Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi tarafından “ uyuşmazlığın tapu kaydına ve şahsi hakka ( taksime ) dayalı olarak, taşınmazdan elde edilen ürünlerin zilyetliğinin tespiti ve teslimi talebine yönelik olduğu ” gerekçesi ile dosya görevsizlik kararı ile dairemize gönderilmiştir. İş bölümününe göre, menkul eşyalara ilişkin alacak ve tespit davaları sonucu verilen hüküm ve kararların istinaf inceleme görevi 17. Hukuk Dairesine, mülkiyet hakkına ve şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararların istinaf inceleme görevi dairemize aittir. Bir davada maddi olayı anlatmak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir. (HMK. madde 33). Kuşkusuz bu niteleme yapılırken, dava dilekçesinde kullanılan belirli sözcükler değil, dilekçenin tamamı göz önünde bulundurulmalı, irade beyanının gerçek anlam ve amacı, hakim tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 19. maddesine göre, yorum yoluyla tespit edilmelidir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dava; şahsi hakka dayalı olarak zilyetlik hakkının tespiti ve korunması ile zilyetliğe yapılan müdahalenin önlenmesi isteklerine ilişkindir. 2- Davacı taraf, davasında dava konusu evi kendisinin yaptığını, nizasız fasılasız malik sıfatıyla kullandığını, buna rağmen davalının evini haksız olarak kullanmaya başladığını belirterek, zilyetliğinin korunması ile davalınan müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacının davada salt zilyetliğe dayanmayıp, zilyetlik yanında, malik sıfatıyla zilyetlik hakkına (taşınmazın tapusuz olması nedeniyle şahsi hakka, üstün hak iddiasına) da dayandığı, davalı tarafın da dava konusu evin kendisine kooperatif çalışanı olarak tahsis edildiği iddiasıyla, şahsi hak savunmasında bulunduğu anlaşılmıştır. 3- Yargıtay 8....

Eldeki davada, çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TMK'nun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi davası mı yoksa TMK'nun 974 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....

    Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, Hazine'ye ait taşınmaz mal üzerine, izinsiz olarak, hafif yapı niteliğinde olmayan yapı kuran zilyetlerin, arsa maliki Hazine'den başka kişiler aleyhine açtıkları davalar, arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, salt zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davasıdır. Somut olayda gelince; davacı, taşınmazın üzerinde bulunan yapıdan kaynaklı satın almaya dayalı elatmanın önlenmesi isteğinde bulunduğuna göre dava, salt zilyetliğin korunmasına yönelik dava niteliğinde değildir....

      TMK.nun 982 ve 983.maddelerinde de; zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Orman idaresi ve Hazine davada taraf durumunu almamış bulunduğuna göre, davacı zilyetliği haksız olsa bile malik dışında saldırıda bulunan kişilere karşı anılan maddelerdeki zilyetlik davalarını açabilir. Zilyetlik hukuken korunmuş eylemli bir durum olduğuna göre, zilyetliğin bir hakka dayanıp dayanmaması önemli olmadığı gibi açılmış olan davanın dinlenmesine engel değildir. Bu tür davalarda, taşınmaz üzerinde hangi tarafın üstün ve korunmaya değer zilyetliğinin bulunduğunun saptanması, uyuşmazlığın ona göre çözümlenmesi gerekmektedir....

        Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 153 ada 3 parsel sayılı 3235,43 m² yüzölçümündeki taşınmaz miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı ... ve paydaşları adına tespit edilmiş, taşınmaz üzerinde bulunan evin ...'a ait olduğu beyanlar hanesinde gösterilmiştir. Davacı ... miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, 153 ada 3 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir....

          GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında dava konusu 102 parsel sayılı 41700 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına, vergi kaydına, satın almaya, miras yoluyla gelen hakka ve paylaşmaya dayanılarak, ölü olduğu tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle eşit paylarla Mehmet oğlu ... ile davalı ... adına tespit edilmiştir. İtirazları kadastro komisyonunca kısmen kabul edilen davacılar ..., ... ve ..., tapu kaydına ve miras yoluyla gelen hakka dayanarak dava konusu taşınmazın davalı Latife adına tespit edilen 1/2 payının miras bırakanları Mehmet oğlu ... mirasçıları adına tapuya tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece, Yargıtay 7....

            TMK'nun 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğine müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Ancak, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayanıldığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır. (HGK'nun 25.11.2009 tarih ve 2009/8-518 Esas, 573 Karar). Somut olayda; uyuşmazlık 6100 s. HMK. 4/c maddesinde yazılı zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir tazminat davasıdır. Dava tarihinde geçerli olan 6100 sayılı HMK.nin 2. maddesi uyarınca malvarlığı haklarına ilişkin davaların... asliye hukuk mahkemesinde çözümleneceği düzenlenmiştir. Buna göre uyuşmazlığın... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince... 3....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti ve Korunması davasıdır. Tapu kaydına göre, Mersin ili, Anamur ilçesi, Anıtlı Köyü, 165 ada, 65 parsel sayılı taşınmazın 2.494,83 m2 yüzölçümü ve tarla niteliği ile T3 adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Anamur Milli Emlak Müdürlüğü'nün 02/08/2021 tarih ve E-85279361- 400- 1406810 sayılı yazı ile davacının davaya konu taşınmaz üzerine muz, avokado vb dikimi yaparak işgal ettiğinin tespit edildiği, taşınmazı tel örgü ve çitleri sökerek yazının tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde tahliye etmesinin talep edildiği anlaşılmıştır....

              Ancak davacı hakka dayalı olarak el atmanın önlenmesini (zilyetliğinin korunması) ve ecrimisil isteminde bulunabilirse de kal istemi açısından mevcut davacı zilyetliğinin korunması taşınmazın aynına yönelik tasarruf işlemi olduğundan davacı mera parselinin mülkiyet sahibi olmadığından kal isteminde bulunamayacaktır. Bu itibarla mahkemenin, davacının hakka dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil (zilyetliğin korunması) istemi açısından taşınmazın mera vasfında ve kamu malı niteliğinde bulunduğu, davacının mülkiyet sahibi olmadığı aktif dava ehliyeti bulunmadığı yönündeki ret gerekçesi yerinde görülmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu