Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVALILAR : Hazine - Orman Yönetimi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro çalışmaları sırasında ... köyü 105 ada 1 parsel sayılı taşınmaz orman vasfıyla Hazine adına tespit ve tapuya tescil edilmiştir. Davacı vekili, söz konusu taşınmazın bir bölümü üzerinde davacının zilyetliğinin bulunduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazın sadece hayvan otlatılmak suretiyle kullanıldığı bu anlamda taşınmaz üzerinde davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. ...- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan çekişmeli 117 ada ... parsel sayılı taşınmaz hakkındaki hükmün ONANMASINA, ...- Çekişmeli 115 ada ... parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz inceleme isteğine gelince; Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına usuli müktesep hak oluşur. Bu hakkın zedelenmemesi için bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmesi zaruridir. Hükmüne uyulan bozma ilamında, usulünce tapu kayıt uygulaması yapılması ve davacının beyan olunan zilyetliğinin asli zilyetlik olup olmadığı konusundaki duraksamanın giderilmesi gereğine değinilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, 2005 yılında kadastro çalışmaları sonunda 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca adına orman sınırları dışına çıkartılan ve beyanlar hanesinde davalı gerçek kişilerin kullanıcı gösterildiği 3095 parselin zilyetliğinin davalı gerçek kişilerden satın alındığı ve ziynet olunduğu iddiası ile açılan davalı gerçek kişilere ait kullanıcı şerhinin beyanlar hanesinden iptali ile davacının zilyet ve kullanıcı olduğunun tespiti isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (16.)...

        O halde mahkemece öncelikle taşınmaza ilişkin tapulama tutanağının okunaklı örneği ya da aslı getirtilip incelenmeli, davaya konu taşınmaz hisselerinin hangi hukuki sebebe ( hakka ) dayalı olarak davalılar adına tespit edildiği belirlenmeli, davaya konu hisseler davalıların dayandığı bir hakka (örneğin; davalılar adına düzenlenmiş tapu kaydına, davalıların zilyetliğine vs) istinaden tespit edilmiş ise şimdiki gibi dava 3402 sayılı yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile usulden reddedilmelidir....

        Kanunu'nun 14. maddesinde zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği, davalı tarafın ise taşınmaz üzerinde zilyetliğinin bulunmadığı dosya kapsamı ve bir kısım davalıların beyanları ile belirlenmiştir. Davacı taraf, taşınmazın kendi mirasbırakanları ...'tan intikalen geldiği iddiasında olup, kök muris ...'den intikal ettiği iddiasında bulunmadıkları gibi, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların da taşınmazın öncesinin ...'e ait olduğu konusunda bilgileri bulunmamaktadır. Bu durumda, davanın kabulüne karar vermek gerekirken, Mahkemece davalılardan ... ve ...'nın, taşınmaz üzerinde murislerinin ve kendilerinin bir ilgisinin bulunmadığı; ancak taşınmazın davacıların kök murisi...'...

          a satarak zilyetliğini devrettiği, taşınmaz üzerinde, davalının malik sıfatıyla zilyetliğinin başladığı 1977-1978 yıllarından aktarılan dava tarihi olan 2005 yılına kadar davalı ... ... yararına 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği mahkemece yapılan keşif, uygulama ve toplanıp değerlendirilen deliller ile belirlenmiştir. Bu nedenler ve karar yerinde gösterilen diğer gerekçelere göre mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacı ... mirasçılarının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 3.15 TL temyiz harcının hükmü temyiz eden davacı ... mirasçılarından alınmasına, 09.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            O halde; “zilyetliğin korunması” davalarında esas olan mülkiyet hakkının korunması değil, kişinin fiili (eylemli) hakimiyeti (egemenliği) altında bulundurduğu taşınır veya taşınmaz yada nesne üzerinde o an için var olan “üstün zilyetliğinin korunması” söz konusudur. Dolayısıyla zilyedin fiili hakimiyetinin bir hakka dayanıp dayanmadığına bakılmaksızın üstün zilyetliğinin korunması sağlanır. Bu tür davalar, esasen toplumda bozulan düzenin (asayişin) bir an evvel korunması ve sağlanması için başvurulan geçici tedbir niteliğindeki davalardır. Zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Davacıda bu amaçla anılan davayı açmıştır....

            O halde; “zilyetliğin korunması” davalarında esas olan mülkiyet hakkının korunması değil, kişinin fiili (eylemli) hakimiyeti (egemenliği) altında bulundurduğu taşınır veya taşınmaz yada nesne üzerinde o an için var olan “üstün zilyetliğinin korunması” söz konusudur. Dolayısıyla zilyedin fiili hakimiyetinin bir hakka dayanıp dayanmadığına bakılmaksızın üstün zilyetliğinin korunması sağlanır. Bu tür davalar, esasen toplumda bozulan düzenin (asayişin) bir an evvel korunması ve sağlanması için başvurulan geçici tedbir niteliğindeki davalardır. Zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Davacıda bu amaçla anılan davayı açmıştır....

            Mahkemece, davanın hakka dayalı olduğu, zilyetliğin tespiti ve korunması talepli olup; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde, tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 117 ada 1 ve 117 ada 2 parsel, 06.09.1990 tarih ve 31.01.1992 tarihinde hükmen Hazine adına tescil edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalara göre dava; TMK'nun981 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. TMK'nun 984.maddesinde; “Gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayarak iki ay ve her halde fiilin üzerinden bir yıl geçmekle düşer.” denilmiştir....

              Kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise, TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....

              UYAP Entegrasyonu