararı tazmin ile yükümlüdür. Hukuka aykırı sonucu önlemek için gerekli iradeyi göstermeyen kişi ise kusurludur. Haksız fiilin tazminat borcunun doğması için hukuka aykırı fiil ile zarar arasında bir illiyet (nedensellik) bağının da bulunması gerekir. Fiil olmasaydı meydana gelen zararın doğması mümkün olmayacak idiyse fiil ile zarar arasında bir illiyet bağı var demektir. Dosya kapsamından; mahkemenin zooteknist bilirkişi tarafından düzenlenen 06/11/2014 tarihli raporu hükme esas aldığı anlaşılmaktadır. Belirtilen bilirkişi raporu içerik olarak hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; arı ölümlerinin kovanların yerinin değiştirilmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve değişimin arı yaşamına etkisi, yani zarar ile fiil arasında illiyet bağının olup olmadığı açıklığa kavuşturulmalı; Ayrıca zararın oluşmasında tarafların kusur durumları tam olarak tespit edilmelidir....
haksız fiil tarihi olan 05.04.2000 tarihinden ödeme tarihi olan 06.03.2006 tarihine kadar, 6.600,00 TL'lik kısmına haksız fiil tarihi olan 07/04/2000 tarihinden ödeme tarihi olan 06.03.2006 tarihine kadar, 13.400,00 TL'lik kısmına haksız fiil tarihi olan 10.04.2000 tarihinden ödeme tarihi olan 06.03.2006 tarihine kadar, 500,00 TL'lik kısmına haksız fiil tarihi olan 13.04.2000 tarihinden ödeme tarihi olan 06.03.2006 tarihine kadar işleyecek yasal faizin, diğer davalı şirketten tahsil edilecek yasal faiz miktarıyla tahsilde tekerrür olmamak üzere davalı ...'...
Mahkemece, davalı tarafından yapılan işlerin tümünün başlangıçtan beri geçersiz olan bir hukuki ilişkiye dayandığı, davalının haksız hareketi ve kasıtlı davranışı ile kötüniyetli olarak hareket ettiği, bu nedenle savunmasına itibar edilemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Haksız fiil, bir kimsenin hukuka aykırı ve kusurlu bir davranışla diğer bir kimseye zarar vermesidir. Bu tanıma göre haksız fiilinin unsurları; fiil (davranış), zarar, kusur, fiil ile zarar arasında illiyet bağı ve hukuka aykırılıktır. Bir fiilin tazminat borcu doğurabilmesi için en önemli unsur zarardır. Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 42. maddesi gereğince; zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın miktarının belirlenmesi ise hakime aittir....
Şti. aleyhine 04/03/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 31/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir....
nun tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazına gelince: Dava, haksız fiil nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından, davacının dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat talebine olay tarihinden itibaren faiz yürütülmesini talep etmesine rağmen, mahkemece hükmedilen tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Davanın dayanağı olan eylem, haksız fiil niteliğinde olduğundan ve haksız eylemlerde temerrüt olay tarihinde gerçekleştiğinden, olay tarihinden itibaren faiz talep edilebilir....
Küçük, BK.nun 41. maddesi uyarınca haksız fiilin faili olarak, anne ve babası ise TMK. nun 369. maddesi uyarınca ev başkanı olarak zarar görene karşı sorumludurlar. Her iki sorumluluk da birbirinden farklı hukuki nedenlere dayalı olup, zarar gören küçüğe ve ev başkanına karşı birlikte veya ayrı ayrı davalar açabilir. Aynı zarardan her ikisi de kendi malvarlıkları ile ayrı ayrı sorumlu olurlar. Bundan ayrı, davacının zarara uğramasına yol açan haksız fiilin gerçekleştiği tarihte, haksız fiili geçekleştiren davalı ...’in ergin olmadığı anlaşılmaktadır. Kural olarak her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirilir ise de; haksız fiil nedeniyle verilen zarar olay gününde meydana geldiğinden, hukuki sorunun da olay günündeki koşullara göre çözümlenmesi zorunludur. Haksız fiili gerçekleştiren kişi, davanın açıldığı tarihte ergin olsa bile, bu durum TMK. nun 369. maddesinde düzenlenmiş bulunan ev başkanının sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır....
Uyuşmazlık, haksız eylem sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olduğundan, zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Davacı bir anonim şirkettir. Şirket faaliyetinin devamlılığının sağlanması için sürekli olarak istihdam ettiği işçileri bulunmaktadır. Davacının zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler, şirketin faaliyetinin devamlılığı için yapmak zorunda olduğu genel idare giderleri kapsamındadır ve haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Somut olaya gelince, dosya içeriğinden mahkemece hüküm altına alınan asıl alacak miktarının bir bölümünün davacının kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler, bir başka deyişle genel idare giderleri olduğu anlaşılmaktadır....
Uyuşmazlık, haksız eylem sonucu uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olduğundan, zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Davacı bir anonim şirkettir. Şirket faaliyetinin devamlılığının sağlanması için sürekli olarak istihdam ettiği işçileri bulunmaktadır. Davacının zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler, şirketin faaliyetinin devamlılığı için yapmak zorunda olduğu genel idare giderleri kapsamındadır ve haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Somut olaya gelince, dosya içeriğinden mahkemece hüküm altına alınan asıl alacak miktarının bir bölümünün davacının kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler, bir başka deyişle genel idare giderleri olduğu anlaşılmaktadır....
Haksız fiil nedeniyle geçici veya sürekli iş gücü kaybı veyahut da yüzde sabit iz kalmasına ilişkin bedensel zararın haksız fiil tarihi itibariyle doğduğu ve mağdurun bu tarihten itibaren zarar görmeye başladığı kabul edilmelidir. Davanın uzamış ceza zamanaşımı süresi olan sekiz yıl geçtikten sonra açılmış olduğu anlaşılmakla zamanaşımı defi nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir....